Yazılarımızda, bazen, birilerinin terörist dediği birilerinden bahsederken, “…öcüler” diyoruz.
Doğru anlayan da oluyor, yanlış anlayan da. Anlamayan pek az. (En azından anlamadıklarını bize söylemiyorlar).
Hatta bunun bizim tercihimiz olmadığını, bir tür sansüre tabi kaldığımızı düşünen bile oluyormuş.
Neden böyle yazdığımızı aslında yazılarımızın geneli gösterir.
Zira biz başkalarının başkalarına taktığı isimleri pek sevmeyiz. Kendi bulduğumuz(!) isimleri tercih ederiz.
Ama tercihimizin sebebini en iyi gösterecek olanı, şu şarkı sözleridir:
***
Yerimiz mi dar yoksa yenimiz mi dar?
Ne var?
Uçurmuş herkes, o da kim oluyor?
Sen kimsin, kim bunlar?
En büyük kim?
Hadi bakalım, kolay gelsin.
Bir acayip zor yarış.
Bana ne aman, ben anlamam.
Pek hesaplı ince iş.
Sen seni bil, sen seni,
Sen sıkı tut çeneni.
Eline diline hâkim ol.
Sonra öcüler yer seni.
Sen seni bil, sen seni,
Sen sıkı tut çeneni.
Eline diline hâkim ol.
Dikkaaaaaat!...
Ah içimizde, ne aç hevesler.
Arada hicaz, arada caz nefesler.
Bir yanımız her duruma müsait.
Ne kadar uyarsa o kadar ister.
***
Eski bir şarkının sözleri, bugünü ve geleceği, ancak bu kadar iyi keşfedebilir ve şerh edebilir.
Hepimiz görüyoruz.
Gerçek “…öcüler” hep var ve hep olacaklar. Bazıları öcü kıyafetinde ve bazıları da melek kılığında.
Çakma öcüler de var.
Bir de korkutmayla, öcülükle alâkası olmayan “…öcüler” var.
Bizim derdimiz daha ziyade bu öcüler. Zira bu tür öcülemece korkutma aracı olarak çok kullanışlı ve biz korkmak istemeyenleri uyarmak istiyoruz.
Hatta hakikatte olmayan öcülerle alacak tahsilatına çıkanlar bile var.
Öcüleri gösterip sıtmaya razı edenler var.
Öcülerle korkutup susmaya teşvik edenler var.
Uyanın ey dostlaaaar.