Şanlıurfa Harran Üniversitesi melek yüzlü profesörünü kaybetti.
Prof. Dr. Ali Ziya Karakılçık ile tanışmanız 1980 öncesine dayanıyor. Kozan’da lisede okuyordu tanıştığımız zaman. Güler yüzlü, tatlı dilli, halim selim bir delikanlıydı. Tavırları dikkatimi çekti. Ziya, diğer lise talebelerine benzemiyordu. Ziya bambaşkaydı. Lise bittikten sonra bizim kasabaya geldi. Bir mağazada tezgâhtar olarak çalışmaya başladı ve kasabadaki dershanemizde kalıyordu.
Nihayet Elazığ Üniversitesi Veteriner Fakültesini kazandı. Tıp fakültesinde okumak istiyordu.
Elazığ’da Nur Dershanesi’nde kalmaya başladı. Ziya orada kendisini kabul ettirmiş, hem başarılı bir şekilde okuluna devam ediyor hem de hizmetlere sahip çıkıyordu.
1 yıl sonra tekrar üniversite imtihanlarına girdi, fakat puanı Tıp Fakültesi’ni kazanmaya kâfi gelmedi.
Elazığ’da başarılı bir şekilde okuluna devam etti. Üniversiteyi bitirdi ve asistan olarak Elazığ Veterinerlik Fakültesine girdi.
Daha sonra Harran Üniversitesi’ne Tıp Fakültesi’ne öğretim görevlisi olarak yatay geçiş yaptı.
Ziya, hayatında hep pozitif, güleryüzlü, insanlara moral aşılayan motivasyon yapan bir hayat sürdü.
Hayatında Risale-i Nur’la bağını hiç koparmadı.
En zor günlerde bile ümitsizliğe düşmedi, inancını yitirmedi.
12 Eylül’den sonra girmiş olduğumuz ‘Medrese-i Yusufiye’de bile metanetini bozmadı, ümidini yitirmedi.
Zor günlerde bile istikametli bir çizgide hayatına devam etti.
Hepimiz inanıyoruzki Ziya ile ayrılığımız sadece dünya ciheti iledir.
Birimiz dünyada, birimiz kabirde olsa bile, biz yine beraberiz. İnşaallah ahirette buluşacağız.
Melek yüzlü Ziya kardeşin vefatı üzerimize gelecek belâlara set çekmek için mi oldu acaba?
Rektör yardımcılığı bile onu riyaya, gurura, enaniyete sevk etmedi. Hep alçak gönüllü idi.
Ruhun şad olsun Ziya kardesim. Bizler senden razıyız.
Allah’ım da senden razı olsun, mekânın Cennet olsun.
Ziya kardeş gizli kutuptu, zaten tefani sırrıyla hep arka planda kalmak isterdi. Yakınlarının başı sağ olsun, Peygamberimize (asm) komşu olsun inşallah.