AKP ve MHP gözden düştüğünde ve AKMHP iktidarı güçten düştüğünde ne olacak?
Memleket ne hale gelir?
Hangi konuda iyiye hangi konuda kötüye gideriz?
Elbette bu soruların çok cevabı vardır.
Biz bugün işin bir yönüne bakalım.
Bugün siyaset itiş kakış biçiminde.
İki kutup var.
Aralarında tam bir husûmet var.
Muhalefette de üslûp problemi var elbette, ama asıl zehirleyici dil Cumhur İttifakı’na ait.
Öyle ya Millet İttifakı’na birinci ağızdan ve resmen “zillet ittifakı” diyebiliyorlar.
Nezaket yok. Kibarlık yok.
Gülümseme yok. Espri yok.
Afakı toptan karartıyorlar. Milleti de geriyorlar.
Üstelik iktidar ortakları birbirlerine karşı da samimiyetsiz. Dün en azılı düşman muamelesi yaptıklarına bugün en candan dost muamelesi çekiyorlar. Dolayısıyla insanlara güven vermedikleri gibi dile de düşüyorlar.
Ama muhalefet öyle değil. Fikir farklarına rağmen kendi aralarında tam bir nezaketi muhafaza ediyorlar.
Bu iki kutuptan iktidar kutbu devrilip dağıldığında elbette bugünkü muhalefetin bir kısmı iktidar ve bir kısmı da muhalefet olacak.
İşte o zaman İnşallah siyaset doğru zemine oturmuş olacak.
Bugün birbirine nezaketli davranmaya söz vermiş olan liderler ve siyasiler o gün birbirlerini dilleriyle hançerlemeye kalkarlarsa millet “hani söz vermiştiniz, ne oluyor size” diye hesap soracak.
Bu sebeple iktidar değişikliğini herkes bekliyor.
Sadece ekonomi düzelsin diye değil.
Ya da sadece daha âdil bir devlete ulaşalım diye de değil.
Aynı zamanda daha nezaketli bir siyaset pratiği için de bu değişiklik lâzım.
Bir de halkın seçtiği siyasetçilerin yine halkın örnek alacağı veya en azından küçük çocuğuna örnek göstereceği bir siyasetçi profiline sahip olması lâzım.
Son yıllarda, bilhassa sosyal medyada, eski yılların kibar ve anlayışlı siyasetçilerinin birbiriyle nezaketli ilişkilerinin ve tatlı sert atışmalarının nostaljik örneklerini görüyorsunuzdur.
Bu hatıraların virütik biçimde ve hızla yayılmasının sebebi belli:
Millet nezakete hasret.