Mailime düşen büyük bir feryat, acı ve sitem dolu bir mektupla yazıya başlamak istiyorum.
“Gazze’den selâmlar gönderiyorum. Ama Allah bilir belki size gönderebileceğim son selâm olabilir; çünkü bilgisayarımın pilinin son dakikalarını kullanıyorum. Gazze’de elektrik petrol ve su bitmiş durumdadır. Hastanelerde jeneratörlerin son mazot litreleri kullanılıyor, ondan sonra hastanelerdeki elektrikler de kesilecek. O saatten sonra, 24 saat içerisinde 400 diyaliz hastası ölüme mahkûm kalacak ve yoğun bakımda olan yaklaşık 200 genç ve yaralıyı kayıp edeceğiz. Bununla birlikte, sürekli ilâç ve elektrik gerektiren ameliyatlar durdurulacak. Fırınlarda ekmek yok, pazarda da un yok, ilâçların çoğu bitmiş durumda, sınırlar İsrail ve Mısır tarafından kapatılıyor. Boynunuza emanettir ki, Türk halkına söyleyin. Biz Filistin halkı olarak kıyamet gününde ve Allah’ın huzurunda hakkımızı helâl etmeyeceğiz. Biz burada ölürsek, sizin payınız var bunda; eğer her biriniz çıkıp da elinden geleni yapmazsa, Allah’ın önünde kardeşlik hakkımızı isteyeceğiz sizden…”
Bu satırlar kendisini “Filistinli bir Türk” olarak tanıtan Filistinli bir kardeşimize ait. Aslında söylenmesi gereken şey bu satırlarda yer alıyor.
* * *
İsrail ve Mısır ile çevrili dar ve küçük bir bölge olan Gazze’nin nüfusu yaklaşık 1.5 milyon. İsrail, Gazze Şeridi’nde roket saldırılarını bahane ederek büyük bir abluka başlattı. Elektrik kesildi, yiyecek ve ilâç sıkıntısı başladı. Gazze’de şimdi bir insanlık dramı yaşanıyor, dünya sessiz. Açık bir hapishane hayatı yaşayan Gazze halkı bir taraftan da İsrail’in saldırıları ile ölüm tehlikesi altında.
İsrail ablukası altında bulunan Gazze’de insanlar son çareyi sınır duvarını yıkarak Mısır’a geçmekte bulmuşlardı. Buraya geçenlerin, gıda, yakıt, ilâç ve diğer temel ihtiyaç maddelerini tedarik edip geri döndüğü söyleniyor. Ancak Mısır’ın, İsrail’in tepkisi karşısında sınırı zaman zaman kapattığı, girişleri zorlaştırdığı da gelen haberler arasında. BM Güvenlik Konseyi, Gazze Şeridindeki durumla ilgili bir bildiri üzerinde bile anlaşmaya varamıyor.
Türkiye’deki iç gündem yoğunluğundan hemen yanıbaşında yaşanan insanlık dramı gözlerden kaçıyor. Bunca acı yaşanırken, Türkiye’den bazı sivil toplum kuruluşları hariç siyasetçilerden ses çıkmıyor. Geçen haftaki partilerin grup toplantılarında hiçbir lider bu konuda tek kelime dahi etmedi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan olmak üzere, hiçbir hükümet üyesi; İsrail’i kınamak bir yana, bu konuda ne bir tepkisini dile getiriyor, ne bu dramın bitmesi için bir girişimde bulunuyor. Dram adeta görmemezlikten geliniyor. En tehlikeli olan da bunu kabullenip susmaktır.
Kurulduğu günden bu yana kana doymayan İsrail, yaptığı insanlık dışı saldırılarla “terörist devlet” olarak anılıyor artık. 1948 yılında Ortadoğu’nun göbeğinde kanserli ur gibi kurulan İsrail, hep kan ve gözyaşına sebep oldu. 60 yıldır da katliâmlarını arttırarak sürdürüyor. Kimse dur demiyor.
İsrail’in, bir yılı aşkın bir süre önce Lübnan’da yaptığı katliâmlar hâlâ hafızalarda. Hizbullah’ın 8 askerini öldürüp ikisini kaçırmasını bahane ederek, 12 Temmuz 2006’da Lübnan’a başlattığı saldırıları 34 gün sürmüştü. Birleşmiş Milletler’in geç de olsa aldığı kararıyla son bulan savaşta, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık bin 150 Lübnan vatandaşı ölmüştü. İsrail’in 2005 yılında 216, 2006’da 678, 2007 yılında ise 896 Filistinliyi öldürdüğü açıklandı. Halen yaklaşık 1000 Filistinli ile 40 milletvekilinin hiçbir suçu olmamasına rağmen hâlâ İsrail hapishanelerinde…
Bu katliâmları bütün Müslümanlar unutmadı, unutamaz…
İsrail arkasına ABD’yi alarak sürdürdüğü politikalarıyla dünyaya adeta meydan okuyor, dünya ise sessiz kalıyor. Eğer uluslararası camia ve İslâm ülkeleri Gazze’ye seyirci kalırsa yaşanan dramın daha da büyüyeceği belirtiliyor.
* * *
Burada bir olay anlatmak istiyorum. Bu olay bile İsrail’in hazımsız, tahammülsüz tavrını ortaya koyuyor. Mısırlı futbolcu Muhammed Aboutrika Afrika Kupasında gol attıktan sonra formasının altındaki tişörtü kameralara gösterdi. Tişörtte sadece “Gazze’ye sevgilerle” yazıyordu. Tişörtteki mesaj İsraillileri çılgına çevirmiş. Gazze’yi abluka altına alan ve 1.5 milyon Filistinliyi elektrik, yakıt ve gıda olmadan ölüme mahkûm eden İsrail, Mısırlı futbolcunun iki kelimelik Gazze mesajına bile tahammül gösteremiyor, hemen futbolcuyu Afrika Futbol Federasyonuna şikâyet ediyor. Hakem kendisine sarı kart gösteriyor, ama maçı canlı anlatan televizyon yorumcusu anlamlı bir mesaj daha veriyor: “En onurlu sarı kart…”
İsrail, bu kadar küçük bir olaya anında tepki gösterirken, dünya Gazze’de yaşanan insanlık dramını günlerdir seyrediyor.
* * *
Buradan bütün dünyaya “duyun artık bu çığlıkları, görün artık katliâmları” çağrısında bulunurken, İsrail’de yüz binlerce Müslüman kardeşimizin açlık, sefalet, ölüm korkusundan kurtulması için Cenâb-ı Hakka duâ edelim temennisinde bulunuyorum.
02.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|