"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Millet ittifakı”nı bölme tezgâhı

Cevher İLHAN
28 Ocak 2021, Perşembe
Siyasetin gündemi “ittifaklar meselesi.” Kamuoyu araştırmalarında “cumhur ittifakı”nın oylarının erimesine karşı özellikle Cumhurbaşkanı’nın ziyaretleriyle “ittifak tartışmaları” yeniden hararetlendi.

Dini değerleri istismarın, “darbe” isnadlarının, muhalefete “terörist”-“terör destekçisi”, “hâinlik ithamlarının kamuoyu nezdinde itibar görmemesi üzerine yeni siyasi tezgâhlar tertipleniyor.    

Hedefteki partileri içlerini karıştırarak “cumhur ittifakı”na katma operasyonlarından bir sonuç çıkmaması üzerine bu kez söz konusu partilere çengel atılarak AKP’den kopan partilerin bir araya getirilmesiyle “sağda ‘yeni ittifak” paravanında “üçüncü ittifak” senaryosundan bahsediliyor. Yeni katılımlarla “demokrasi ittifakı”na genişleme istidadındaki “millet ittifakı” bölünmek isteniyor. 

Görünen o ki AKP’nin oy oranının yüzde 30’un altına inip, MHP ile yüzde 40’ı bulamaması üzerine “iktidar cephesi” yeni arayışlara giriyor, çeşitli kumpaslar kuruluyor; muhalefet partileri “cumhur ittifakı”na katılmıyorlarsa en azından “millet ittifakı”na geçmesin diye.

“ÜÇÜNCÜ İTTİFAK”LA MUHALEFETE KUMPAS

Gerçek şu ki yargının yanısıra bütün kamu kurumlarının “siyasallaştırılmak” istendiği vartada, Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal’ın ifâdesiyle “siyasal sınırlar kadastro alanı gibi bölünmüş.” 

Ekonomiden dış politikaya bütün alanlarda açığa çıkan fiyaskoyla, tarafsızlığı ve bağımsızlığı berhava edilen yargının hukuku hiçe sayan skandallarıyla, yaygınlaşan vahim yolsuzluklarla, artan sosyal huzursuzlukla, derinleşen ahlâkî çöküşle “tek kişilik rejim”in iflâsı ortada.  

Bundandır ki öncelikle muhalefetin bölünmesiyle Erdoğan’ın karşısında en az iki adayın çıkmasıyla ikinci tura kalan seçimde yine “yandaş medya” manipülasyonlarıyla, devlet imkânlarının hoyratça kullanılması senaryoları hazırlanıyor. 

Keza muhalefetteki partilere “millet ittifakı” dışında kurdurulacak “üçüncü ittifak”la muhalefet zaafa düşürülerek Meclis’te de “cumhur ittifakı”nın hak etmediği çoğunluğu elde etmesi plânlanıyor. 

Belli ki bütün oyunlara rağmen “cumhur ittifakı”na yanaşmayan İyi Parti’nin, altı buçuk milyon oy alan, son seçimlerde seçmeninin önemli bir kısmı “millet ittifakı” adaylarına oy veren Türkiye’nin üçüncü partisi HDP üzerinden “hassasiyetler” kaşınıyor. Muhafazakâr partilerin CHP ile aynı “ittifak”ta yer alması âdeta ayıplanarak “kimlik siyaseti”yle, sistematik linç kampanyasıyla toplumda yeniden kamplaştırma ve kutuplaştırma tahrik ediliyor.

Bu maksatla CHP’nin kriminalize edilen HDP’yle ayrı bir “blok” olarak dışlanmasıyla “sağ” - “sol” gibi siyasi görüş, inanç ve etnik aidiyetler üzerinden toplumda derin ayrışmalar alevlendiriliyor.

Özetle, GP Genel Başkanı eski Başbakan Davutoğlu’nun tesbitiyle “Sistemin işlemediğini, oylarının MHP ile birlikte yüzde 35’lere indiğini gören Cumhurbaşkanı, iktidarda tutunmak için kendisini tutsak eden yüzde 50+1’i bulma peşinde.”

HER TÜRLÜ KATAKÜLLİYE TEVESSÜL

Bu arada Bahçeli’nin “seçim barajının mâkul düzeye indirilip ittifaklarda uygulanması” talebiyle kurulan komisyonda seçim barajının indirilmesi tartışılıyor. AKP’nin yüzde 34 oyla iki katı milletvekili “kazandığı”, bütün çağrılara rağmen düzeltmediği 12 Eylül darbesinden kalma seçim ve siyasi partiler yasaları sayesinde yine haksız olarak “az oyla çok vekil elde etme” tuzağı hazırlanıyor. 

“İttifaklar için özel baraj” ihdas edilerek, barajı geçemeyen partinin milletvekili çıkartamayacağı benzeri çetrefillerle, tam bir oportünizmle ittifaklardaki parti sayısına göre “yüzde 10, 12, 14 kademeli baraj” “dar bölge” - “daraltılmış bölge” ile seçim çevreleriyle oynanarak bir defa daha “seçimleri kazanma” hesâbına hileli senaryolara ortam oluşturuluyor. 

Bunun için “iktidar cephesi”, yüzde “50+1”i bulma hesabıyla “millet ittifakı”ndan, muhalefet cenâhından bir-iki puan koparma, siyasi rant devşirme uğruna her türlü katakulliye tevessül ediyor.

Özetle, halkın yüzde 60’ının onaylamadığı, dünyada benzeri olmayan, aslında “başkanlık sistemi”ne de uymayan, demokrasinin olmazsa olmazı olan “kuvvetler ayrılığı”nı ortadan kaldıran, millet irâdesinin temsilcisi Meclis’i devre dışı bıraktıran, yargıyı tâlimatla siyasetin vesâyeti altına sokan, hiçbir denge ve denetleme mekanizması olmayan, her alanda dökülen tükenişteki “tek kişilik çarpık ucûbe sistem”in ikamesine canhıraş çalışılıyor. 

Bu bakımdan, “millet ittifakı” paydaşlarının, “tek kişilik yönetim”in her haliyle hukuksuz, keyfi, otoriter dayatmalarına karşı, Türkiye’yi “parti devleti” çıkmazından kurtarıp hukukun üstünlüğüyle temel hak ve hürriyetler ekseninde demokratlaştıracak 150 yıllık birikimle “güçlendirilmiş parlamenter sistem”in temel esaslarını ortaya koyup kamuoyuna deklâre etmeleri gerekiyor. 

Tezgâh ve tuzakları boşa çıkarmanın yolu bu. 

Okunma Sayısı: 2247
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kürsad

    28.1.2021 16:45:16

    Kanseri ağrı kesiciyle tedavi etmek gibi bir şey yaptıkları. Anketler ve oy oranları ile ülke yönetilmiyor. Milletin sıkıntısı ekonomik kriz. Bu çözülmezse eğer o sandığa gömülecekler. Halkın yarısı anketlerde düşüncesini belirtmiyor korkudan.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı