"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dinim mükemmel, peki ya ben?

Ayşe NUR
01 Ocak 2016, Cuma
İslâm mükemmel, ama ben değilim, Eğer hata yaparsam beni suçla, dinimi değil.’’

Kardeşlerimizin yeni parolası. Muhafazakâr sanal âlemin ‘’motto’’su...

Toplumun bir kesimine göre acziyet ifadesi. Kısa yoldan çıkış kapısının göstergesi.

Malûmunuz artık son 5-10 senelik zaman dilimi, muhafazakâr kesimin iktidar sınavının ma’kesi oldu adeta.

‘’İslâm mükemmel, ama ben değilim, dinimi değil beni suçla’’ söylemi, gaflet ve hatta dalâlet içinde İslâmın kusurlarını arayanlara bir ‘’özür’’ teşkil etmeyeceği gibi, söylemi kullananların bir kesimi için istismara da açık maalesef.

‘’Hoca’nın dediğini yapın, yaptığını değil’’ hangi cemaat için geçer akçe olur ki!.. 

Çağımız “algı yönetimi’’nin toplumları dizayn ettiği bir zaman dilimi. Bu zamanlarda dininin, değerlerinin, kutsalının ‘’temsil’’i olan Müslümanın ‘’tebliğ’’ vazifesi, “hal ile tebliğ’’ vizyonu daha bir ehemmiyet arz eder. İslâm dininin her bir müntesibi, bu vazifeyle muvazzaftır.

‘’İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk olsun.’’1 buyuran Rahman-u Rahim “mü’min’’ sıfatı ile vasıflanmış abdi, elinden ve dilinden emin olunan kul olma yolunda Rasulullah’a (asm) uymaya çağırır.

“İslâm mükemmel, ama ben değilim...’’

İslâm; ahsen-i takvîmde yaratılan insanı, salih amel ile kemale erdirme yoludur. Hata, kusur, günah elbet insan içindir lâkin ‘’iki günü eşit olan ziyandadır’’ ferman eden Allah Resulünün (asm) ahlâk, ahval ve etvarı hangi ümmet için örnektir?.

Hiçbir Müslümanın ‘’günah işleme özgürlüğü’’ yoktur.

‘’Fakat, ey göçerler sizde olan yarı hürriyettir. Diğer yarısı da başkasının hürriyetini bozmamaktır. Hürriyetin şe’ni odur ki, ne nefsine, ne gayriye zararı dokunmasın..’’2

Günahta ısrar etmek; değil iki günü, tarihçe-i hayatının her döneminde aynı yerde durarak ömür seneleri birbirine eşit olan yahut hatalara bulunan bahaneler eşliğinde esfel-i safiline yuvarlanma eşiğine gelen inanan insanın günahta, hatada ısrar etme lüksü var mıdır?

Moskova’da Sowa adlı araştırma merkezinden Aleksander Verçovski, Rusların % 40’ı İslâma negatif düşünceler beslerken, kişi bazında Müslümana negatif duygular besleyenlerin % 12 olduğunu beyan eder araştırmasında...3

Bir tek Müslümanın, iman ve İslâm ‘’hâl’’i ile yaptığı temsil ve tebliğin bulduğu karşılık ile yine tek bir Müslümanın Kur’ânî düsturlardan uzak, menfi ahvalinin ‘’Müslüman’’ algısına verdiği zararı kıyaslamak açısından önemli bir gösterge.

Her Müslüman bir vizyon ve misyon sahibidir.

‘’Hâl’’ ile topluma verdiği mesaj; ‘’Ben mükemmel bir dinin ferdiyim. Hatam varsa özür diler, düştüğümde kalkar devam ederim...’’ olmalıyken, “Ben buyum. Beni eleştirin İslâmı değil..’’ kolaya kaçan, temelsiz, cerbeze görüntüsü vermekte maalesef.

Kadın-erkek her Müslüman ‘’temsil’’ noktasındadır. Dış görünüşü, ahlâkı, etvarı, adabı...

Müslüman kadın nezaket ve ciddiyeti vakar ile birleştirmiş, hilm ile ‘’setr’’ olunmuştur misal.

Bugünün içtimaî hayatında ve sanal ortamlarda sergilenen her menfi, adabsız tavır ve görüntü sizinle beraber temsil ettiğiniz değerlere zarar verir!

İslâmı bilmeyen, önyargılarıyla da bilmek istemeyen insanlara “Benim dinim mükemmel, ama ben değilim, siz bakmayın bana...’’ diyemezsiniz.

Ayinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz!

Yaşamadığınızı karşı taraftan bekleyemez, kendi gözündeki mertekten habersiz, başkalarının çöpünü sual edemezsiniz.

Aynı yerde durup, hâl ile hatada ve noksanlıkta ikrar ile ısrar etmek; hem kişinin kendisine hem de etrafındaki İslâm dininin potansiyel ve müstakbel müşterisine zarar verir.

Müslüman yalan söylemez... Suizan yapmaz... Alay edip, lâkap takmaz... Velev ki karşısında gayri müslim, dinsiz olsun. Kırmızı ışıkta geçmez... Yere tükürmez... Sıra bozmaz... Kaba-saba konuşmaz... Aklını teslim etmez... Hevasının almadığını tekfir etmez... Maddî ve manevî emanete hıyanet etmez, etmemeli...

Bütün bunları yapan yahut yapanları görüp; “İslâm mükemmel, ama biz değiliz, kusur bizde dinimizde değil.’’ demek...

Ne mesuliyeti kaldırır sizden, ne de irşada muhtaç gönüllerdeki “İslâm’’ algısını temizler zihinlerden.

Ancak olur havanda su dövmek, hem belki ipe un sermek.

‘’Ayâ, insan zannedermi ki başıboş kalacak? Haşa! Belki insan ebede mebustur. KÜÇÜK BÜYÜK, AZ ÇOK HER AMELİNDEN MUHASEBE GÖRECEK; ya taltif ya tokat yiyecek.’’4

Kusur da, günah da insan içindir. Kendimizi alay-ı illiyyin yolunda gayretle terakki etmek varken, ‘’Ne yapayım, ben böyleyim’’ algısına yol açan açıklamalara siper yapmak dünyada da, ahirette de geçer akçe olur mu?

İslâmı hayatınla yaşamak.

‘’Bir şeye sebep olan onu yapan gibidir.’’

Eğer bir kişinin bile İslâma, Kur’ân’a, Peygambere (asm) buğz etmesine sebep olunduysa, eğer mensup olduğunuz din ve efradını töhmet altında bırakan, başkalarının değerlerine söverek-aşağılayarak kendi kutsalınıza kem söz söylenmesine sebep olmuşsanız, eğer ‘’san’at-marifet ve ittifak’’a gayretlerinizi sarfedeceğiniz yerde, cehalet-zaruret ve ihtilâf ateşine körükle gidiyorsanız, boynuzsuzun boynuzludan hakkını alacağı o müthiş günde hesap zor olur Allahuâlem...

Biz İslâmın mükemmelliğine namzediz!..

Hata ve günahları temsil eden boynumuzda bir ‘’akrep’’ varsa, kavlileyyin ve ihlâs ile ısırmadan atılmasına sebep olana teşekkür ederiz.

100 sene evvel söylerdi Şair M. Âkif;

“Kaç hakikî Müslüman gördümse; hep makberdedir / Müslümanlık bilmem ama, Galiba göklerdedir..’’  

Sen Müslümansın... Büyük değil, hakkaniyetli düşün.

Büyüklük zaten adalet ve hakkaniyettedir.

Dipnotlar:

1- Al-i İmran Sûresi, 104.

2- Münâzarât.

3- Deutsche Welle Türkçe.

4- Mesnevî-i Nuriye, Zühre.

Okunma Sayısı: 4262
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • aşkın doğan

    2.1.2016 15:15:59

    Bu ittihat,adatten değil,ibadettir.İhfa havf-ı riyadandır ve farzda riya yoktur.Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı islam'dır./Tarık-ı Muhammedi(ASM), şüphe ve hileden münezzeh olduğundan,şüphe ve hileyi ima eden gizlemekten de müstağnidir.(ESKİ SAİD DÖNEMİ ESERLERİ Syf 67-makalat-Seda-i Hakikat -27 Mayıs 1909.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı