"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Memuriyet ve âmiriyetle belâmızı bulduk!

Ali FERŞADOĞLU
16 Haziran 2022, Perşembe
Kamu Çalışanları Günü’ne bakış zaviyemiz nasıl olmalı? Kamu kelimesi, hep, herkes, bütün, ülke halkının tümü anlamındadır. Halkın teşkilatlanmış şekli olduğundan “devlet” anlamında da devlet ve devletle ilgili anlamı da vardır.

Türkiye’de, Tanzimat’tan, özellikle 1926’dan bu yana, “imaret, memuriyet-amiriyet, kamu görevi, vs.”, sağlıklı, tabii ve fıtri işletilmiyor. Bugün de hakim millet değil, müstebit, çarpık devlet yapılanmasıyla bürokrasidir. Zira, “Hakikaten acib ve zevkli bir rüşvet-i umumîyi kanunlar perdesinde bazı memurlara’ verir, ‘ubudiyetin noksaniyetiyle enaniyet kuvvet bulur, nemrutçuklar çoğalır. Bu benlik zamanında, memuriyet hakikatta bir hizmetkârlık olduğu halde; bir hakimiyet, bir ağalık, bir nemrutçuluk ile nefse gayet zevkli bir hakimiyet mertebesini bir kısım memurlara rüşvet olarak” verilir, “kuvvet kanunda olmazsa, şahsa geçer. İstibdad, mutlak keyfî olur. (Emirdağ Lâhikası, s. 386.)  

Ayrıca, “Biz, gayr-ı tabiî ve tembelliğe müsait ve gururu okşayan imâret maişetine el atıp belâmızı bulduk. (Dehşetli bir tabir!) Sual: Nasıl? Cevap: Maîşet için tarik-ı tabiî (geçem için tabii yol) ve meşru ve zihayat (canlı, can damarı), san’attır, ziraattir, ticarettir. Gayr-ı tabiî ise, memuriyet ve her nev’iyle imârettir... Bence memuriyete veya imarete giren, yalnız hamiyet ve hizmet için girmelidir. Yoksa, yalnız maişet (geçim) ve menfaat için girse, bir nevi çingenelik eder.” (Münâzarât, s. 79.) 

Şu kesinleşti: Ülke, ziraat, sanat ve ticari ekonomik sistemle kalkınır. “Ziraat ve sanat” istihsal, üretim; ticaret ise pazarlama, ihracat... Ne yazık ki, bugün de imarete, ağırlık veriliyor. Yani, “Biz, gayr-ı tabiî ve tembelliğe müsait ve gururu okşayan imâret maişetine el atıp belâmızı bulduk.” (Age) “İmâret’i, yani “memuriyet, âmiriyet ve imarı” Müslümanlara tahsis ettik, gayri müslimler “sanat ve ticarete” yönelmişler, yüklü servet sahip olmuş, olmaya devam ediyorlar.  

Bugün aynı zihniyet devam ediyor. İlim, yani, teknoloji, sanayi ve ticaret yerine hizmet sektörlerine ağırlık veriliyor. “Benim oğlum büyüyünce bey olacak, paşa olacak!” tabiri ile ninnilerle sosyal gerçekliğe dönüştü. Artık, “Benim oğlum âlim olacak, tâcir olacak!” diye ref edilmelidir! Çünkü, ekonominin de lokomotif, ilim/teknoloji, sanayi, ticaret ve ziraattır.  

“Bu zamanda en büyük sebebi maddeten terakki etmektir. Zira, ecnebîler fünun ve sanayi silâhıyla bizi istibdad-ı mânevîleri altında eziyorlar.” (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 64.)  

Maddeten terakki ise, teknolojik terakkidir, teknolojik terakki için de ilmen, fennen terakki etmektir.  

Okunma Sayısı: 1805
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı