Risâle-i Nur; Kur’ân ve hadîsin bahsettiği bütün ilim dallarında söz sahibi olarak onları nazara verir. Tefsir, hadîs, kelâm, fıkıh, tasavvuf, ahlâk, psikoloji (ruhiyat), sosyoloji (içtimaîyat) vs.
Ki, imân ilmi en yüksek ve en dakik/ince bir ilimdir. Mârifetullah (Allah’ı bütün isim, sıfatları ve kâinattaki yansımalarıyla bilmek) ise, en geniş ve nûrânî/aydınlık, parlak bir bilgidir.
“Ahkâm-ı İslâmiye”, dendiğinde şunu anlamalıyız: En ehemmiyetli ve çeşitli ilimler bütünüdür. 1 Yani, İslâm ilimleri, iman ilmi adı altında harmalanarak verilir.
Şeriat-ı İslâmiye bütünü, aklî belgeler üzerine tesis edilmiştir. Bu şeriat, esas ilimlerin hayatî noktalarını tamamıyla içine alan ilimler ve fenlerden özetlenmiştir. Evet,
● Tehzibü’r-ruh/ruhu kusurlardan temizleyip süsleme;
● Riyazetü’l-kalb/kalb terbiyesi, terbiyetü’l-vicdan/vicdan terbiyesi,
● Tedbirü’l-cesed/bedenin ihtiyaçlarını karşılama, sağlıklı yaşama kuralları,
● Tedvirü’l-menzil/ev idaresi, ev ekonomisi, vs.
● Siyasetü’l-medeniye/yöneticilik,
● Nizamatü’l-âlem/dünya düzeni, milletler arası hukuk,
● Muamelat/günlük işler,
● Adab-ı içtimaîye/toplum hayatına dair kurallar, vesaire vesaire gibi ilimler ve fenlerin ihtiva ettikleri esasatın fihristesi/listesi, İslâm şeriatıdır. 2
Risâle-i Nur; İslâm şeriatının çağdaş yorumu; Kur’ân ve Sünnetin mu’cize-i mâneviyesi, bir tefsiri olduğuna göre; onun bahsettiği bütün ilim ve fenleri yansıtması gerekir. Nitekim, incelendiğinde, imân esasları, yâni, “fıkhü’l-ekber”, ibâdetler, ahlâk, muâmelât/beşerî münâsebetler, içtimâî ve siyasî ölçüler, hizmet stratejisi gibi hususların da yer aldığı görülür.
Risâle-i Nur, bir hikâye, bir roman, bir konuda bilgi veren basit bir eser değildir. Her ilimde, her meselede söz sahibi muazzam bir külliyattır. Ki, Bediüzzaman’ın şu sözü de, bu tezimizi te’yid eder:
Risâle-i Nur bütün ilimlere câmidir. 3 Yâni, fen ve sosyol ilimler dahil, Kur’ân’ın bahsettiği bütün İslâm ilimlerini kapsar. Fıkıh da bir ilimler içindedir. Öyle ise, Risâle-i Nur, onu da ihtivâ eder/kapsar.
Sayılı âlimlerden merhûm Ali Ulvi Kurucu Hoca, bu hususta şöyle der: Müslüman ırkımıza Risale-i Nur Külliyatı gibi muazzam bir îman ve irfan kütüphanesini hediye eden, gönüller üzerinde mukaddes bir Nur müessesesi kuran mümtaz ve müstesna zatın kudret-i ilmiyesi hakkında tafsilata girişmek, öğle vakti, güneşi tarif etmek kadar fuzûli bir iştir. Nur Risaleleri, Kur’ân-ı Kerîm’in Nur deryasından alınan berrak katreler ve hidayet güneşinden süzülen billûr hüzmelerdir. 4
-Devamı yarın-
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 375. 2- İşârâtü’l-İ’câz, s. 166. 3- Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 4. Tarihçe-i Hayatı, s. 18.