"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’a göre özel sektör mü, devlet sektörü mü?

Mustafa Güreldi
28 Ekim 2025, Salı
Cumhuriyetin başından itibaren devlet eliyle katı bir devletçilik icra edilmiştir. Ayakkabıdan şekere kadar devlet eliyle yapılmıştır. Uzun seneler de böyle devam etmiştir. Özel sektöre de herhangi bir sınırlama getirilmemiştir.

Dış dünyada ise, Avrupa ve Amerika’da genelde özel sektör önde olmuş devlet sektörü de kısmen varolmuştur. Doğu Bloku ülkeleri dediğimiz Rusya ve Çin’de ise katı bir devlet sektörü hâkim olmuş. Özel sektör yok denecek kadar sönük kalmıştır.

Bediüzzaman Hazretleri bunları görüp bildiği için "birisi necis [pis] birisi ences [daha pis] tahir-i mutlak [temiz ve pak olan] desatir-i İslâmiyettir [İslâmiyetin prensipleri]" demiştir. Yani birisi ifrat birisi tefrit vasat [orta] olan ise İslâmiyetin prensipleridir, diye ifade etmiştir.

Yaşanan ve gelinen nokta da görülmüştür ki, devlet sektörü verimsiz, hantal, kabiliyetlerin inkişafına engel, performansı düşüktür. Özel sektör ise, daha iyi, verimli, performansı yüksektir. Ama çalışanların hakkını tam gözetmemektedir. Aşırı hırs ve zararlı rekabetten dolayı da toplumda dengelerin bozulmasına, huzursuzlukların artmasına sebep olmaktadır.

Bunun için fıtratın gereği, kabiliyetleri inkişaf ettiren, verimi yükselten, hırsı ve tamahı dizginleyen, başkasının varlığına ve devamına saygılı olan özel sektörün desteklenmesi, teşviki, ikamesi esastır. Ama idare ve güvenlik elbette devlet sektörünün elinde olmalıdır. Sağlık ve eğitimde de kısmen devlet sektörü olabilir. Ama ana tema olarak özel sektör esas olmalıdır.

Bugün gelinen noktada devlet bu çizgide olmalıdır. Daha sıkı ve kararlı bu çizgi devam etmelidir. Akıl için yol birdir. Bazı katı yersiz ve mesnetsiz ısrarlarımızdan vazgeçip komuoyunu da iyi aydınlatıp mümkünse siyasî partilerin arasında da bu konuda bir konsensüs oluşturup yola devam edilmelidir.

Okunma Sayısı: 1036
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S. Pelin Kurukahveci

    28.10.2025 15:55:43

    Öneri güzel. Ancak burdaki önerileri hayata geçirecek bir siyasi akım ortada yok. Demokratlar diyemiyoruz. Zira onlar neoliberal politikaya göbeklerinden bağlılar. Neoliberal zinciri kıracak bir anlayış gerekiyor. Türkiye'de sağ ve sol ideoloji böyle bir niyete dahi sahip değil. Zaten neoliberallerin islamdan korkmasının temel nedeni de bu değil mi? İslam, ekonomik önermesi ile neoliberal ekonominin sonunu getirecek bir gerçekliğe sahiptir.

  • Nagehan

    28.10.2025 15:54:23

    Dünya ve ülkeye dair mevcut durumu -daha- doğru okuyup, yorumlayanlara örnek; Eda Gül Beyaz diye düşünüyorum. Tabi en iyisini bilen el Alim olan Rabb'imiz, iman edenlerden merhamet ve rahmetini esirgemesin(Amin!) // Hürmetler.

  • Eda Gül Beyaz

    28.10.2025 07:49:03

    Neoliberal ekonominin temel felsefesi "daha çok kazanmak" anlayışıdır. Dünyada bir sömürü düzeni kurmuşlardır. Devletler ise bu sömürü düzenini garantiye alan, koruyan bir aparattır. Son kertede zengine hizmet eder bir yapıdır. Amerikan hegomonyası ile beraber devletleri yöneten şirketlerdir artık. Siyasetin sınırlarını onlar çizer. Neoliberal ekonomik dinanikleri değiştirecek bir teklif dahi yapılamaz. Demokrasi de bunun için vardır. Güya bir seçim ve hesap verilebirlik var gibidir. Ancak oyunun kuralı baştan sıkı sıkıya bellidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı