"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dini istismar eden “vitrin siyaseti”

Cevher İLHAN
06 Ocak 2021, Çarşamba
Görünen o ki bütün kamuoyu araştırmalarında AKP iktidarının millet nezdinde kaybettiği gerçeğine karşı, Cumhurbaşkanı’nın ana muhalefet partisini hedef alarak “yanlarına birkaç vitrin mankeni başörtüsü alıyorlar” çıkışı dini siyasette istismarın son tezâhürü oldu.

Ne var ki Türkiye’nin kangren olan meselesi haline getirilen başörtüsü yasağına karşı açıkça tavır koyan ana muhalefete siyasi salvolar pek makes bulmadı. “İktidar cephesi” dışındaki bütün muhalefete insafsızca savrulan ağır ithamlar iktidar çevrelerince de sakil karşılandı. 

Öncelikle bunun bütün kadınlara ağır bir hakaret olduğunu belirten başta ana muhalefet liderinin, “Ne demek ya ‘vitrin mankeni’? Partisinden olunca hiçbir sorun yok, başka partiden olunca, ‘vitrin mankeni...’ Hangi akılla, mantıkla bunu söylüyor? Erdoğan’ın bütün başı örtülü kadınlardan açıkça özür dilemesini bekliyorum; yazıktır, günâhtır” cevabı peşinen oyunu bozdu. 

“AKP VE ŞÜREKÂSI İSTİYOR Kİ…”

“Millet bu kirli zihniyetten bıktı” diyen İyi Parti Genel Başkanı Akşener’den “Kimlikçiler otoriterdir, üstünlüklerini iddia ederek eşitliği reddederler, o sebeple kamusal menfaati gözetemezler, demokrat da olamazlar” açıklamasında bulunan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yeneroğlu’na “sağ siyaset”in sert tepkisi kamuoyunda yankı uyandırdı. 

Keza “Kadınların kıyafeti üzerinden siyaset üretmek acizliktir. Başı açık ya da örtülü hiçbir kadın vitrin malzemesi değildir. Kadınlarımızı, kıyafetleri üzerinden siyaset malzemesi yapmak bu millete yapılabilecek en büyük haksızlıktır” gerçeğini dile getiren Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aydın’dan “başörtüsü ve Ayasofya milletin vicdanında en üst düzeyde yer bulmuş değerlerdir, yağmalatmayız” ikazında bulunan Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal’a bütün muhalefetin ciddi tepkisi “iktidar cephesi”ni sarstı. 

Aslında, DP Genel Başkanı’nın, “AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın kimi başörtülüleri vitrin mankeni olarak tarif etmesi bile yolun sonuna geldiğinin göstergesi. Anlaşılan Sayın Erdoğan’ın zihninde makbul olan /makbul olmayan başörtülüler diye bir ayrım var. Makbul olmanın tek şartı AKP/Erdoğan’a itaat/sadâkat. Türkiye sancılı bir sürecin sonunda siyasal, toplumsal, kamusal alanda başörtüsü meselesini çok geride bıraktı. Başta AKP ve söyleyecek sözü olmayanlar yeniden siyasal bir rant alanı haline getirmek için şartları zorluyorlar. İstiyorlar ki başta CHP olmak üzere kimi çevreler karşı çıksın. Sayın Kılıçdaroğlu, sorumluluk duygusu içinde suiistimale alan bırakmayacak şekilde gereken tavrı gösterdi ve cevap verdi zaten. Hâlâ AKP bu havuzdan nafile çabayla su almaya çalışıyor” tesbiti, tahrikin arka plânını okutturuyor. 

Siyasi iktidara milleti manipüle etme fırsatı”nın verilmemesini belirtip, “Şimdi CHP’nin bu konularla ilgili tutumunun geçmişin aksine bugün milletin müşterekleri ile çatışmama noktasında gelmesinden rahatsız oluyorlar. AKP ve şürekâsı istiyor ki, tekrar bu hassas konular üzerinden siyasî rekabet yaşansın” değerlendirmesi de.

“TAHRİKKÂR SİYASET” ARTIK İŞE YARAMIYOR

Ve bu vaziyet, Bediüzzaman’ın bütün siyasetçileri ehemmiyetle sakındırdığı, “muharriki ve müreccihi (harekete geçireni) siyasetçilik ve tarafgirlik olan ve “dine himâyet”le hiçbir alâkası olmayan, sâdece dini siyasetine âlet eden bir vebâl ve vahameti ortaya çıkarıyor. (Sünûhat, 65-66)

“Meleği şeytan, şeytanı melek” yapan, din ve mukaddesleri istimal eden bir anlayışla, muhalefetin dine sahip çıkmasından memnuniyet duymak yerine, “dine sahip çıkmak bir tek bize hastır, başkaları dinden bahsedemez” agresif  tavrı sergileniyor. Oysa “din inhisarcılığı”yla evvelâ dine zarar veriliyor, dine ve mânevî değerlere hürmet zedeleniyor.  

Ne var ki “din tekelciliği”ne soyunan, siyasî rakiplerinin dine sahip çıkmasından gocunan ve “dini dahilde (içte, vatandaşlara karşı) menfî bir surette istimal eden” iktidarın siyasî rakiplerini “din düşmanlığı”yla ithamı, siyasi rant uğruna muhaliflerini “dine aleyhtarlık tavrını almaya” sevk eden kışkırtıcı söylemleri artık “işe” yaramıyor.

Okunma Sayısı: 2300
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı