"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her makberin sonu mahşerdir

Abdil YILDIRIM
11 Ağustos 2025, Pazartesi

Tüm maziyi hafızaya aldık da,

Gaflet ettik yine, ânı unuttuk.

En olmadık şeyi hatırladık da,

Kabirdeki imtihanı unuttuk.

A.Y.

Bilindiği gibi makber, mezar demektir. Bu yazının konusu, Abdulhak Hamid’in, “Her yer karanlık, pürnur o mevki, mağrib mi? Yoksa makber mi Ya Rab!” diye başlayan şiirle pek ilgisi olmasa da, isteyenler bir yerinden bir ilişki kurabilir. Orasını okuyucularımızın havsalasına havale ediyorum.

Makber, Mehmet Akif’in Çanakkale Destanı’nda da; “Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, / Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber” şeklinde geçer. Daha pek çok şairin şiirlerinde makber kelimesine rastlamak mümkündür.

Her canlı ölümü tadacağı gibi, her insan da bir gün bir makbere konulacaktır. Artık orada her yer karanlık mı olur, yoksa pürnur mu olur, orasını Allah bilir. Orası, insanın hayatta iken yaptığı ve yapmadığı amellere göre şekil alacaktır.

İnsan bu dünyaya zevk ve safa için gelmemiştir. Hayat, düz bir çizgide devam etmez. Yollar bazen inişli, bazen çıkışlı, kimi zaman taşlı dikenli, kimi zaman düzgün bir asfalt şeklinde devam edip gider. Sonunda bütün yollar makbere çıkar. İnsan refah içinde yaşasa da, zorlu, çetin sıkıntılı bir ömür geçirse de, bu dünyada varacağı son durak kara toprak olacaktır. 

İnsan, ruhlar âleminden çıktığı yolculuğa, dünyadan geçerek devam eder. Dünyadan geçen süreye ömür diyoruz. Ömür, ölümle sona erer. Ama hayat yolu çok uzundur. Yani, ömür biter, hayat devam eder. 

Dünya ile ahiret yolculuğunu kıyasladığımız zaman, dünya etabının ne kadar kısa olduğunu anlarız. Çünkü dünya hayatında “yolun sonu” görünmektedir. İnsan ne zaman dünya telâşından başını kaldırıp ileriye baksa, önünde kabir kapısını görecektir. Görünen köyün uzağı olmayacağından, kabir kapısı da görünen köy kadar insana yakındır. Ama ahiret yolculuğunu düşünecek olsa, kabirden sonra berzah, ondan sonra haşir, daha sonra mahşer, mizan, sırat ve oradan da ebedî kalacağı menzile doğru yolculuk devam edecektir. İnsan ömür sermayesinden gideceği mesafeye göre pay ayıracak olsa, günlük yirmi dört saatlik sermayenin belki bir saatinin bile dünya hayatı için fazla olduğunu görecektir. Ama çoğu insan gafletinden ve cehaletinden dolayı neredeyse bütün sermayesini bu kısacık dünya için harcamakta, çok uzun olan ebed yolculuğu için ise bir hazırlık yapmadan kabir kapısına kadar gelmektedir.

İnsan kabirde de sonsuza kadar kalmayacaktır. Ahiretin bekleme salonu olan kabir hayatı da bir gün sona erecek, mahşer günü gelecektir. Makberin sonu mahşer dediğimiz gün işte o gündür. Kur’ân-ı Kerîm’de o gün şöyle anlatılır:

“O gün yeryüzü bir başka yere, gökler, başka göklere çevrilecek ve bütün varlıklar, kabirlerinden çıkıp bir ve gücüne karşı durulmaz olan Allah’ın huzuruna toplanacaklardır.”1

O gün hesap günüdür. İnsan dünya hayatında geçirdiği her anın hesabını orada verecektir. “Kim zerre miktar hayır işlemişse onun karşılığını görür, kim de zerre miktar günah işlemişse, onun karşılığını görür.”2 İşte insanın en büyük kaygısı, bu olmalıdır. Dünyada iken bir hesap günü gelmeyecekmiş gibi yaşayanlar, o gün ne kadar aldandıklarını anlayacaklar ama, artık iş işten geçmiş olacaktır. 

Mezarlıklardan geçerken ürpeririz, gece vakti ise korkarız. Halbuki asıl korkmamız gerekenler, işlediğimiz günahlar, girdiğimiz haramlar, yaptığımız gıybetler, vesile olduğumuz haksızlıklar, adaletsizlikler, kul hakkı, hayvan hakkı ve daha nice şerlerdir. Bunlardan korkanların kabirden, ölümden ve ölülerden korkmasına lüzum yoktur. 

Dipnotlar:

1- İbrahim Suresi: 48.

2- Zilzal suresi: 7-8.

Okunma Sayısı: 204
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı