Mafya-siyaset ilişkilerinin ayyuka çıktığı, çetelerin şehirlerin sokaklarında cirit attığı Türkiye, 37 OECD üyesi arasında “gri liste”ye düşen “kara liste”nin eşiğindeki tek ülke.
“Küresel suç endeksi”nde Avrupa’da “birinci” olurken kayıt dışı ve karanlık kara para ve yüksek tefeci faizleri ile toplum çürüme girdabında.
Resmi verilerle ülkenin mali sınırlarının da delik deşik edilmesiyle her türlü kara paranın ülkeye girmesine, “getir, nereden getirirsen getir, kaynağını sormayacağım” denilerek ve kirli paranın, milyarlarca doların ithali teşvik edildi. Kolay yoldan para kazanma, kara para aklama ve “köşeyi dönme” âdeta özendirildi.
Bu vetirede uluslararası kurumlardan, emniyetten, muhalefetten ve kamuoyundan gelen “âcil tedbir alınması” ikazları kulak ardı edilip konu “iktidar cephesi”nce basit politik polemiklerle karambola getirildi. Meclis araştırma ve soruşturmaları iktidar gruplarınca reddedildi.
Bu kırılganlıkta son yıllarda Birleşmiş Milletler’in Dünya Uyuşturucu Raporlarına göre esrardan kokaine, amfetaminden eroine ve diğer yüksek riskli afyon türlerine kadar dünyada en fazla uyuşturucu ele geçirilen ülkelerin başında gelmesiyle Türkiye’yi bir “narko ülke” durumuna düşürüldü.
Esasen Türkiye’nin “suç tablosu” ve ahlâkî çöküş, daha önce defalarca devlet kurumlarınca raporlanıp belgelendi. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verileriyle, suç oranında yüzde 400 artışın gerçekleştiği; özellikle uyuşturucu, hırsızlık ve adam öldürme suçlarının yüzde 600 arttığı bir tabloda cezaevlerinin dolup taşmasıyla suçlu sayısının katlanması vahameti ele veriyor.
KÖKLÜ TEDBİR ŞART
Resmi istatistikler, ülkenin “suç haritası”nda sürekli artan uyuşturucu türevlerinin yanı sıra alkollü içki üretimiyle satışının yüzde 140’lara varan artışıyla alkollü içkilerin yaygınlaşması ile çocuk ve gençlerde yüzde 40 artışla uyuşturucu, hırsızlık, gasp ve cinâyetlerin başta gelmesi dehşeti açığa çıkarıyor.
Yine Sağlık Bakanlığı’nın tesbitleriyle Avrupa ülkeleri arasında Türkiye’de en başta uyuşturucu kaçakçılığı, ticareti, satışı ve kullanımı ile kötü madde bağımlılığına bağlı olarak tedavi görenlerin sayısının yedi kat katlanması fecaati tescilliyor…
Bu arada çocukların uyuşturucu tâcirlerinin eline, vatandaşların “mafya” tuzağına düşürüldüğü AKP iktidarında bizzat devlet eliyle şans-bahis ve talih oyunları, toto-loto kumarı çeşitlendirilip çoğaltılırken, “sanal kumar”la “canlı kumar”ın insanların ayağına getirilmesiyle ahlâkî aşınma neticesi “suç oranları” daha da yaygınlaştırıldı.
En muhafazakâr çevreleri dahi dünyevîleşmeye bataklığına batıran ve toplumu bu hale düşüren ahlâkî çöküşe bir an önce maddî ve mânevî köklü tedbirler alınması şart.