"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Emperyal tuzağa dikkat

Cevher İLHAN
13 Ekim 2020, Salı
27 Eylül’de Ermenistan’ın saldırısıyla tetiklenen çatışmaların ardından Rusya’nın inisiyatifiyle 10 Ekim’de Azerbaycan ile Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’da “geçici ateşkesi” büyük önem taşıyor.

Cenazelerin alınması ve esir değişimi için 72 saatliğine varılan “ateşkes”in kalıcı hale getirilmesi ve bu süreçte Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılmasıyla nihai çözüme varılması için ateşkesin mutlaka korunması gerekiyor. Zira tam da Azerbaycan’ın sahada elinin güçlü olduğu ve haklılığının açıkça ortaya çıktığı vasatta çatışmaların yeniden başlamasıyla büyük komplo kuruluyor. 

Vakıa şu ki ateşkesin belirli şartlarının ayrıca kararlaştırılacak anlaşmada, “Azerbaycan ve Ermenistan, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarının arabuluculuğuyla, temel çözüm ilkeleri temelinde çatışmanın hızlı ve barışçı çözümü için esaslı müzakerelere başlarlar; taraflar, müzakere formatının değişmezliğini teyit ederler” ibâresi, tuzağın “ateşkese uymama” üzerine kurulduğunu ortaya koyuyor. 

Türkiye ve Azerbaycan’ın temel tezlerine karşı olan ABD ve Fransa’nın yanı sıra Rusya’nın da olduğu AGİT Minsk Grubu’nda baştan beri Ankara’nın Türkiye’nin de masada olmayı başaramamış olması durumu daha da kritik hale getiriyor.

YENİ BİR CEPHE AÇTIRMAK…

Bu açıdan, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ın da dışına taşarak Azerbaycan topraklarına, sivil yerleşim birimlerine roket saldırılarında bulunup kentlerde ve köylerde sivil halkı katletmesinin maksatlı tam bir tahrik ve provokasyon olduğu açığa çıkıyor.  

Maksat, Ermenistan’ın sivil yerleşimlerine misliyle mukabelede bulunan Azerbaycan’ın uluslararası arenada “haksız” duruma düşürülmesiyle yine masada kaybettirilmesi. Bu süreçte Bakü’nün “kalıcı ateşkes” için şart koştuğu “Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve özür dilemesi” şartının gürültüye getirilmesi ve bu karambolda başta Dağlık Karabağ olmak üzere topraklarının yüze 20’sindeki Ermenistan işgalinin gürültüye getirilip sürdürülmesi. 

En vahimi de, Azerbaycan’a “askerî destek verdiği” ve hatta “çatışmalarda yer aldığı” isnadıyla Türkiye’nin de “cephe ülkesi” olarak lanse edilmesiyle son “ateşkes” anlaşmasında bölgedeki nüfuzu ve ağırlığı bir defa daha görülen Rusya ile karşı karşıya getirilmesi.  

Böylece, binlerce kilometreden okyanuslar ötesinden gelip Irak’ı işgal edip sömüren küresel –emperyal güçlerin Suriye’yi de bölüp parçalama projelerine karşı bu ülkenin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini esas alan Astana ve Soçi mutâbakatlarında İran’la birlikte işbirliği yapan, farklı kulvarlarda yer alsalar da Libya’da çözümün tarafları olarak önemli konumlarda olan ve bölgede enerjiden savunmaya, turizmden ekonomiye geniş ve kapsamlı işbirlikleri içinde bulunan bölgenin önemli ülkesi Rusya ile Türkiye’nin arasının açılıp karşı “cepheler”de yer alması. Azerbaycan’ın bölgede silâh ve savunma sanayii ve ticarî anlaşmalar yaptığı Rusya’dan koparılması.

KOMPLOYA KARŞI ETKİN DİPLOMASİ

Belli ki emperyal Batılı güçlerin tahrikiyle Birleşmiş Milletler’de dört kez karar çıkmasına rağmen yirmi yedi yıldır Dağlık Karabağ’da işgali sürdüren Ermenistan bu “menhus tuzak”ta kullanılıyor. Ve “tuzak” sadece Azerbaycan’a değil, çatışmaları sürdürmekle Ermenistan’a da kurulmuş.

Gerçek şu ki on üç- on dört gün süren savaşta Azerbaycan, Karabağ ve işgal altındaki topraklarının ancak yüzde 20’sini kurtarabildi. Askerî uzmanlar, işgal altındaki toprakların tamamıyla kurtarılması için çatışmaların haftalarca, aylarca sürmesi gerektiğini belirtiyorlar. Bundandır ki Ankara’nın komplolara gelmeyip, Azerbaycan’a diplomatik ve siyasî desteğini yoğunlaştırması, “milliyetçiliği tahrik”le karanlık mihrakların oyununa gelmemesi büyük önem taşıyor.

Ankara, hamasî söylemlerle kalmamalı; siyasî avantaj sağlamalı. Öncelikle barış çağrılarına uymayan ve her defasında “ateşkes”i ihlâl eden Erivan’ın saldırganlığını kabul ettirmeye çalışmalı. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarılması, haklarının korunması ve Ermenistan’la kalıcı barış ve iyi komşuluk ilişkilerin tesisi için, AGİT nezdinde güçlü ve aktif diplomasi çabalarını yoğunlaştırmalı. “Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan-İran-Azerbaycan” gibi Kafkasya ortak stratejik gruplarıyla bölgesel plâtformlarda, İslâm İşbirliği Teşkilâtı, Karadeniz Ekonomik İşbirliği ve diğer uluslararası zeminlerde güçlü ve etkin diplomasiyi sürdürmeli; çözüme “yol haritası” hazırlamalı. “İzzet-i milliyeyi muhâfaza ederek, musâlaha elini uzatmalı.” 

Okunma Sayısı: 2488
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    13.10.2020 09:26:15

    Her meselede olduğu gibi ; görüntü itibariyle, resmi ideoloji kıskacındaki mevcut iktidardan, sağında ve solunda oturan ve akıl hocaları,ittihatçıların bozuk kısmının varisleri iki ortağından sağlıklı bir ermeni politikası beklemek hayal olur zaten....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı