"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

O zaman niçin Risale-i Nur’lar camilerde yok!?!

Ali FERŞADOĞLU
02 Ekim 2024, Çarşamba
Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda başta Diyanet İşleri Başkanı, 211 bini aşkın personeline soruyoruz: “Bediüzzaman Said Nursî nasıl bir âlim ve nasıl bir müfessirdir? Çoğu, “O sıradan bir âlim değil, fen, sosyal mânevî ilimleri kesbetmiş, ayrıca vehbi/ledün ilmine sahip bir müceddid, bir müçtehiddir!” diyor.

Akraba, çevremiz, arkadaşlarımızdan pek çok imam-hatip, müftü, Diyanet mensubundan bazılarına, “Risâle-i Nûr nasıl bir tefsirdir?” sualine hiç duraksamadan “Çok büyük ve çok mükemmel bir tefsirdir!” dediler. Evet, “Risâle-i Nûr ulemaların elinde gezdiği halde, hiçbir âlim, hiçbir filozof itiraz etmemiş...”1 O zaman niçin Risâle-i Nûr’lar ekser camilerde yok!?! Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Erdoğan’a yazdığı mektupta, “Bazı il müftüleri, Diyanet’in bastığı Nurları bile camilerden kaldırma talimatı vermeye başlamış durumda.”2 demişti. 

Aynı mektupta şunları da söylüyor: “Her ne kadar açıktan beyan edilmese de Nurlar’ın başta Diyanet camileri olmak üzere, resmî dairelere konulmaması ile alâkalı bir yasaklama var. Diyanet İşleri Başkanının ‘yok’ iddiası, ‘Çevir kaz yanmasın’ cinsinden... İstisnalar kaideyi bozmaz. Neden mesela Şehzadebaşı Camiinden Diyanet’in bastığı Nurlar kaldırıldı?” 

2018’de de şu soruları yöneltmişti kamuoyuna: “Diyanet İşleri Başkanlığı, Risale-i Nur’ların neşrini neden durdurdu? Cevabı kim verecek? Başkan mı? Başbakan mı? Cumhurbaşkanı mı? Mevcudu bitenleri de basmıyorlar” tesbitlerinde bulunan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, şöyle devam etmiş:

“Siyaset yalakası olmayın beyler! Diyanet’e artık kalan iki eseri (Lem’alar ve Şualar’ı) ‘Basmayın’ talimatı bu iktidardan geldi. Bazı il müftüleri ve idareciler, Diyanet’in bastığı Risaleleri kaldırdılar, ‘Resmî toplantılarda Risale-i Nur’u okumayın’ talimatı verdiler.”

“Akgündüz’ün bu yazdıkları, Yeni Asya’nın haklılık ve isabetini bir kez daha tasdik ve teyid ediyor. 

Diyanet, çeşitli ilim dallarında uzman ve otorite olan bilim adamları, bilirkişiler, hukukçular, mahkemeler, eserlerini didik didik edip inceledi, İslâma aykırı bir cümle bulamadılar! Ve Diyanet, Lem’alar ve Şualar hariç, Risâle-i Nûr’dan birçok eseri bastı…

Madem öyle, niçin Risale-i Nur’lar camilerde, müftülüklerde olması gerektiği kadar yok!?

Dipnotlar:

1-Emirdağ Lâhikası, s. 342.; 2-Kâzım Güleçyüz/Yeni Asya/12.9.2024.

Okunma Sayısı: 1476
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    2.10.2024 15:47:59

    Madem öyle, niçin Risale-i Nur’lar camilerde, müftülüklerde olması gerektiği kadar yok!? Çünkü kitaplığa kitap koymayın yazıyor, hocalar tırsıyor😂😂 diyanetin kangren haline getirdiği problemleri aktarmanız takdir edici. Tebrikler 👏👏👏🌅

  • Nurefşan Akyüz

    2.10.2024 12:05:48

    Bu sorunu diyanet de iktidar da çözemez. Hepimiz hizmet etmekle mükellefiz, netice almak, “sorunu” çözmek değil. Diyanet vazifesini yapmalı. Eğer on binlerce camiye, Müftülüklere, İslami araştırma merkezlerine, Kur’an kurslarına koyarsa insanlar korkmadan rahatlıkla okuyabilir, inceleyebilir, araştırabilir. Ve bunların içinden çıkacak binlerce kabiliyet Risale-i Nurlara yönelecektir. Ama, Diyanet bu mekanlara koymamak, konmuş olanları kaldırmakla 100 binler insana engel koyuyor, mahrum ediyor, vehimlerin artmasına sebebiyet veriyor. Millete hizmet etmekle vazifeli Diyanet Başkanı ve sair yetkililerin bunu yapmaya hakkı yoktur. Hem de büyük bir vebali vardır.

  • Mustafa Said Kara

    2.10.2024 08:44:54

    Risale-i Nurların camilerde olması da yetmez. Onları okuyup anlayacak yetişmiş insanlar lazım. Risale-i Nurları okuyup anlamakta bir kültür gerektiriyor. Bu konuda Risale-i Nur cemaatleri neler yapıyor? Diyanetin camiye koyması sorunu çözmüyor. Zaten kaliteli vaizler, hocalar, müftüler Risale-i Nurları okuyor ve sohbetlerinde istifade ediyorlar.

  • S.topuz

    2.10.2024 06:10:36

    ..."Fakat gizli münafıklar nasılki bir kısım hocaları bütün bütün manasız ve haksız bir tarzda, ehl-i medresenin ve hocaların hakikî malı olan Risale-i Nur aleyhinde istimal ettikleri gibi; bazı felsefecilerin enaniyet-i ilmiyelerini tahrik edip, Nurlar aleyhinde istimal etmek ihtimaline binaen, bu hakikat Asâ-yı Musa ve Zülfikar mecmuaları başında yazılsa münasib olur." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Asa-yı Musa - 6 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    2.10.2024 06:08:54

    ..."İkinci kısım felsefe ise, dalalete ve ilhada ve tabiat bataklığına düşürmeye vesile olduğu gibi, sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dalaleti netice verdiğinden ve sihir gibi hârikalarıyla Kur'anın mu'cizekâr hakikatlarıyla muaraza ettiği için, Risale-i Nur ekser eczalarında mizanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvazenelerle felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor; müstakim, menfaatdar felsefeye ilişmiyor. Onun için mektebliler, Risale-i Nur'a itirazsız, çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Asa-yı Musa - 6

  • S.topuz

    2.10.2024 06:05:46

    بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ Bu acib asırda ehl-i iman, Risale-i Nur'a; ve ehl-i fen ve mektep muallimleri "Asâ-yı Musa"ya şiddetle muhtaç oldukları gibi, hâfızlar ve hocalar dahi "Zülfikar"a şiddetle muhtaçtırlar. Evet mesela i'caz-ı Kur'anî bahsindeki ekser âyetlerin medar-ı şübhe ve itiraz olmuş aynı yerlerde, i'cazın lem'aları ve Kur'an'ın güzel nükteleri isbat edilmiş. Umum Risale-i Nur Şakirdleri namına SAİD NURSÎ Asa-yı Musa - 5

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı