ABD Başkanı Trump, Türkiye’nin Suriye’ye sınır ötesi harekâta başlayacağının açıklanması üzerine Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye’yi, “Türkiye, benim büyük ve emsalsiz bilgeliğimle sınırları aşmak olarak değerlendirdiğim bir şey yaparsa, Türk ekonomisini yıkıp ve yok edeceğim (daha önce yaptım)” diyerek tehdit etti.
Bu açıklamanın ardından 5,62 seviyelerinde olan dolar bir anda 5,83 seviyesine çıktı.
Bunun üzerine farklı çevrelerden çeşitli açıklamalar yapıldı. Bu noktada düşünülmesi gereken önemli bir şey de ekonomik olarak böyle bir durumun mümkün olup olmadığı…
ABD siyasî tarihimizde çeşitli şekillerde yaptırım gücünü Türkiye aleyhinde kullanmış ve Kıbrıs Barış Harekâtı döneminde Türkiye’ye ambargo uygulayarak krize yol açmıştı. O dönemde Amerika, Türkiye’nin ticaret hacmi en büyük olan ticaret ortağıydı. Dolayısıyla ambargo yüzde 50 oranında ticaret hacminin azalmasına yol açmış ve akaryakıt gibi bazı temel ihtiyaç maddeleri bulunamaz olmuş ve Türkiye tarihinde “kuyruklar dönemi” olarak adlandırılan dönem başlamıştı.
Yakın dönemde de Papaz Brunson meselesinde ABD, Türkiye’ye parmak sallamış ve bu durum dolarda hareketliliğe yol açarak ekonomiye ciddî zararlar vermişti. O dönemde de, “Amerika hâlâ yaptırım yapma hakkını saklı tutuyor. Bunun bahanesi bugün Papaz olur, yarın başka bir şey. Bu durum ülke ekonomisinin zayıf ve müdahaleye açık olduğu gerçeğini değiştirmiyor” demiştik.
Anlaşılan o ki ABD’nin elinde ciddî bir koz olarak ekonomik yaptırımlar var. Fakat bu yaptırımlar ülke ekonomisini büsbütün çökertmeye yeter mi?
Mevcut durumda ABD’nin uygulayacağı bir ambargo ülke ekonomisini zor duruma düşürebilir, fakat artık Türkiye ekonomisi ABD ile olan ticaretiyle ayakta duran bir ülke değil.
Türkiye’nin ticaret hacminin yarısı Avrupa Birliği ülkeleri ile. Dolayısıyla Türkiye’nin Avrupa Birliği ile arası bozulmadığı sürece ekonominin “tamamen çökmesi” pek mümkün görünmüyor. Yine de ABD’nin uygulayacağı bir ambargo ekonomik göstergeleri ciddî şekilde saptırabilir ve vatandaşı sıkıntıya sokabilir.
Olması gereken, ABD’nin rahatça parmak sallamasına müsaade etmeyen; ama gerilimi de arttırmayan usta bir siyasettir. Bu dönemde Avrupa Birliği ile tartışmaya girmemekte de fayda var. Eğer ekonomi gemisini biz kazara batırmazsak kimsenin batırmaya gücü yetmeyeceği çok açık. Peki dümendekiler millete güven veriyor mu? Tartışılır...