Dünkü Yeni Asya’da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kaynaklı bir haber okudunuz: 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 10 Kasım 2019’da Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda gerçekleştirilen törende yaptığı konuşma, kitapçık haline getirilerek liselere dağıtılmış. 

Böylece M. Kemal’in “Türkiye Cumhuriyeti için ortaya koyduğu vizyonun” ve “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın birlik mesajlarının” Türkiye genelindeki lise öğrencilerine ulaştırılması amaçlanmış. 

Kitapçıkta öne çıkan mesajlar şunlarmış:

“Atatürk’e ve Cumhuriyetimize yapılacak en büyük katkı, ülkemizin içinden geçtiği şu kritik dönemde birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, özellikle de 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Türkiye’nin asıl gücü ne topudur, ne tüfeğidir, ne süngüsüdür. Türkiye’nin asıl gücü, insanımızın birliği, beraberliği, kardeşliğidir ve bundan kaynaklanan cesaretidir.”

Konu ilgimizi çekti. İletisim.gov.tr’den konunun devamını inceledik ve başka bazı mesajlar da bulduk. 

Şöyle: “Binlerce yıllık tarihî sürekliliğimiz içindeki son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun kurucusuna sahip çıkmak, elbette hepimizin görevidir. Ancak, bunu yaparken geçmişe, özellikle de Osmanlı’ya haksızlık etmemek gerekiyor.” 

“Cumhuriyet’e sahip çıkmak ve Cumhuriyet’i bize emanet edenlere lâyık olmak için her alanda gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah, ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırarak dünyanın en üst ligine çıkartmakta da kararlıyız. Atatürk’ü anlamak da, anmak da böyle olur.”

Bir kitapçık bu kısa bilgilerden ibaret olamayacağına göre, okullarda yıllardır çaka çaka anlatılan, ama demek tam anlatılamayan ya da anlaşılamayan “Atatürk’ü anlamak”ın başka hangi bilgilerle ve nasıl yapılmasının planlandığını da merak ediyoruz. 

İletişim Başkanlığı’nın web sayfasında konu hakkında daha fazla bilgi yok. Bizim bu yazımızdan sonra muhtemelen yakın zamanda broşürün tümünü siteye koyarlar ve biz de faydalanırız.

Önceden de böyle olmuştu: 

“Kanal İstanbul” ve yerli otomobil tartışmalarının kör dövüşü gibi sürdüğü dönemdi. 8 Ocak tarihli ve “En büyük devlet gizim devlet” başlıklı yazımızda, bu konularda “devlet”ten sağlıklı bilgi alamamış olmayı eleştirmiş ve Kanal İstanbul’un tanıtımı için neden bir resmî web sayfası açılmış olmadığını sormuştuk. 

Teklifimiz işe yaramış. Bir ay geçmeden sayfa tamamlanmış. İletişim Başkanlığı’nın sayfasındaki 1 Şubat tarihli açıklamaya göre kanalistanbul.gov.tr web sayfası hizmete girmiş. 

İsteyince oluyor. İnşallah çok geçmeden kitapçık işi de olur ve M. Kemal ile 2023 arasındaki bağı daha iyi anlarız. Bir de doğrusu bu işin maliyetini de öğrenmek isteriz. 

Not: Önceki günkü yazımızda yer alan “Yakın gelecekte, bir değil birden çok parti bu işi birlikte başaracak. Belki de kader Demokratları farklı türden koalisyonlarla ortaya çıkaracak.” cümlesi için bazı okuyucularımız ek açıklama istedi. Bu cümlemiz aynı siyasî cereyanı sahiplenen partilerin bir ittifak ya da ön koalisyon modeli içinde birleşmesi anlamında idi. Bu seçmen için bir tercih değil, partiler için bir mecburiyet. Zira iktidar olmak için % 50+1’i şart haline getiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de -değiştirilemediği sürece- siyaseti bu “farklı türden” koalisyonlara mecbur ediyor.