"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarık ve deprem

Ahmet Cemil Çökren
19 Şubat 2023, Pazar
Tarık ile Mehmet buluştuktan sonra İbrahim beyin söyledi yere yakın camide akşam namazını kıldılar. Daha sonra camiye İbrahim Bey geldi. Beraber Kur’an’ı Kerim tefsiri olan Risale-i Nur’un okunduğu yere doğru gittiler.

Kahramanmaraş depreminin ardından çok haber izledikleri için binalara girmeye çekiniyorlardı. Tarık, artık her binayı dışarıdan süzüyordu. Önlerine 3 katlı bir bina çıktı. Ne yeni ne eski idi. Alt katı kırtasiye dükkanı ve üstü sohbet yeri idi. Sohbet başlamıştı. Kapıya yakın bir çekyata hemen Mehmet ile oturdular, deprem olursa direk çıkacaklardı.

Risale-i Nur’u okuyan orta yaşlı bir adamdı. Okuduğu yerdeki Osmanlıca kelimelerin hemen açıklıyor ve metnin anlaşılmasını sağlıyordu. Depremden bahsediyordu. Depremin manevi yönleri olduğu sadece tektonik bir olay olmadığını, Cenâb-ı Hak bizzat bu felaketi bizlere verdiğini söyledi.

Ayrıca depremde vefat edenlerin nisbeten az ve geçici bir zorluk ve azabdan, şehitlik gibi çok büyük bir mükafat verdiğini söyledi. Depremzedelerin zayi olan malları sadaka hükmüne geçtiği ve Cenab-ı Hak kendi irademize bıraksa, bu kadar sadaka vermeyeceğimizi söyledi. Bazı zalimlerin yüzünden imtihan sırrı için umumi felaket geldiğini de belirtti. 

Dersi okuyan, Arapça olarak “Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki Sen, ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Alîm-i Hakîmsin. (Bakara Suresi 32)” mealindeki yeri okudu ve fatiha çekti. Salona çaylar geldi. Çaylar da kırmızıydı. Tarık ile Mehmet gülüştüler.

Yanlarına İbrahim Bey aynı fakülteden bir akademisyenle geldi. “Selamünaleyküm ben Kenan. Sizlerden İbrahim bey bahsetti. Nasıl burayı beğendiniz mi?”

Tarık “Ben Tarık ve arkadaşım Mehmet biz de üniversite 3. sınıf öğrencisiyiz. Salonu beğendik, kırmızılar dikkat çekiyor. Hikmeti nedir?”

Kenan hoca: “Okumayı ve çayı seviyoruz. Başka da bir özelliği yok.”

Tarık: “Madem insanları uyarmak için deprem geliyor. Peki Deprem neden kafirlerin bulunduğu ülkelerde olmuyor?”

Kenan Hoca: “Büyük hatalar ve cinayetler geciktirme ile büyük merkezlerde ve küçücük cinayetler acele ile küçük merkezlerde verilir. Yani sen bir köyde kavga ettin az bir ceza ilçede verilir. Ama cinayet işleyenin cezasını ağır ceza mahkemesi verir. Bunun gibi.”

İbrahim Bey: “Tarık, ‘Deprem ve Hikmetleri’ adlı bir kitabımız var istersen orada daha ayrıntılı yazıyor bakarsın. Şimdi, 2. ders başladı.”

Tarık ikinci dersi pür dikkat dinledi ve Risale-i Nur hizmetlerinin bu safhaya getiren talebeleri ne zorluklarla karşılaştığını fark etti. Tarık, artık Bediüzzaman’ın hayatını merak ediyor onu okumaya karar verdi.

Okunma Sayısı: 1955
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    19.2.2023 09:14:12

    Sadece Tarık değil tüm insanlığın bu hakikatlere ihtiyacı şedit. Birkaç sorunun izahı dahi büyük bir felaha, huzura vesile olabiliyor. Vazifemize ve hizmetimize daha ciddi sarılmamız gerekiyor vesselâm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı