"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Din ile bağlar koparsa

Abdil YILDIRIM
15 Ağustos 2023, Salı
İnsan âcizdir, zayıftır, fakirdir. Kendi ihtiyacını karşılamaktan, kendi güvenliğini sağlamaktan uzaktır.

Zira ihtiyacı pek çok, kudreti ise çok azdır. Korkuları, endişeleri çok fazladır. Depremden korkar, gök gürültüsünden irkilir, kuyruklı yıldızdan endişe eder. Gözle görülmeyen bir mikrop karşısında çaresizliğe düşer. İşte bütün bu korku ve kaygılardan kurtulmak için, kendisinden çok daha güçlü, her şeye gücü yeten, her varlığa sözü geçen, her şeyin dizgini elinde olan sonsuz bir güce ihtiyaç duyar, ona istinad etmek ister. Bu güç, her şeyin sahibi, yaratıcısı, müdebbiri ve musavviri olan Cenab-ı Haktır. O’nu bulan her şeyi bulur, bütün bu korku ve endişelerden kurtulur.

Rabbimiz sonsuz rahmet ve merhamet sahibi olduğundan, insanın bu korku ve endişelerini gidermek için kendini tanıtmak üzere Peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Böylece, “Ey kulum, yalnız değilsin, başıboş değilsin, seni endişeye sevkeden olaylar da başıboş değil, her şey benim iznim ve iradem ile oluyor. Ben izin vermezsem, bir yaprak bile kıpırdayamaz...” diye insanı teselli eder, müjde verir.

Allah’ın insanlara Kendini tanıtmak ve bir takım emir ve yasaklarını bildirmek için irade ettiği inanç sistemine din diyoruz. Din deyince, İslâmiyet akla gelir. Zira diğer hak dinler de İslâmiyet içinde mevcut olup, o dinlerin de kitaplarını, peygamberlerini İslâm dini ihtiva etmektedir. Cuma hutbelerinin sonunda “Muhakkak ki, Allah katında din İslâmdır”. (Al-i İmran suresi, 19) şeklinde bu hakikat ifade edilmektedir. 

Bediüzzaman Hazretleri, dinin fert ve toplum için önemini şu veciz ifadesi ile dile getirmiştir. “Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası. İhyâ-i dinle olur, şu milletin ihyâsı.” Bu iki cümle, her binanın kapısına, bilbordlara, meydanlara, dağlara taşlara  yazılsa yeridir. Zira din, fert ve toplum için temel bir ihtiyaçtır. Gerçekten de hayatın hayatıdır. Bu ihtiyacı yok saymak, insanı ve hayatı yok saymak anlamına gelir. İnsanın olduğu her yerde ve her devirde din de var olmuştur. 

İnsan kendini din bağı ile Rabbine irtibatlandırmazsa, boşlukta kalır. Serseri mayın gibi, hayat denizinin dalgaları arasında dolaşır durur. Nefis bir taraftan, şeytan bir taraftan insanın yakasına yapışır, onu insanlıktan çıkarmaya, âsi bir canavar olmaya doğru iter. Tarihte görülen vahşi katliamlar, dehşetli zulümler, acı işkenceler, büyük adaletsizlikler, hep din bağının zayıf olsuğu veya tamamen koptuğu devirlerde yaşanmıştır. İslamiyetten önceki kavimlerde yaşanan bu acı tablolar, ve İslamiyet güneşi doğduktan sonra yaşanan Asr-ı saadet, din bağının önemini gözler önüne sermektedir. 

Bin yıldan beri dinimizin medeniyet yolunda bize ışık tutmaktadır. Bu ışıktan mahrum kaldıkça medeniyet yarışında da geri kaldığımızı görüyoruz. Tarihin şeref levhalarına ilim ve medeniyet destanları yazdığımız devirler, hayatımıza dinin hakim olduğu devirlerdir. El sanatlarından mimariye, edebiyattan mûsikiye kadar, geçmişimizle iftihar ettiğimiz bütün şaheserler, inancımızın izlerini taşımaktadır. Dinimizi ihmal ettiğimiz devirlerde ise, iftihar edeceğimiz bir eserimiz yoktur. Bugün yaşadığımız terör, cinayet, kapkaççılık, uyuşturucu bağımlılığı, çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet gibi sosyal sancılarımız da dini ihmal etmenin bir sonucudur. Dinî duyguların yoğun olarak yaşandığı Ramazan aylarında suç oranlarındaki büyük düşüş, bunun en açık delilidir.

Yazımı, Bediüzzaman Hazretinin şu tespiti ile bitiriyor ve herkesi bunun üzerinde düşünmeye  davet ediyorum: “Dînin meseleleri terk ve feda edilmesinden, zarardan başka ne faydası görüldü? Milletin kalb hastalığı, zaaf-ı diyanettir; bunu takviye ile sıhhat bulabilir.”

Okunma Sayısı: 2335
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı