"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Terakkinin önündeki engel

Ali FERŞADOĞLU
13 Haziran 2024, Perşembe
Resmî, özel eğitim müesseselerinin gelişememesinin temel sebebi imân ve ahlâk zaafı değil midir? İmân derken, başta mânevî, fen, sosyal ilimleri kapsayan “Âlim” ve bir hadiste sıralanan 99 Esmâ-i Hüsnâ’da derinleşme kast edilir. Hürriyet ise imânın özelliğidir. Terakki ise imân, hürriyet ahlâkı ile olur.

Bir yerde hürriyet yoksa, istibdat vardır. İstibdat tahakküm, tek görüş (alternatif fikirlere kapalılık), keyfî muameledir. Her türlü imkân suistimâl edilir ve maddî-mânevî gelişme engellenir. İlim, hukuk, adalet kuralları işlemezse kaos ve karmaşa çıkar. 

Bir misalle açalım: Bir okulu düşününüz. Müdür, keyfî işler yapıyor. Müdür yardımcısı da onu frenlemeye çalışıyor. Müdür de kendi emri altındaki yardımcısını öğretmenlere, öğrencilere hatta velilere şikâyet ediyor! Müdür kendi otoritesini sarsar. Öğretmen, öğrenci ve velilerin itimadını kaybeder. Çünkü, müdür, yardımcısını şikâyet ile gıybet etmez. Müdürlük problem çözme makamıdır; şikâyet ve dedikodu yeri değil! Eğer gerçekten bir durum varsa, şikâyet mercii veliler değil, üst makamlardır.

Müdür ise, yardımcısının “Noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder. Yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.”1 Bu örneği âile, topluma uyarlarsak şöyle bir durum ortaya çıkar: Toplum mensuplarının “aralarındaki emniyet” tesis edilemezse gerginlik çıkar! “Birbiriyle boğuşanlar müsbet hareket edemezler.”2

İlerleme, “Terakkiyat ve âsâyişler ‘dünyaya ve hırsa sevk etmeye ve teşvik etmeyle’ temin edilmez. Belki mesailerinin tanzimine ve mâbeynlerindeki emniyetin (güvenin) tesisine ve teavün (yardımlaşma) düsturunun teshiline muhtaçtırlar.”3 

Özellikle samimi müminler şuna dikkat kesilmeli: “Hem zındıka, nifak hâsiyetiyle her tarafa döner. Senin dostunu kendine dost edip, sana düşman eder. Senin taraftarlık cihetiyle kazandığın günahlar, faydasız boynunda kalır.”4 Ve “Şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde âlet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlûp ettikten sonra, o âleti de kıracak.”5 İslâm âleminde yaşanan bu değil mi?

Gelişme ve terakkinin tenkit ile, gıybet ile sağlandığı nerede görülmüş!

Dipnotlar:

1-Lem’alar, Enst./intr, s. 164.; 2-Mektubat, s. 259.; 3-Lem’alar, s. 126.; 4-Kastamonu Lahikası, s. 155.; 5-Lem’alar, s. 32.

Okunma Sayısı: 1470
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı

    En Çok Okunanlar