"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşamak ölmek nedir?!

Ali HAKKOYMAZ
12 Ağustos 2023, Cumartesi
-Hayat ve ölüm yakınlığına bir kapı aralığı…-

İçim sorular harmanı… Karman çorman değil… Değil amma karışık dünya sanki bir kıyamet provası yaşıyor. 

Sizin oralardan da öyle mi gözüküyor; yok, yok; öyle… 

Gel şu şeylere biraz bakalım; hâl nasıl, gidiş nereye? İyi ki şu sorular dediğimiz perdeyi sıyırmalar, hayatı ve ölümü duyurmalar var. Yoksa karanlıklar içinde çekip gidecektik. Böyleyken bile baksana şu ölüm sessizliğine! Hep sorular bitince oluyor. Bahar bile soluyor sonbahar gelmeden! Haydi beraber şu sevinince yeryüzüne; üzülünce gökyüzüne bakalım. Bakalım bakışlarımız en çok nerelerde!

***

Her nefes bize bir şey söylüyor; sen farkında mısın; sen ona bak!

***

Şu fani dünyada kanun önünde herkes eşit mi; sen ona bak!

***

Biri yiyor; milyonu bakıyor mu; sen ona bak!

***

Hürriyete ihtiyacımız var mı; yok mu; sen ona bak!

***

Kitaba yani kendimize uzak mıyız; yakın mıyız; sen ona bak!

***

İnsana mı hürmet, rağbet; eşyaya, inşaata, paraya mı; sen ona bak!

***

Bu tüketim, bu reklamlar, bu israf... bizi şan u şerefe mi; perişanlığa mı götürür; sen ona bak!

***

Yunus: “Bunca varlık var iken;

Gitmez gönül darlığı!” diyor.

Gönlümüz geniş mi dar mı? Alnımızı ak pak edecek bir işimiz var mı; sen ona bak!

***

Ölüm var; emellerin uzayıp gidiyor. Çok havalısın; fiyakandan yanına varılmıyor. Elde var ne, hani? Gün gün kayıpların mı artıyor; kârın mı?

***

Çok paran, çok diploman var. Bir yara sararken görmedim seni. Kendini tanıyor musun? Yabancı mısın kendine? Misafir olduğunu biliyor musun; sen ona bak!

***

Zaman geçiyor, be! Her gün kaç ölüm haberi düşüyor önümüze de hiç bi’ şey olmamış gibi, ölüm bizi teğet geçecek hattâ hiç uğramayacakmış gibi bir hâlimiz mi var; sen ona bak!

***

Gerçekten aynalar eskiyor gün gün. Sararıp karardığımızı göre göre hayalî/hakiki makyajlarımızın tutmadığını bile bile kendi kendimize yan çizdiğimizin farkında mıyız değil miyiz; sen ona bak!

***

Bir gün bir dişimiz düşüyor; bir gün temmuzda bile üşüyoruz; bir gün başımızın yarısından fazlasının beyazlandığını görmüşüz; bir gün birdenbire ölmüşüz gibi senaryo yazdık mı yazmadık mı hiç; sen ona bak!

***

Aaa, bu kadar torun nerden çıktı; doktora gidip gelmeler amma da çoğaldı, haa; şeey falan öleli o kadar sene mi geçmiş gibi sorulu, ünlemli; cevaplı cevapsız, iç çekmeli dalgın zamanlar sahnesine düştüğünü görüyor musun, es mi geçiyorsun; sen ona bak!

***

Bak; tahterevalli hızlandıkça hızlanıyor; sen hâlâ cebini, çekmeni, kasanı, masanı, tasanı çoğaltıyorsun da gülünç olduğunun ve çocukların bile bunu fark ettiğinin oyun yerine düşüp kalacağının farkında mısın…diye sormuyorum gayrı (-ki senin bu hallerinden ben de yoruldum.)

***

Bir kolumuza hayatın, ötekine ölümün girdiğini; ikisinin de aynı yakınlık ve uzaklıkta olduğunu… ya da bu ikisiyle sıkı fıkı arkadaş olup olmadığını sen kendin biliyorsun. 

***

… ve insafsız çöpçüler aşkını süpürüp gittiyse… fani aşklar sana yettiyse…”bir bakışla yanmış, bir öpmekle batmışsan…” aşk nedir, ayrılık nedir, ölüm nedir yani yaşamak ölmek seni ilgilendiriyor mu; onu diyecektim de… çok mu meşgulsün? Tamam da…

Okunma Sayısı: 1291
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı