İnsan, kâinat ve Kur’ân, Allah’ın sonsuz isim ve sıfatlarının tecelligâhlarıdır.
Kâinat büyük bir insandır. İnsan kâinatın minyatürü. Kur’ân, kâinatın özüdür.
Yüce Yaratıcı’nın isim ve sıfatları kâinata tecelli ettiği gibi, insanda da toplu olarak tecelli etmiş, yazılı olarak da Kur’ân’da yer almıştır. Kâinatın küçük bir modeli olan insanın da yazılı şeklidir.
Esma-i Hüsna (Allah’ın isim ve sıfatları) ise, hem kâinata hem de insana tecelli etmiştir. (Güneşin cam parçalarına, deniz yüzüne, çiçeklere, bitkilere ve sair varlıklara yansıması gibi.)
Besmele’de yer alan Rahman, (bütün mahlûkatına rahmetiyle muamele eden) ve Rahîm (yardım eden) Esması, inanan, inanmayan, canlı, cansız herşeyde tecelli eder.
Meselâ Rahim, yeryüzünde, toprakta yüzbinler çeşit nebat, sebze, meyve şeklinde tecelli eder. Annelerde tecellisi ise, hayatlarını hayatlarımız için feda edecek yüksek bir fedakârlıktadır. Bu tecelli, yalnızca insanî değil, hayvanî, nebatî anneler için de böyledir.
Allah Sani-i mutlaktır: Her türlü bediî sanat, mimarî, teknoloji gelişme bu ismin tezahürüyle mümkün. İşte kâinat, atom, hücre, dünya, güneş sistemi, saman yollarına kadar bütün varlıklarda tecelli eden muhteşem, nakışlı, renkli sanatlar…
Allah Muktesit’tir: Tüketimi değil, üretimi, iktisadı gerektirir. İsraf etmemeli, verimli kullanmayı ve geri dönüşümü sağlamayı icap ettirir.
Allah Rabbü’lâlemindir… Rab, terbiye eden, rızık veren, yaşatandır. Rab isminin, atomdaki tecellisi, elektron, nötron ve sair unsurların yörüngelerini işlerini şaşırmadan, aynen devam etmeleridir.
Yağmur, rüzgâr, bulut, toprak ve sair coğrafi hâdiselerinin hadlerini aşmamaları şeklinde tecelli eder.
Hayvanların vazifelerini yapması; ekolojik dengeyi bozmaması, yıldızların ve galaksilerin hareketleri ve yörüngelerinden çıkmamaları hep “Rab” isminin tecellisiyledir. İşte biz de; Fatiha’nın ilk âyetinde, “Elhamdulillahi Rabbilalemiiin/Âlemlerin Rabbi/terbiye edicisi olan Allah’a hamd olsun” diyerek;
Kendimizi/nefsimizi, Çoluk-çocuğumuzu, Toplumu Rab isminin bizdeki tecellileriyle terbiye etmeliyiz.
Atomlardan hücrelere, yıldızlara kadar kâinatı terbiye ediyor: Kendimizi, nefsimizi, çoluk-çocuğumuzu Rab isminin tezahürlerine göre terbiye etmemizi icap ettirir. Yani, Kur’ân’da yazılı, kâinatta ve kendimizde mücessem olarak yer alan Esma-i Hüsna’ya göre kendimizi ve neslimizi terbiye edip, ahlâklanmak!