Tuzağa düşmemek için kelime oyunlarına ve bilimsel baktığı iddia edilen kurumlara dikkat etmek gerekir. Gıda etiketlerinde yazan “Doğala özdeş, laktasif etki, bitkisel yağ, aroma…” gibi ifadelerini hiç okuduk mu? Okuduysak anlayabildik mi? Anlayamadıysak merak edip araştırma yaptık mı?
“Doğala özdeş” bir ürünün taklidi demektir kısaca. Doğal kelimesi sizi aldatmasın. Özdeş eklendiğinde yapay ve kimyasal bir ürün tüketiyorsunuz demektir. “Laktasif etki” ise ishal yapıcı özelliğinin olduğu vurgulanır. Margarinleri incelediğinizde hiçbirinin üzerinde margarin yazmaz. Ne mi yazar? “Bitkisel yağ!” yazar. Gerçeklerin ne kadar masum ya da teknik terimlerle gizlendiğini fark ettiniz mi?
“Aroma” kelimesini gördüğümüz gıdadan kaçmamız gerekiyor. Sebebi şu şekilde izah ediliyor:
“Bugün gıda sanayiinde kullanılan koku verici aromalar, ekseriyetle alkolde eritilmiş, tabiî veya sentetik esanslardan oluşmaktadır. Bir kısım İslâm düşünürü, alkol içinde eritilmiş aroma ihtiva eden gıda maddesinin de helâl olmadığı görüşündedir. Çünkü, çoğu içildiği zaman sarhoşluk veren alkol, çok az da olsa bu gıda maddesine karışmıştır. Diğer bir kısım İslâm düşünürüne göre ise helâldir. Çünkü alkolde eritilmiş aroma ilâve edilmiş gıda maddesinden az veya çok yediği zaman insanı sarhoş etmiyor. Gücümüz yetiyorsa, birinci görüşe uymaya çalışmamız daha emniyetli ve daha güzeldir diye düşünüyoruz.” 1
Tabiki kelime oyunları yapmak yetmez. Zira çok sayıda gıda katkı maddelerinin neden eklendiği sorgulanmalıdır. En önemlisi de bu katkıların zararlı olup olmadığı…
Tam bu noktada küresel ve sözü geçen kuruluşlara ihtiyaç duyulur. FDA, EFSA, BM, FAO, WHO gibi sözü geçen ve “güvenilir!” örgütler üzerine düşen görevleri “hakkıyla ifa!”ettiklerini belirtmemiz gerekir.
Dipnot:
1- Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, Yeniden Gıda Raporu, s. 60-61.