Batı toplumlarında anne-baba-çocuktan oluşan ve ideal olarak gösterilen çekirdek aile bile çözülerek yerini, tek ebeveyn, tek çocuklu aileler; evlilik akdi olmaksızın çocuk yapıp aynı evde yaşayanlar, eşcinsel evli çiftler gibi modellere bırakmıştır. Ana-babasının kimliğini bilmeden büyüyen milyonlarca insan, aile kurumundaki tahribatın boyutunu göstermektedir.
Dinî değerlerin kıymetini kaybettiği toplumlarda tablo değişmez!
ÜLKEMİZDEKİ AİLE TABLOSU
Batı, bu çözülmeye çareler bulmaya çalışırken, onları taklit etmekte yarış içinde olan bizim gibi ülkelerde ailede yozlaşma gittikçe artmaktadır.
Boşanmaların hızla artması toplum hayatındaki kargaşayı da beraberinde getirmektedir.
Oysa ki, çocukların ruh sağlığı ve kişilik gelişimleri açısından yeterli ve dengeli olmaları, ancak aile düzeninin sağlıklı ve huzurlu olmasıyla mümkündür.
AİLEDE DEĞİŞEN KİMLİKLER
Çağımızda kadın kimliği tüketim kültürünün her seferinde daha ağır dozlarla pompaladığı genç kalmak, sağlıklı olmak, iyi görünmek temalarıyla şekillenmektedir. Anti-aging ürünler, kozmetikler, estetik cerrahi operasyonlar, moda, diyet kürleri kadının “Beğeniliyorsam değerliyim” zannını beslemektedir. Bu kısır döngü çaresizlik ve belirsizlik duygularını ortaya çıkarır. Neticede, kaygı bozuklukları ve depresyon gibi tablolar kaçınılmazdır.
Tüketim kültürü sürekli daha fazlasını talep ettiği için daha çok çalışmak ve taksit ödemek zorunda kalan babalarsa aşırı derecede yorgundur. Buna rağmen, anne ve baba çocuklarından kendi kaybedilmiş rüyalarını ve hedeflerini gerçekleştirmelerini bekler, onları bu düşünceye uygun davranmaları şartıyla desteklerler.
AİLENİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI
Aile kurumunun bu kıskaçlardan kurtarılabilmesinin yolu kadın kimliğinin en doğru biçimde yeniden kurulmasından geçer. Bunun için sağlam bir zemine ihtiyaç vardır. Bütün “izm”lerin iflâs ettiği günümüzde, İslâmın Kur’ân ve Sünnet ışığında sunduğu kimlik modeli önemlidir.
Kur’ân’da kadın ve erkek, birbirini tamamlar. Birbirlerine yardımcı ve muhtaç yaratılmıştır. Görev ve sorumlulukları bellidir. İletişimlerinde Allah rızasını ararlar. Kur’ân cinsiyet ayrımcılığına ve bedenin meta olarak kullanılmasına izin vermez.
Bu noktada Asr-ı Saadet modeli canlı bir örnektir.
KADIN KİMLİĞİNİN YAPILANDIRILMASINDA RİSALE-İ NUR
Asrın Kur’ân tefsiri Risale-i Nur’un kadın için tanımladığı kimlik, kulluk şuuru ile şekillenmiş bir “şefkat kahramanlığı”dır. Şefkat duygusu doğru yerlerde, özellikle de çocuk eğitiminde suistimal edilmeden, ihlâsla kullanılırsa, gelecek nesilde, toplum hayatında büyük imanî inkişaflar yaşanır. Bediüzzaman Hazretleri Hanımlar Rehberi isimli eserinde bir çok hadis-i şeriften bu gerçeğe işaretler bulduğunu ifade eder.
HÜLÂSA
Küreselleşmenin “kültürel hipnoz” etkisi ancak hakikati aramak ve hakikatin ışığında kimliğimizi yeniden yapılandırmaktan geçer.
Kadın kimliğinin yeniden yapılandırılması, ailenin de toplumun da yeniden yapılandırılması anlamına gelir.