"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Operasyon üzerinden “oyun içinde oyun”

Cevher İLHAN
17 Ekim 2019, Perşembe 00:12
Suriye’nin kuzeydoğusunda askeri operasyon sürerken, Dışişleri Bakanı’nın Meclis kürsüsünde “Sayın Cumhurbaşkanı ile Trump arasında varılan ortak anlayışa rağmen…” yakınmasıyla ABD’nin dayattığı “ekonomik yaptırımlar”dan ve vaadinde durmadığından hayıflanması, ABD ile kapalı kapılar arkasındaki “anlaşma”yı ortaya çıkarırken, yanlış ‘Suriye politikaları”yla Türkiye’nin oyuna getirilip tuzağa düşürüldüğünü bir defa daha deşifre ediyor.

Öncelikle Amerikan Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo’nun yer aldığı Amerikan heyeti Ankara’da “görüşmeler”e başlarken, ABD’nin Suriye’de arabuluculuk” önerisine Cumhurbaşkanı’nın “Bir heyet gönderin, neler yapılabileceğini beraber görüşelim” cevabı, müzâkerelerin devam ettiğini su yüzüne çıkarıyor.

Ve ABD’nin Fırat’ın doğusunu terk etmediği ve küresel güçlerin “güvenli bölge” ve PYD/YPG üzerinden “oyun içinde oyun” oynadıkları sırıtıyor.

PYD/YPG’Yİ “MEŞRULAŞTIRMA” VE “GÜVENLİ BÖLGE” TUZAĞI!

Taktik, on ay önce Irak’a sürpriz ziyaretinde Bağdat’ın batısındaki El Esad Hava Üssü’nde Amerikan askerlerine seslenen Trump’ın “Unsurlarımız en yakın yerde en geç sekiz dakikada Suriye’ye müdahale edecek” sözlerinde ifadesini buluyor (gazeteler, 26.9.19).

Zira Pentagon’dan yapılan açıklamalarda Irak ve Suriye topraklarında toplam 7 bin, Suriye’de 2 bin civarında ABD askeri bulunduğu belirtiliyor (13 .10.19). Ve bu durum, ABD’nin 50 bin TIR dolusu silâh ve mühimmatla donatıp eğittiği 70-80 bin PYD/YPG militanına destek veren askerin halen Suriye’de bulunduğunu ortaya koyuyor.

Özetle, tek amacı “azil” kıskacını atlatmak olan Trump’ın Erdoğan’la “verimli” olarak lanse edilen telefon konuşmasında “Amerikan askerlerinin koordineli bir şekilde çekildiği” haberleri “bir başarı” gibi uçurulurken, tıpkı on ay önce olduğu gibi gerçekte Irak’ta her an müdahale edebilecek onlarca askeri üssü olan ve bölgede üç savaş gemisi bulunan Amerika’nın Suriye’den “çekilmediği,” sadece kısmen mevzi değiştirdiği gerçeği teyid ediliyor.

Diğer taraftan, “iktidar cephesi”nce operasyonun “terör örgütünü tasfiye ettiği” ileri sürülmesine karşı, hedeflenen 444 km uzunluğunda ve 30 km genişliğindeki sınırın henüz 120 km’lik kısmına girildiği ve “harekât Suriye’deki çözüme çok ciddi katkı verecektir” diyen Cumhurbaşkanı’nın “teröristlerin yaklaşık -14-16 bin kilometre kareye yakın alanın- bin kilometrekaresinin dışına çıkarıldığı” sözleri, bölgenin ancak on dörtte birine tekabül ediyor.

Keza “iktidar cephesi”nce ve “iktidara ilişik medya”da son askeri operasyonla Suriye’nin kuzeyinde “terör devlet”in kurulmasının önlendiği propaganda edilirken, tam tersine ABD ve emperyal mihraklar Ankara’yı “Astana mütâbakatı”nın dışına iterek âdeta örgütün önü açılıyor. Kısacası, operasyon üzerinden gelen yoğun eleştirilerle PYD/YPG’nin meşrulaştırılmasına hizmet edildiği ve aksine “koridor devlet”e zemin hazırlandığı görülüyor.

TERÖRLE MÜCADELEDE SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ

Bu arada Ankara’nın sürekli Şam’ı dışlaması saplantısının başta PYD/YPG olmak üzere Suriye’ye çöken ecnebilerin maşası ve işbirlikçisi silâhlı örgütleri palazlandırdığı; ve merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad arasında 20 Ekim 1998’de Adana’da imzalanan iki ülkenin topraklarında birbirlerine yönelik terör örgütlerine müsaade etmemelerini taahhüd eden “Adana mutâbakatı”nı ve en son Suriye’nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve başta Şam yönetimi olmak üzere bütün meşru tarafların katılımıyla anayasal sürecin işlemesiyle barış ve istikrarını esas alan, ülkede ateşkesi sağlayan, “Türkiye’nin Suriye devleti ile terörle ortak mücadelesini ve Türkiye’nin güney sınırının güvenliğini” temin eden “Astana mutâbakatı”nı devre dışı bıraktırıyor.

Kısacası, ABD’nin “çelişkili” gibi görünen taktik manevralarla oynadığı “Suriye stratejik oyunu”yla Suriye’nin bölünüp parçalanmasını amaçladığı ortada. Tuzaklar, İsrail’in güvenliği ve emperyal çıkarlar hesâbına kuruluyor. Ankara’dakilerin ısrarla peşine düştükleri “güvenli - tampon bölge” “ikinci İsrail” işlevi gördürülecek “koridor devlet” projesine alan oluşturuluyor.

Bunu önlemek için, Türkiye’nin çıkmaza girdiği karmakarışık süreçte Suriye devleti ile istikrarlı siyasi geçiş süreci ile Suriye toprakları üzerinde Türkiye’ye yönelik terörün önlenmesinin Suriye devletine bırakılması; Ankara ve Şam arasında güçlü bir diyalog ve stratejik işbirliğinin sağlanması gerekiyor.

Okunma Sayısı: 2954
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı