Meselâ, hafta tatili, yaz tatili, kış tatili v.b. Fakat İslâmiyette tatil yok. Namazın tatili yok. Peygamberimiz (s.a.v.) acaba hiç tatile çıktı mı?

Dindarlar yaklaşık 20 senedir İslami otellere gitmeye başladı. Açık büfe yemekler (israf had safhada) ve haremlik selamlık sahil ve deniz. Haremlik selamlık ama kendi cinsine tesettür sanki farz değilmiş gibi davranışlar... Ve böylece yavaş yavaş harama alıştırılıyoruz.

Harama peki nasıl alıştırılıyoruz?

Artık İslâmi oteller pahalılaştı. Bu sefer dindar kardeşimiz İslami otele (tatil köyüne) kızıp %20-30 ucuz otellere gitmeye başladı. İşte malesef günahın içine düştü. Artık ailece İslami otelde tatil yapmaya alışan kardeşimiz şimdi içkili ve içinde %40 yabancı uyruklu olan otele ailesini götürmek zorunda kaldı. Memleketine gitmedi, oraya gitti. Köyünü bile ikinci plana bıraktı.

Çözüm ne peki?

Çok basit. Tatile alışan aile müspet yerlere kültür gezileri yapmalı. Okuma programlarına katılmalı. Ailesini teşvik etmeli. Gerekirse ebeveynler katılan aile fertlerine (çocuklarına) ödüller vermeli. Ayrıca havalar çok sıcak olduğu için sahillerden uzak rakımı yüksek yaylalar tercih edilebilir.

Müslüman ve dindar olarak sahil kenarlarındaki otellerde ailece kalmaya devam edersek, örnek olduğumuz evlatlarımız daha da ileri gidebilir. Allah muhafaza etsin.

Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ Lâhikasında “...an’anât-ı milliye ve İslâmiyeye (milli ve İslami geleneklere) karşı yüzde elli lâkaydlık gösterildiği halde; elli sene sonra, yüzde doksanı nefs-i emmareye (kötülüğü isteyen nefise) tâbi’ olup (uyup) millet ve vatanı anarşiliğe sevketmek ihtimalinin düşünülmesi...” gerektiğini yani bizim birazcık tavizimiz gelecek olan neslin tahrip olmasını sağlar. 

Elhasıl, aile okuma programlarına katılalım. Yeni Asya okuyucularını Barla Sosyal Tesisleri sizleri bekliyor. Siz de birkaç aile kendi ilinizde organize olup program düzenleyebilirsiniz. Yaz mevsimini, okumayla geçirmek dileğiyle... Allah’a emanet olun. Barla’ya tatile gitmeyen ağabeylerimizi de davet ediyoruz tabiki.