Koronavirus ülkemiz için de ciddiyet kazandığı son bir ayda, Bediüzzaman’ın şu direktifi çerçevesinde bilhassa tıp camiasının karantina dahil tedbir tekliflerini her vesile ile-yazılı, sözlü-nazara verdik:
“Esbabı tamamen ihmal ve terk etmek iyi değildir. Çünkü, o zaman Cenab-ı Hakk’ın hikmet ve meşietiyle kâinatta vaz edilen nizama karşı bir temerrüd çıkar. 1
Ancak, evhamın paranoya derecesinde tahrik edilmesine ve insanların abartılı rakam ve uygulamalarla korkutulmasının da uygun olmadığını dile getirdik.
Âcizane okumalarımız, gözlemlerimiz, araştırmalarımız ve analizimiz bize şu soruları sordurttu:
Koronavirus, özellikle korku damarlarını tahrik etmek için mi böylesine dehşetli bir tahşidat yapılıyor? İnsanların nerede ise yüzde 90’nın “çok sinsi ve hızlı yayılan, dehşet ölümcül” diye abartılarak ülkütülmesinin arkasında başka bir sebep olabilir miydi? Koronavirusten daha korkunç ve daha çok ölümcül hastalıklar dururken 162 ülkeye fiilen de korku pompalanmasının başka sebepleri ne olabilir?
Bunları, müzakere, mütalâa ve fikir alış verişine katkıda bulunmak gayesiyle sizinle paylaşıyoruz. Tabiî ki, koronavirusun tıbbî, teknik değil, psiko-sosyal boyutunu ele almaya çalışacağız. Aksi halde bu, cehaletini alenen ilân etmek, haddini aşmak olurdu!
Önce geçmiş senelerin haberlerini hatırlayalım:
Ozon tabakası yırtıldı! Eylül 2015’te yapılan ölçümlerde, ozon tabakasındaki deliğin 2000’dekine kıyasla 4 milyon kilometrekare ufaldığı gözlemlendi. Ama, yeterli değil!..
Küresel ısınma, sera etkisiyle dünyanın iklimi değişti. Sel, tayfun, kuraklık vs., gibi afatlar sık sık yaşanır oldu.
Hava kirliliği bilhassa Çin’deki bazı eyaletlerde hayatı yaşanmaz hâle getirdi.
Bediüzzaman, meselenin bu boyutuna şöyle işaret eder: “Beşerin fesadı dahi Azrail gibi Arz’ın kalbine kadar pençesini sokup Arz’ı imatesine işarettir. Demek beşer, bir taraftan Arz’ın şifası için bir ilâç iken, diğer taraftan ölümünü intac eden bir zehirdir.”2
Dipnotlar:
1- İşaratü’l-İ’caz, s. 28.
2- İşaratü’l-İ’caz, s. 251.