"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dindar nesil nasıl yetiştirilir?

Zekeriyya Kocalan
13 Aralık 2019, Cuma 14:54
Cumhurbaşkanı dindar nesil yetişmelidir dedi ve ne demek istediğini şöyle açıkladı:

“Bugün yine aynısını söylüyorum, inşallah dindar bir gençlik, dindar bir nesil sizin ellerinizde yetişecek. Bunu başardığımız takdirde, çarşıda, sokakta, pazarda o zaman tinercisini, hırsızını, Allah’ın izniyle o zaman görmeyiz veya minimize ederiz. Alkolikleri görmeyiz, niye? Çünkü dindar gençlik bilecek ki alkol haramdır. Dolayısıyla o yola tevessül etmeyecek. Bu konularda atılacak adımlarla dindar neslin olduğu bir ülkede, inanıyorum ki tüm manevi değerler bir anda yüksek bir sıçrama yapacak ve birbirini menfaat, makam, mevki için değil Allah için seven bir millet ortaya çıkacaktır. İşte bunu siz sağlayacaksınız bu adımları atma noktasında yeni bir sürecin içinde olmamız gerekiyor, aksi takdirde yıllara yazık oldu deriz.”

Cumhurbaşkanının dindardan maksadının ne olduğunu açıkladı. Buna kimsenin itiraz etmesi mümkün değil. Yani herkesimden sağduyulu, aklı başındaki insanlar, evladının Cumhurbaşkanının dindar derken tarif ettiği tarzda olmasını, yetişmesini ister.

Yani hırsız olmaması için, içkici olmaması için, menfaatçi olmaması için ve diğer yanlış ve zararlı alışkanlıklar olmaması içi dini değerlerden istifade edilmesini kimse yadırgamaz. Hatta teşvik eder.

İnsanımızdan her kesim, her görüşte ki insan evladının dürüst olmasını ister. Yanlışlara düşmemesini, helaliyle yetinen bir evlat olmasını ister.

Kim istemez? Ancak dinden tamamen uzaklaşmış, adeta şeytanlaşmış, din düşmanı haline gelmiş insanlar istemez. Geçmiş senelerde, 28 şubat öncesinde bunun için İmam-Hatiplere büyük rağbet vardı. Halk yoğun teveccüh ediyordu. 28 şubat aktörleri buna engel olmak istediler. Önüne engeller koydular. Halkı yıldırmaya, kaçırmaya çalıştılar.

Sadi Nursi de ‘dindar nesil’ için çırpındı. Bu amaç için rahatını terk etti. Bu amaç için el üstünde tutulduğu, hürmet gösterildiği Ankara’yı bıraktı. Milletvekilliği, vaizlik gibi teklifleri elinin tersiyle itti. Bu amaç için sürgün yedi. Bu amaç için hapishanlere düştü. Ama yılmadı, korkmadı, hayatı boyunca neslin dindar olması için çalıştı.

Sürgünde bunun için çalıştı. Hapishanede bunun için gayret gösterdi. Bir tek gayesinin olduğunu haykırdı. O da dindarlarla beraber, el ele vererek, gönül birliği içinde gençlerin imanı kurtarmaktı. Gençlerin ıslahıydı gayesi. Memleketin imanına, Allahın birliğine hizmetti.

Bunun için kendisine; “Sen şuna buna niçin sataştın?” diyenlere, “Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum.

“Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum“ diye haykırdı.

Ve bunun için yani ‘dindar nesil’ için, neslin imanını kurtarmak için Risale-i Nur Külliyatını yazdı. Gençlerin imanını kurtaracak şekilde yazdı. İmana, Kur’an’a, İslama dair şüpheleri yok etmek için yazdı. Onun için ön yargıyı bırakmalıyız. Bunu dert edinenler elele vermeliyiz.

Ama İmam-Hatip liselerindeki derslerin içeriğine bakıyorsun, Risale-i Nur anlatımı yok. ‘Dindar nesil’ yetiştirmek için, önce dindarların kendini yenilemesi gerekir. Asırlardır sürdürülen anlayışla, yöntemle bu olmaz. Kur’an her asrın anlayışına hitap eden, ihtiyaçlarına cevap veren kitaptır.

Risale-i Nur, Kur’an’ın bu asra bakan yüzünü göstermiştir. Kur’an’ın bu asra uygun anlatımıdır. Kur’an’ın bu asra yansımasıdır. Böyle olduğu halde, Risale-i Nur eserlerine imam-hatip ders kitaplarında yer verilmemektedir. Kitaplar eski anlayışla çıkarılmaya devam edilmektedir.

‘Dindar nesil’ için tarafgir davranmayı, ön yargıları bir kenara bırakalım. Meslek ve meşrep, tarikat veya siyasi görüşlerimizle değil, hak ve hakikat namına hareket edelim. ‘Dindar bir nesil’ için hak ve hakikatın gerektirdiğini yapalım. Dindar bir nesil için gerekeni yapalım.

Ve imam-hatiplerde bu günkü müfredat hala imam yetiştirecek tarzda. Değişiklikler yok denecek kadar az. Senelerdir imam-hatiplerde okuyanların büyük çoğunluğu imamlık düşünmüyor. Anne-baba da düşünmüyor. Bunun için göndermiyor. ‘Ahlaklı evlat olsun’ diye gönderiyor.

Şu anda kızlar çoğunlukta. Dindar olsunlar diye bu okullarda. Veliler bunun için gönderiyor. Onun için bu okullarda ders kitaplarının içeriğinin değişmesi şart. Hem de süratle. Çünkü bu müfredat öğrenci kaçırıyor, uzaklaştırıyor.

Kur’an-ı Kerim’den ezberler çok olması, Arapçanın zorunlu olması, tefsir, hadis ve fıkıhta usülün yoğun olması yanlış. Bunların yeniden yazılması gerekir. Öğrencilere bir Müslüman olarak lazım olanların verilmesi gerekir. İmam-hatipler imam yetiştirmek için değil, Müslüman yetiştirmek içindir. Vakıa budur.

Hem de bütün evlatlarımız için yapalım. Sadece İmam Hatiplere yönelik olarak yapılmamalı. Bunun için de İmam-Hatip liseleriyle beraber diğer liselerde de Kur’an-ı Kerim, Siyer, Hadis ve Tefsir dersleri zorunlu olmalı.

Onlarca ders zorunlu olurken neden dini dersler zorunlu olmuyor? Onlardan daha mı önemsiz? Ve İmam Hatip ismini kaldıralım. Bütün okullar Müslümanların okullarıdır. Müslüman evlatları Müslümanlığını öğrenmelidir.

Konulan dini derslerden üniversite imtihanlarında ve diğer lise derslerinden yapılan imtihanların hepsinde Kur’an-ı Kerim, siyer, hadis ve tefsir soruları yer almalıdır. İHL ayrıca açılmalıdır. Hafızlık şartı olmalıdır. Arapça kaynakları okuyabilecek şekilde müfredat hazırlanmalıdır. Hadis, tefsir Arapça ağırlıklı olmalıdır. İmam ve hatip yetiştirmek için olmalıdır.

Ve bu okullar cazip hale getirilmelidir. İlahiyat okullarına yönlendirilmelidir. Teşvik edilmelidir. İlahiyat girişlerinde üniversite puanıyla beraber mülakat yapılmalıdır. Artık eski hal muhal. Ya yeni hal ya izmihlal.

Yani eski tarzda ve anlayışta bu günün nesline İslam anlatılamaz. Anlatılsa da kabul etmez. İslami yeniden ve yeni tarzda anlatmak şart.

Okunma Sayısı: 3017
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mürsel

    13.12.2019 17:25:08

    Siyer Kuran liselerde seçmeli var.Doğrusu da bu.İlkokul 4ten okutulan Din ve Ahlak Bilgisi lisede seçmeli olmalı.Bu hem kişinin hem dinin özüne uygun.Hem de dine zarara dur denmiş olur.)15 yıl ücretsiz ve gönüllü din derslerine giren öğretmen.)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı