"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Konya kahramanı Zübeyir”

Cevat ÇAKIR
06 Ekim 2019, Pazar
Bediüzzaman’ın gözüyle saff-ı evvel talebeleri (15)

Üstad Hazretleri, Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektubunda Osman Nuri’den şöyle bahsediyor: “Ezcümle, Ankara’da Osman Nuri kardeşimiz oranın bir Hasan Feyzi’si hükmünde Nurlar’a tesirli hizmet ve benim için hanesi yanında bir menzil yapması ve hastalığım zamanında güya hastalığımın tahfifine Hasan Feyzi gibi yardım eder gibi kendi hastalığına memnun olmasına çok minnettarım.”

Zübeyir Gündüzalp hakkındaki mektuplar

Emirdağ Lâhikası’nda Üstad Hazretleri, bir mektupta Zübeyir’le ilgili olarak, “Hakikî fedakâr Zübeyir, en lüzumlu ve hizmete şiddet-i ihtiyacım zamanında buraya imdadıma geldi. Yoksa Isparta’dan o sistemde birisini isteyecektim” diyor. Şuâlar’da da Üstad Hazretleri, kendisinden bahsederken, “Konya kahramanı Zübeyir” diyor. 1

Ali Osman hakkındaki mektuplar

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektubunda talebesi Ali Osman hakkında, “İnebolu kahramanlarından Ali Osman” diye bahsediyor. Ayrıca diğer bir mektubunda da vefatından dolayı şu şekilde taziyede bulunuyor: 

“Rabian: Ali Osman’ın vefatıyla hem akrabasını, hem Medresetü’z-Zehra ve Nur dairesini tâziye ediyorum. Ve onu da tebrik ediyorum ki, vazifesini tam yapmış ve şimdi de Nur kahramanları Hâfız Ali ve Hâfız Mustafa yanında duâma dahildir.” 2

Hasan Atıf hakkındaki mektuplar

Üstad Hazretleri, Kastamonu Lâhikası’ndaki bir mektubunda Hasan Atıf’ın altı tane vasfını şöyle sayıyor:

“Kardeşimiz Hasan Âtıf, hakikaten Risale-i Nur’un hizmetine pek çok lâyık ve müstaittir. Müstesna hattıyla beraber ihlâsı, irtibatı, alâkadarlığı, ciddiyeti, sadâkati dahi mükemmeldir. Cenab-ı Hak onun emsalini çoğaltsın. Bu kardeşimizi yirmi mektup yerinde, size canlı bir mektup olarak gönderdik.” 3

Diğer bir mektupta da Üstad Hazretleri, Hasan Atıf’ın hizmetlerinden şu şekilde bahsediyor: “Âtıf’ın da Sandıklı tarafına gitmesi, muvaffakiyet kazanması, değil bizleri, melâikeleri de sevindirdi. Karye-i İrfan namı inşaallah bir medrese-i Nuriye olur. Zaten Âtıf’taki ihlâs, öyle netice vereceğini hissediyordum.” 4 Diğer bir mektupta da Hasan Atıf’dan şu şekilde bahsedilmiştir: “Hafız Ali’nin mektubuyla, ihlâsta ve çalışmakta ve ince düşünmekte mümtaz Hasan Atıf.” 5 

Üstad Hazretleri, bir mektubunun başlığında Hasan Atıf’a şöyle hitap etmiş: “Mücahidlerin üstadı ve efelerin hakikî nasihi ve Risale-i Nur’un halis muhlis bir şakirdi olan Hasan Atıf Kardeş.” 6

Osman Nuri hakkındaki mektuplar

Üstad Hazretleri, Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektubunda Osman Nuri’den şöyle bahsediyor: “Ezcümle, Ankara’da Osman Nuri kardeşimiz oranın bir Hasan Feyzi’si hükmünde Nurlar’a tesirli hizmet ve benim için hanesi yanında bir menzil yapması ve hastalığım zamanında güya hastalığımın tahfifine Hasan Feyzi gibi yardım eder gibi kendi hastalığına memnun olmasına çok minnettarım.” 7

Mehmed Zühtü hakkındaki mektuplar

Üstad Hazretleri, Kastamonu Lâhikası’ndaki bir mektubunda Mehmed Zühtü’nün vefatından duyduğu üzüntüyü şöyle belirtiyor: “Aziz, sıddık kardeşlerim, Merhum Mehmed Zühtü’nün vefatı, hakikaten Risale-i Nur cihetinde büyük bir zayiattır. Fakat, Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki, o mübarek zat, az bir zamanda Risale-i Nur’a pek çok hizmet eylemiş. Kırk elli sene vazife-i Nuriyesini, sekiz on senede tamamıyla yapmış. Ve manen içimizde, dairemizde, o fevkalâde hizmetiyle, parlak bir surette yaşıyor. Hasenat cihetinde ölmemiş; daima defter-i âmâline, daha kesretli hasenat yazılıyor. Hatta ben de, eskide, sarih ismiyle bir kaç defa, “Risale-i Nur Talebesi” ünvanıyla yüzer defa onu ve onu Risale-i Nur’a veren merhum pederini manevî kazançlarıma şerik ettiğim gibi; şimdi sarih ismiyle bazı gün elli defaya yakın hissedar oluyor. Demek, onun hayatı kazancı ziyadeleşmiş. Cenab-ı Hak, onun akaribine sabr-ı cemil ve ona mağfiret-i kâmile ihsan eylesin. Amin. “O mübarek, kalemini bize vermişti; ben de onu, hem Abdurrahman, hem Abdülmecid yerinde kabul etmiştim. Onu vefat etmemiş gibi, daima kalemi işler hükmünde kabul ediyoruz. İki yüze yakın masumları hanesinde, Kur’ân’ı ve Risale-i Nur’u ders veren o mübarek zat, aynen Abdurrahman gibi, az bir zamanda uzun bir ömrün vazifesini çabuk görmüş, bitirmiş, gitmiş.” 8 

Cenab-ı Allah bizlere de saff-ı evvel talebelerin sıfatlarından nasib eylesin. Amin. 

Dipnotlar:

1- Emirdağ Lâhikası, s. 292. 151.

2- A.g.e, s. 237.

3- Kastamonu Lâhikası, s. 93.

4- A.g.e., s. 178.

5- A.g.e., s. 194.

6- A.g.e., s. 201.

7- Emirdağ Lâhikası, s. 279.

8- A.g.e., s. 262.

Okunma Sayısı: 1621
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı