"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!

Süleyman Alp Özcan
24 Ağustos 2025, Pazar
Evet, yalan yanlış geçen günlerden insanın vicdanından bir ses işitilir, “Acaba doğru yerde miyim?” Doğru muyum? Doğru konuşuyor muyum?

İnsanın vicdanı, en gürültülü anlarda bile fısıldayan sessiz bir hakemdir. Doğru ile yanlışı, hakkı ile batılı ayıran bir terazidir. Fakat bu terazi, nefsin hileleri ve şeytanın aldatmalarıyla zaman zaman şaşabilir. İşte bu yüzden, Rabbimiz bize Kur’ân’da çok net bir emir verir: “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol...”1

Bu ayet, Peygamber Efendimiz’e (asm) hitap etmekte olsa da, ümmeti için de bir düstur niteliğindedir. Çünkü dosdoğru olmak, sadece sözlerde değil, niyetlerde, amellerde, ticarette, dostlukta, kısacası hayatın her alanında geçerli bir emir ve hayat ölçüsüdür.

Doğruluk, insanın hem Allah’a, hem de insanlara karşı dürüst olmasını gerektirir. Kur’ân-ı Kerîm, doğruluğun sadece güzel bir ahlâk değil, aynı zamanda kurtuluş sebebi olduğunu bildirir:

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” 2

Bu emir, doğruluğun fert fert değil, topluca yaşanması gerektiğini de hatırlatır. Çünkü bir toplumda yalan, hile ve riya yayılırsa; güven, birlik ve huzur ortadan kalkar. Doğru insanların çoğaldığı bir yerde ise adalet, barış ve bereket olur.

Doğruluk aynı zamanda imanın bir meyvesidir. Mü’min bilir ki, yalanın en küçüğü bile kalpte bir kara leke bırakır. Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de Cennete götürür; yalan ise insanı kötülüğe, kötülük de Cehenneme götürür.” (Buhârî, Müslim)

Kur’ân’da doğruluğun karşılığı olan “istikamet” kavramı, sadece yalan söylememek değil, Allah’ın rızasına uygun bir hayat yaşamaktır. Namazda her gün okuduğumuz Fatiha Suresi’nde, Rabbimize şu duayı ederiz: “Bizi dosdoğru yola ilet.”3

Bu dua, hayatın her anında Allah’tan yardım istememiz gerektiğini gösterir. Çünkü istikamet üzere olmak, insanın kendi aklı ve iradesiyle her zaman kolayca başarabileceği bir şey değildir. İmtihanlarla dolu dünyada, doğru yolda sebat edebilmek için İlâhî yardıma muhtacız.

Günümüzde doğruluk, ne yazık ki sıkça göz ardı edilen bir değer haline geldi. İnsanlar bazen çıkarları uğruna, bazen de toplum baskısından dolayı hakikati gizlemeyi veya eğip bükmeyi tercih ediyorlar. Hâlbuki bir mü’minin şiarı, her durumda hakkı söylemek ve haktan ayrılmamaktır. Doğru söz, bazen acı verir, ama uzun vadede hem söyleyeni, hem de toplumu iyileştirir.

Doğruluk, sadece bireysel bir fazilet değil, toplum düzeninin de temelidir. Yalanın hüküm sürdüğü yerde adaletin terazisi bozulur, güven ilişkileri yıkılır, insanlar birbirine düşman olur. Oysa doğruluk üzerine kurulan bir toplumda, insanlar birbirine güven duyar, yardımlaşma artar ve huzur hâkim olur.

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” emri, sadece bir tavsiye değil, imanî bir zorunluluktur. Vicdanımızın sesini susturmadan, Kur’ân’ın ölçüsünü rehber edinerek, hayatın her alanında istikamet üzere yaşamamız gerekir. Çünkü doğru olmak, dünyada huzurun; ahirette ise cennetin anahtarıdır, inşallah.

Dipnotlar:

1. Hûd Suresi: 112.

2. Tevbe Suresi: 119.

3. Fâtiha Suresi: 6.

Okunma Sayısı: 260
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı