"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Emir âlemi, kanun, ruh ve hulûl

Ali FERŞADOĞLU
07 Haziran 2024, Cuma
Emir âlemine ait latîfeleri de insanın mânevi yapısında bulunan ince kalp, ruh, sır, hafî, ahfâ gibi temel latifeler, duygular, hislerdir.

Haricî Vücud: Allah’ın emir âleminden gelen emirlerin, Allah’ın kudretiyle icra edilip, cismanî ve haricî bir vücudun giydirilmesidir. İrade emir verir, kudret icra eder. Tatbikat ve icra, mücessemlik işine haricî vücud denir.

Kanun: Âlem-i emrin her bir tecelli ve cilvesinin tek tek adına kanundur. Tabiat kanunları gibi.

Ruh: İrade sıfatının hâkim olduğu, emir âleminden gelen şuur giydirilmiş bir kanundur. Ruh denen bu emir ve kanuna kudret sıfatı haricî bir vücut ve ceset giydirerek, onu müşahhas, müstakil yapmış, haricî vücud giydirmiş bir kanun yapmıştır. Mesela, emir âleminden olan yerçekimi kanununa Allah, kudreti ile bir ceset giydirse ve bir şuur verse idi, o da bir insan olmaz mıydı? Veya, insanın vücud ve şuurdan soyutlasa o da bir kanun olurdu.

Ruh için sıralanan zîhayat, zîşuur, kalb, sır, latife, vicdan gibi tabirler ruhun özellikleridir. İnsan öldüğünde, yani, ruhu bedeninden ayrıldığında kalb, vicdan, sır ve latife gibi vasıfları kaybolmaz. Zira, ruh parçalanmaz ve o latifeler ruh cevherinin içinde ve ona bağlı şeylerdir. Yani, ruh zaten bunlarla kaimdir.

“Bir seyyâle-i lâtifeyi o cevhere sadef etmiştir” cümlesinin anlamına gelince: İnsan ruhu bedeninden ayrılıp öldüğünde ruhu çıplak bırakmayan Allah, onun letafetine uygun, nuranî ve şeffaf bir kılıf, bir elbise giydirileceğine işaret ediliyor. Bu latif kılıf ve nurani elbise insanın şahsî hüviyetini belirtecek bir surette olmalıdır. Yani, ruha bakıldığında tanınacaktır. Yoksa, kimse bilemez ve tanıyamaz.

“İnsan nasıl ölür, ruh kendisine özel elbiseyi giyerek nasıl çıkar?” suallerin cevabını da yine Bediüzzaman’dan alalım: “Cesed ruhun hânesi ve yuvasıdır, libası değil. Belki ruhun libası, bir derece sabit ve letâfetçe ruha münâsip bir gılâf-ı latîfi ve bir beden-i misâlîsi vardır. Öyle ise mevt hengâmında bütün bütün çıplak olmaz, yuvasından çıkar, beden-i misâlîsini giyer.”1

Ruh, katiyen bâkîdir.”2 ve herkesin ruhu müstakildir. Hz. Mehdi-i A’zam Hz. İsa (as) ayrı ve müstakil ruhlardır. Aynıdır dediğiniz zaman, hulul/reenkarnasyon lazım gelir. (Hulûl, “İki cismin birleşmesi, bir şeyin mevcudiyetinin diğerinin mevcudiyetiyle aynı olması”dır.) Bu ise batıldır.

Dipnotlar: 

1-Sözler, Enst./intr., s. 478., 29. Söz.; 

2-Sözler, 476.

Okunma Sayısı: 1090
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı