Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektupta Marangoz Ahmed’in özelliklerinden şu şekilde bahsedilmektedir: “O masumların bir kumandanı hükmünde ve Medrese-i Nuriyenin kahramanlarından Marangoz Ahmed’in gayet zinetli ve nakışlı ve dikkatli yazdığı Küçük Sözler başında derc edilmiş gördüm. ‘Maşallah Marangoz Ahmed’ dedim. ‘Masumların çavuşu olmuş.” 1
Diğer bir mektupta da Marangoz Ahmed’in üç özelliğinden şu şekilde bahsediliyor: “Hem çok eski, hem çok sadık, hem çok muktedir, sebatkâr Medrese-i Nuriye kahramanlarından Marangoz Ahmed.” 2
Marangoz Ahmed’in bir başka özelliği de şöyle anlatılıyor: “Sava Medrese-i Nuriyenin kıymettar bir talebesi Marangoz Ahmed’in güzel ve halis manzumesi, bizi memnun edip, lâhikaya girdi.” 3
Risale-i Nur’un serkâtibi Mehmed Feyzi
Lâhikalarda Mehmed Feyzi genellikle Emin’le beraber zikredilmektedir. Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektupta Üstad Hazretleri Mehmed Feyzi ve Emin’in mektuplarının ilişilmeden lâhikaya girme sebebini ve onların sıfatlarını şöyle anlatmaktadır: “Mehmed Feyzi ve Emin’in mekuplarını, ilişmeden lâhikaya geçirdik. O ikisi, sekiz sene hususî hizmetimde bulunmaları cihetiyle, haddimden çok ziyade tavsifatlarını bir nevi manevî duâ ve sebebi teşvik ve kanaat bir hüsn-ü zan ve tercüman-ı Nur hasiyetiyle üstadlarına bir alâmet-i sadâkat ve vesika-i itikad ve irtibattır diye ilişmedim.”
Aynı lâhikadaki diğer bir mektupta da Üstad, Emin ve Feyzi’yi, Hüsrev, Süleyman Rüştü’ye benzetmiştir. “Kastamonu Hüsrev’i ve Süleyman Rüştü’sü olan Mehmed Feyzi ve Emin.” (Emirdağ Lâhikası, s. 196)
Bir başka mektupta da Mehmed Feyzi’nin sıfatlarından Üstad şöyle bahsediyor: “Risale-i Nur’un serkâtibi Mehmed Feyzi’nin oraca çok müşkülât ve manialara rağmen harika sadâkatini ve Nurlar’a faik alâkasını, sarsılmadan imana hizmetini bir kaç cihetle yapması gösteriyor ki, o küçük bir Hüsrev olduğu gibi tam bir Hasan Feyzi’dir.”
Bir başka mektupta da Mehmed Feyzi’den benzer şekilde şöyle bahsediliyor: “Kastamonu’nun Hüsrev’i Mehmed Feyzi’nin hiç sarsılmadan kemal-i iştiyakla Nurlar’a çalışması ve çalıştırılması ve okutturmasını gösteren Nihat’ın ve Abdurrahman’ın mektupları gösterdiği gibi, oradan gelenler de aynı haberi veriyorlar. Tam şakirdliğini yapıyor.”
Ceylan, vazifesini tam yaptı
Üstad Hazretleri, Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektubunda Ceylan Çalışkan’la ilgili olarak şunları söylemiş: “Benim Abdrrahman’ım ve küçük bir Hüsrev namını alan Ceylan, vazifesini iki üç yerde tam yaptı. Şimdi daha büyük bir vazife için Ankara’ya Sungur gibi bir vekilim olarak gönderiyorum.” 4
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, s. 298.
2- Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, age., s. 61.
3- age., s. 121.
4- age., s. 185.