"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Allah “Kün” der, olur ne demektir?

Ali FERŞADOĞLU
22 Kasım 2018, Perşembe
Herşeyi görür. Sonsuz Basir’dir. Biz, sınırlı bakış açımızla 10 santimetrelik bir dairede hareket eden karıncaları görür, hareketlerini takip edebiliriz. O (cc), ise bütün kâinatta bütün zerrelerin mahiyetini ve hareketini görür, onları idare eder.

Herşeyi, kün emrinde bulunan “kâf-nun” fabrikasından çabuk, kolay ve çoklukla yaratır. Kur’ân’ın ifadesiyle, “Hâlık emreder, meydana gelir.”  Meselâ, “Bütün insanların yaratılması veya diriltilmesi, kudret-i İlâhiyeye nisbeten, birtek insanın halkı ve haşri gibi kolaydır.” 

“Kün emri”yle işlerin ânında, rahat, kolay ve çoklukla yaratılmasını nuraniyet, şeffafiyet, intizam, imtisal, müvazene sırları pencerelerinden bakarak aklımıza yaklaştırabiliriz:

- Güneş, şeffafiyet sırrıyla bir zerreye kolaylıkla yansıdığı gibi, aynı şekilde kolaylıkla sayısız şeffâfâta da yansır. 

- İntizam sırrıyla, bir çocuk parmağıyla gemi sûretindeki oyuncağını çevirdiği gibi, kocaman bir diritnotu, büyük savaş gemisini de çevirir. 

- İmtisâl sırrıyla, bir kumandan, birtek neferi bir arş emriyle tahrik ettiği gibi, bir koca orduyu da aynı kelime ile tahrik eder. Bir çavuş aynı, “Rahat, hazırol, marş marş!” gibi aynı emirle 10 kişiyi; yüzbaşı 100 kişiyi, binbaşı 1000 kişiyi, ordu komutanı yüz binlerce kişiyi harekete geçirebilir. Elbette sonsuz kudrette olan, “Kün!” emriyle, bütün molekülleri, yaprakları, damlaları, unsurları, yıldızları ve kâinatı yaratır, harekete geçirir.

- Muvâzene (denge) sırrıyla, büyük ve çok hassas bir terazi, iki ceviz terazinin iki gözüne konulsa hisseder. Ve iki güneşi de birer kefesine konsa; iki kefesinde bulunan iki cevizi birini semâvâta, birini yere indiren aynı kuvvetle, iki güneş bulunsa, birini arşa, diğerini ferşe kaldırır, indirir. 

Elbette gücü sınırlı olan varlıklarda basit bir ışık, güç, emir ile bu kadar büyük işler yapılabiliyor; sonsuz kudret Sahibi Yaratıcıya, bir zerreye verdiği aynı emirle bütün kâinatın zerrelerini harekete geçirmek ve yaratmak, bir çiçek ile bir bahçeyi, Cenneti yaratmak arasında hiçbir fark yoktur. 1

Zaman ve mekânı yaratan Allah’tır. Saniyenin katrilyonda birinden daha kısa zamanda yaratır! Bizim zihnimizin almakta zorlandığı husus, yaratılanlar ile Yaratıcı’nın sıfatlarını karıştırmak veya ona benzetmektir. Oysa isim ve tarif dışında hiçbir benzerlik yoktur.

Meselâ, insan bir saniyede ancak bir adım atabilir. Yüz kilometre hız yapan bir otomobil, yirmi adımlık bir yer gidebilir. Ses, saniyede 340 metre yol alır. Işık ise, saniyede 300 bin kilometre yol alır. Daha başka enerji boyutları, bir saniyede, 600, 1200, 2400 vs. kilometre yol alır. 

İşte, yaratılmışlar böyle olursa, elbette ışığı, hızı, yani, zamanı ve mekânı yaratan sonsuz kudret sahibi elbette bir şeye “Kün”, diye emreder, o da “feyekün” (olur!) 

Dipnot:

1- Bediüzzaman, Sözler, s. 86.

Okunma Sayısı: 3409
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ALP

    22.11.2018 17:26:50

    BahtiYâr’lar Sevgiliyi Siyer’len Anlar/Bilir/Bildirir. (Hay’lar Hayy’a An’ınla/An’ı Ana Ana Varanlar/dır!) AMAN! Anlar (Hitab-Kal-Hâl-Ahvâl; Cümlesine Denir SİYER) Katiyyen Olmamalı Okunub-Geçilen ANI’lar Ey A ÂHÎ’M Sen’de D/Âhî’m,… Her An’ını; An’la-Anlar’ı Anla’yışla, Hemi Anlar’ı Anla’tışla, An’a Yaklaşdır/an-Yanaşdır/an Yarayışla Yaşay/an; Yaş/antısını An/lamlı An(ı)’larla Yaşl/andır/an BahtiYârlar; (Ebedî Hay’lar) Yâr Hayy Yârad/an’a Adanan, Yandıran/Yakındıran/Yabancılaşdıran Yaman Yar olan Yaban’ı Yâr’(adan)la Aradan Çıkar/an DOST Yâr(AN)’LARIDIR,… Muştu Anlaradır; An’ı Anlar. An’ı An’a Göre Yaşar. An’ı Anlatır. Yaşantısını An’a Yaraşır Anlayışla/An’larla An/laml/andırır. An’a muvafık/münasib Anı’larla An’ın (Siyer’in) Sahibi Ol/an En Sevgiliye Varır. An da S/an da Ş/an da Hon da H/an da AN’DADIR/An’ın İÇİN(DE)DİR. Her An’ın Anlar’layısa Sen D/Âhî’m A Âhî’m KURTUL‘Anlar’dansın/dır,… VesSelâm/Et,...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı