Türkiye’de koronavirüs tedbirlerinin yeterli olup olmadığı tartışılırken, muhalefetin salgınla ilgili Meclis araştırması tekliflerinin dahi reddedilmesi bu konunun da “siyasetleştirildiği”ni gösteriyor.
Türkiye’de Covid-19 virüsüne dair tedbirlerin yeterli olup olmadığının belirlenmesi, tanı merkezlerinin çoğaltılması, üst düzeyde önlem alınması için gerekli çalışmaların araştırılması” talebinin yine AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesi bunun açık örneği.
Keza Dünya Sağlık Teşkilâtı’nca “pandemi” denilen ve “küresel tehdit” olarak ilân edilen hastalığa dair toplantılarda iktidar partisi yönetici ve mensuplarının yanısıra iktidara yakın birçok STK’nın temsilcileri çağrılırken, muhalefet partilerinin ve özellikle koronavirüs testiyle alakalı çok sayıda soru işâretlerinin bulunduğunu belirten bazı meslek kuruluşlarıyla esnaf örgütleri ve sendikaların çağrılmadı.
Keza ekonomik ve sosyal alanlarda alınacak önlemlerin tespit edilmesi amacıyla muhalefetin Meclis’te verdiği önergeler de toptan reddediliyor.
Zaten ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya olan esnaf ve işletmeler için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, sağlık hizmetleri, koronavirüs testleri, hijyen ürünleri yardımının sosyal devletin bir gereği olarak ücretsiz yapılması gereğini hatırlatan önergeler de tartışılmadan yine “iktidar cephesi”nce kabul edilmiyor.
EN MÂSUM TEKLİFLERE DAHİ TEPKİ GÖSTERİLİYOR
Özetle, “iktidara ilişik medya”da hep iktidarın “başarıları”ndan dem vurulurken en ufak bir eleştiride bulunanlara ateş püskürtülüyor. En mâsumane ikazlara dahi tahkirlerle tepki gösteriliyor.
Mesela, Dünya Sağlık Teşkilâtı’nın “test, test, test…” çağrılarıyla devletin vak’alara dair daha çok test yapması, koronavirüs hastalarıyla diğer hastalara bakan hastanelerin ayrılması, İşsizlik fonunda biriktiği söylenen 131 milyar paranın öncelikle korona yüzünden işyerleri kapatılan işsizlere, esnafa, emekliye, çiftiçiye verilmesi benzeri öneriler de reddediliyor.
En mâkul ve teknik “tedbir tavsiyeler”e dahi politik polemiklerle tehevvür gösteriliyor.
Bu arada televizyonlara çıkan “iktidara ilişik yorumcular”, saatlerce ekranlarda Cumhurbaşkanı’na, siyasi iktidara “atıflarda” bulunarak başladıkları konuşmalarda sürekli medhiyeler diziyor ve hükûmetin yapması gereken tedbirleri sıralamak yerine defalarca vatandaşların yapması gerekeni tekrarlayıp duruyorlar!
Kısacası, bütün dünyayı kuşatan böylesine büyük bir hastalıkta bile siyaset yapılıyor. Ve bu vaziyet, insan hayatının sözkonusu olduğu “umumî bir musibet” üzerinden hâlâ siyaset yapılması, tartışmaların siyasete malzeme edilmesi, hâlâ politik sâiklerle siyasi rakiplerin dışlanması bir diğer “felâket” oluyor.
Tam da bu esnada muhalefete mensup belediye başkanlarının görevlerinden alınmaları ve hâlâ politik söylemlerle muhalefetin suçlanması, en ufak bir eleştiri getirme ihtimali bulunanların dışlanması, ikazların nazara alınmaması, siyasetin de kronik bir hastalığa tutulduğunu su yüzüne çıkarıyor.
SİYASETTEKİ SARİ HASTALIKLA…
Olup bitenler, Bediüzzaman’ın “meleği şeytan, şeytanı melek yapan” vahim çarpıtmaların yapıldığı son dönem Osmanlı siyaseti hakkındaki “Evet İstanbul siyaseti, İspanyol gibi bir hastalıktır. Fikri hezeyanlaştırır” benzetmesini hatırlatıyor. (Sünûhat, 64)
1918 - 20 yılları arasında Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’ya, Çin, Japonya ve Güney Amerika’ya sıçrayan, Alaska’ya kadar yayılan ve 50 ile 100 milyon insanın ölümüne sebebiyet veren, ancak basına sansürün olmadığı İspanya’da ortaya çıktığı için “İspanyol hastalığı” ya da “İspanyol nezlesi” adı verilen H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgını gibi gündemdeki her mesele “siyasileştirilmişti.”
Bundandır ki Bediüzzaman’ın tesbitiyle, “fâsık siyasetdaşını, mütedeyyin (dindar) muhalifine, sû’-i zan bahaneleriyle tercih eden” ve “umumun mal-ı mukaddesi olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslekdaşlarına (partililerine) daha ziyade has gösteren, kavî (kuvvetli) bir ekseriyette dine aleyhtarlık meyli uyandırıp nazardan düşüren” siyaset, koronavirüs gibi tahrip ediyor. (Sünûhat, 56)
Siyasi kamplaşma ve kutuplaşma ile milletin birlik ve bütünlüğünü harap ediyor.
Siyasetteki koronavirüsün de tedavi edilmesi lâzım…