Genetik, ruhî ve çevresel birçok faktöre bağlı gelişebilen obezite, korona sebebiyle evde kaldığımız bu günlerde yeni salgınımız olabilir.

Dünyanın birçok ülkesinde trafik kazaları ve salgınlardan çok daha fazla can kaybına sebep olan obezite, günümüzde korona salgınının gölgesinde kalıyor.

Uzmanlar, toplum olarak gelecekte obezite sorunuyla karşılaşmamak için korona döneminde de obezite tedavilerinin uygulanması konusunda uyarıyor.  Koronavirüsle birlikte ekonomi, okul ve iş hayatımız tümüyle değişti. Toplum olarak koronayı hayatımızın merkezine koyduk. Ancak modern dünyanın salgını olan ve birçok ülkede koronadan daha fazla can kaybına sebep olan obezite, evlerde daha fazla zaman geçirdiğimiz bu günlerde hayatımız için gizli bir risk medyana getiriyor. Hayatımızın normale dönmesiyle birlikte göz ardı ettiğimiz risklerle yüzleşeceğimize değinen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Babek Tabandeh, şu anda pandemiyle savaş veren hastanelerin yoğunluğunu ve bulaş riskini arttırmamak için obezite ile mücadelede büyük cerrahi müdahaleler için uygun olmayan veya bunu istemeyen hastalarımızda daha az agresif yöntemlere yönelmemiz gerektiğini vurguluyor. 

Sağlıklı ve çok yönlü beslenilmeli

Sağlıklı ve çok yönlü beslenme ile günlük alınan enerji miktarının azaltılması obezite ile mücadelenin vazgeçilmez bir adımı olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Tabandeh, “Koronaya bağlı stres ve tedirginlik gibi ruhsal etkenler kortizol dahil birçok stres hormonunun seviyesini yükseltiyor. Buna bağlı olarak, şekerli, unlu, yağlı ve yüksek kalorili gıdalara karşı iştahımız da artıyor. Vücudumuz da aynı anda kendisini korumak amacıyla metabolizmamızı yavaşlatıyor. Yani aynı miktarda yiyip aynı düzeyde egzersiz yapmamıza rağmen strese girdiğimiz için kilomuz sürekli artıyor. Gıda ile doldurulmuş modern ve tüketici hayat tarzı sürdürülen bir evde uzun süreler yemek yiyerek vakit geçirmek günümüzde obezite ile sonuçlanıyor” ifadelerini kullandı.