"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstidraç ne demektir?

Ahmet ÖZDEMİR
03 Nisan 2022, Pazar
İstidraç sözlükte, Cenab-ı Hakk’ın küfürde ve dinsizlikte ileri gidenleri derece derece alçaltmak, azgın kişilerin tuttukları yoldan dönmemekte direnmelerini arttırmak için, dünyada kendilerine birbiri üstüne nimetler vermesi ve bu yolda olan talih demektir.

Tasavvufta istidraç, hakkı ve kabiliyeti olmadığı halde, derece derece Allah’ın rahmetinden uzaklaşıp azabına yaklaşması için azgın ve günahkâr kişilere verilen bir takım olağanüstü haller ve bir takım dünyevî üstün makam ve mevkiler olarak kabul edilir.

İstidraç, gaflet içinde iken, gaybi şeylerin insana inkişafından ve insanın garip bazı fiilleri açıklamasıdır. Fakat istidraç sahibi, keramete mazhar olan kimsenin zıddına, o harika işleri kendi nefsine isnad ve kendi iktidarına yüklemekle gurur ve benliği o kadar artar ki, adeta Karun gibi, “Ben kendi ilim ve iktidarımla buna eriştim” demeye başlar. Rivayetlerden, Firavun, Nemrud, Deccal ve Süfyan gibi ulûhiyet dava edenlerin, böyle istidraçlara sahip oldukları anlaşılmaktadır.

Eğer istidraç, bazı Hind fakirleri ve riyazete girenler gibi, sırf nefsin dünyevi arzularından temizlenmesi sonucunda ortaya çıkmakta ise, dış görünüşü itibariyle keramete benzer. Ama aslında birbirinden tamamen farklıdır. Biri o harikaları Allah’a verirken diğeri kendi nefsine verir.

Bediüzzaman Said Nursi, keramet ile istidraç hakkında şöyle der: “Keramet ile istidraç mânen birbirine mübayindir (zıttır). Zira keramet, mucize gibi, Allah’ın fiilidir. Ve o keramet sahibi de kerametin Allah’tan olduğunu bilir ve Allah’ın kendisine hâmi ve rakîb olduğunu da bilir. Tevekkül ve yakîni de fazlalaşır. Lâkin, bazan Allah’ın izniyle kerametlerine şuuru olur, bazan olmaz. Evlâ (en uygun) ve eslemi (en doğrusu) de bu kısımdır.

İstidraç ise, gaflet içinde iken eşya-yı gaybiyenin inkişafından ve garip fiilleri izhar etmekten ibarettir. Fakat, bu istidraç sahibi, nefsine istinad ve iktidarına isnad etmekle enaniyeti, gururu öyle fazlalaşır ki, “Bu servet, ancak bilgim sayesinde bana verilmiştir.” okumaya başlar.”1

Bazen da bilerek harika bir işe mazhar olan bir keramet sahibi, o halinde eğer nefs-i emmaresi ölmemiş ise, kendine güvenmek, nefsine ve keşfine itimat etmek gibi tehlikelere düşebilir. Gururu kabarır. Bu durumda o keramet, keramet olmaktan çıkar, istidraç olur.2

Cenab-ı Hakkın bir kulun bütün isteklerini yerine getirmesi, Allah katında makbul olduğu anlamına gelmez. İstidraçta dünya nimetlerinin bol bol verilmesi onların inadı ve fesadı artırılıp Allah’ın rahmetinden uzak olmaları içindir.

Keramet ve istidraç arasındaki fark: Keramet sahibi, kerametinin görülmesinden çekinir. İstidraç şüphesiyle Allah’tan çok korkar. İstidraç sahibi ise, meydana gelen istidraç halinin ve amellerinin makbul, iyi olduğundan zan eder. Açıklar veya açıklanmasından çok hoşlanır.

Dipnotlar:

1 Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, s.359-360 

2 Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, s. 54

Okunma Sayısı: 3757
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı