Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Davut ŞAHİN

Yangın



Almanya'da çıkan dehşetli yangının "sabotaj" olma ihtimali gün geçtikçe güç kazanıyor. Görgü tanıkların ifadesine göre, yangını çıkaran kişinin siyah saçlı beyaz tenli bir Alman genci olduğu söyleniyor. Olayın adlî, siyasî ve toplumsal boyutu daha çok tartışılacak gibi görünüyor.

Ben o tek kare fotoğraftan etkilendim.

O kare, ilk bakışta ürkütüyor. Çünkü bir anne yavrusunu aşağı atıyor. Minicik beden boşlukta bir bilinmeze doğru yol almış… Fotoğraf makinası bu "an"ı dondurmuş… Çocuğun akıbeti meçhul…

Fotoğrafın bir başka boyutuna baktığınızda:

Anne çocuğunu hayatta tutabilmek için aşağı doğru atıyor. Aşağıda avuçlarını açmış Alman emniyet müdürlüğüne bağlı bir Türk polis onu tutuyor.

Peki aşağı atmasa ne olur? Alevlerin pençesi onları yakalamadan muhtemel bir duman zehirlemesinden ölecek… Şefkat madeni anne bu tehlike karşısında, önce yavrusunu kurtarmak için onu hayata doğru fırlatıyor.

Bu bana çok mühim bir olayı da hatırlattı….

Toplumsal olaylara karşı çok duyarlı ve hassasiyetleri ile dikkat çeken "gönül sultanları" bu ülkenin manevî dinamiklerini de oluşturuyordu kuşkusuz.

Manevî önderlerin bu hassasiyetine baktığınızda hiçbirşeyi olmamalarına rağmen, her şeyini bir insanın imanının kurtulması için sarf ediyorlardı.

Bediüzzaman Said Nursî işte bu önderlerden biriydi. Müstesna hayat mücadelesinde sarfettiği şu sözleri kim unutabilir:

"Karşımda bir yangın var. Bana, 'sen şuna buna niçin sataştın?' diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım tutuşmuş yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeğe, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış… Ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler."

Bugün toplumun hangi önde gelen siyasi, fikir ve düşünce adamı bu sözleri söyleyebilir, gerçek hayatta onu tatbik edebilir?

Hangi biri veya birimiz yanan evladımızı kurtarmak için kendimizi dev pençeleriyle yanan alevlerin kucağına atabiliriz?

İşte, bir fotoğraf karesinin düşündürdükleri.

07.02.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.02.2008) - Brezilya nire, Irak nire?

  (05.02.2008) - Batakta bir güzel

  (02.02.2008) - Büyükanıt'ın dizi sevgisi

  (01.02.2008) - Kolay para

  (31.01.2008) - Üç silahşör

  (30.01.2008) - İnançsız gazi olur mu?

  (29.01.2008) - Dersimiz: Türban

  (26.01.2008) - Edebiyatçı Doğan

  (25.01.2008) - Dün ve bugün

  (24.01.2008) - Mr. President

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri