"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En hayırlı genç kimdir?

Cenk ÇALIK
21 Eylül 2021, Salı
“En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp ahiretine çalışarak, gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır. Ve ihtiyarlarımızın en kötüsü odur ki, gaflette ve hevesatta gençlere benzemek ister, çocukçasına hevesat-ı nefsaniyeye tâbi olur.” (Gençlik Rehberi,s.142)

Hayatımız yaman çelişkilerle doludur. En fazla nimetlendiğimiz gençlikte, ibadet yapmamız gerekirken maalesefihtiyarlığa erteliyoruz. En dikkatli olmamız gereken zaman diliminde en fazla hatayadüşüyoruz. 

Bediüzzaman’ın ihtiyarlığa atıf yapmasının en önemli sebebinin “ölüm!” olduğunu görüyoruz. Ölüm ile ilgili onlarca ayet ve hadis olmasına rağmen kimse kendine ölümü kolay kolay yakıştıramaz. Çoğu insan,gençlik döneminde ölümü kendisinden çok uzak bilir ve ihtiyarları ölüme daha yakın görür. İlk doğan ilk ölecekmiş gibi kabullenir. Bu kabullenme, zaman zaman genç insanların vefatlarıyla dünyevi lezzetleri acılaştırır.

Oysa ki ölüm hayatın tadını kaçıran değil, yaşadığımız hayattaki durumumuzu sorgulamamıza vesile olan biraraç olarak görülmelidir. Dünyanın hevesatına dalıp anın tadını çıkaran biri için bu kolay olmasa da hakikat budur. “Ölümden murat nedir? Niçin ölürüz? Ölümden sonra başımıza neler gelecek? Ölüme nasıl hazırlık yapmalıyız?” sorularına tatminkâr cevap bulamayan gençlerin hevesatlarının peşinden koştuğunu ibretle müşahede ediyoruz. Yapılan bu tercih iki cihanda da gencin pişman olacağı bir yola girmesine sebep olacaktır.

İhtiyarlık döneminde; yaşın ilerlemesi, hastalıkların ortaya çıkmasıve kazalara daha çok maruz kalınmasından dolayı ölümü hatırlamakdaha kolaydır. Gençlikte bu amillerdaha az görüldüğünden gaflet kapısı hep açıktır.Bu sebeple mezkûr maddeleri genç yaşamıyorsa yaşayan ihtiyarları örnek alması beklenir. Yani bizzat hayatında acı, hastalık, musibet yoksa buna dûçâr olan ihtiyarlara benzemeye çalışmak hayırlı neticeler almasına vesile olacaktır.

Bu nazar, ölümü hatırlatacak ve ahirete şevkle çalıştıracaktır.“Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz.”(Tirmizî, Zühd: 4) hadisi de son derece manidardır.  Zira nefeslerin sayılı olduğunu ve her an son nefesini vereceği hakikatiyle hareket eden gencin haramlardan uzak kalması çok daha kolaylaşacaktır. Aksi takdirde çoklarının “gençlik hevesatına esir olup gaflette boğulması” muhtemeldir.

Görüldüğü gibi gencin ihtiyarları düşünmesi ölümü, ölüm ise ahireti hatırlatıyor. Böylece genç bir yandan haramla arasına mesafe koyabilirken bir yandan da ahireti için hazırlık yapma imkânı buluyor. Bunları yapabilen ise  “en hayır genç” olarak tanımlanıyor.

Madalyonun bir de öbür yüzü var. “Her şey zıddıyla bilinir.” kaidesiyle “En kötü ihtiyar kimdir?”  sorusu da cevabını bulmalı. “Gaflette ve hevesatta gençlere benzemek ister.” ifadesi önemli bir ipucudur. Yaşın ya da hastalıkların tüm mesajlarına rağmen hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak isterler. Belki de bir ömür boyu heveslerin peşinden gitmeleri sebebiyle bu alışkanlıklarını bırakmak istemezler. Genç gibi giyinip, eğlence yerlerine gidip, onlar gibi eğlenmeye çalışırlar. 

Bu paradoksu tanımlayacak kelime belki de benzetmede gizlidir: “Çocukçasına hevesat-ı nefsaniyeye tâbi olur.”  Çocuklardan yetişkin davranışları beklenemez. Hareketleri çoğu zaman hoş görülür. Sebebini anlamak zor değildir. Ne de olsa çocuktur. Olgun davranışta bulunması için zamana ihtiyacı vardır. İhtiyarlıkalınganlığın, hassasiyetlerin çoğaldığı bir zaman dilimidir. Yaş ilerledikçe Üstadın “sakallı çocuklar” tabiriyle özetlediği durum yaşanmaya başlar. Bu hâl bazı fertlerde maalesef ehl-i dünya gençlerine benzeme şeklinde tezahür eder. Bu süreç ferdin “en kötü ihtiyar” olmasına sebep olur.

Görüldüğü üzere sistem, haram lezzetler ve muvakkat bir zaman dilimine göre dizayn edildiğinde; ahiretteki pişmanlıktan önce, daha dünya hayatındayken dahi acı neticeler görülmeye başlanıyor. O halde pişmanlığın fayda vermediği ahiretten önce dünyada iken uyanmalı, ölümden ders almalı ve bu istikamette gitmeye çalışan şahs-ı mânevîye’den ayrılmamalı vesselâm…

Okunma Sayısı: 3265
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    21.9.2021 11:30:00

    Allah razı olsun Cenk abi. Kalemine kuvvet.

  • Mehmet Türeli

    21.9.2021 07:42:40

    Allah gençlerimizi imansızlık yangınından muhafaza etsin. Maalesef, gençlerimiz bu yangına koşarak gidiyorlar, büyüklerimiz eğitim müfredatında, basın ve yayında vs.de herhangi bir iyileştirme yapmadan seyirci kalıyorlar. Ulkenin refahini istiyorsak bu iyilestirmeleri bir an önce yapmalıyız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı