Her alanda başarısız kalan siyasi iktidar, yeniden kutuplaştırma ile gittikçe eriyen oylarını bloke etme peşinde.
“Tek imza” ile içte bir dizi antidemokratik emrivaki dayatıldığı gibi dış politikada da millet irâdesinin temsilcisi Meclis dışlanmış, “tek kişilik hükûmet”te keyfi, çoğu ülkenin ve milletin menfaatlerini heba eden oldubittilerin ardı arkası kesilmiyor.
Son olarak, bir yandan “Fırat’ın doğusu hala sıkıntılı. Amerika’nın Fırat’ın doğusundan çekilmesi lazım. Binlerce tır silah, mühimmat, araç gereç Amerika buraya yığdı, hala yığmaya devam ediyor. Biz bunu Trump’a da söylemiştik, şimdi aynı şekilde Biden’a da söyledik. Ama bu konuda maalesef hala olumlu bir adım atılmış değil” yakınmasıyla sınırötesi askeri harekâtların akıbetsizliğini ikarar eden Cumhurbaşkanı, diğer yandan Suriye’nin kuzeyine de askeri operasyondan söz ediyor.
TAHRAN’DAKİ İMZA KURUMADAN
Daha iki hafta önce Tahran’da Suriye’nin siyasi birliğinin korunması, Fırat’ın doğusunun Suriye’ye bırakılması, bütün yabancı askerlerin ülkeden çekilmesi, hiçbir surette Suriye’nin bölünüp parçalanmasına zemin hazırlayan “tampon bölgeler”in oluşturulmaması, sığınmacıların geldikleri kentlerine, köylerine, evlerine yerleştirilmeleri için Şam yönetimiyle diyaloga gidilmesini esas alan yeni “Astana bildirisi”ne imza atan Cumhurbaşkanı hâlâ Suriye’nin kuzeyine askeri operasyonun gereğini tekrarlıyor.
ABD’nin terör örgütleriyle, özellikle PKK/YPG ile bu bölgede “ortak askeri devriye” ile işbirliğini sürdürmesi dış politikadaki fiyaskonun ikarı olurken, neticesiz kalan üç askeri harekâttan sonra bile bile yeni bir askeri operasyondan dem vurma garabeti sergileniyor.
Keza 37 yıldır yapılan onlarca hava ve kara askeri harekâtla terörle mücadelede hiçbir sonucun alınmadığı, terör örgütlerini tasfiye etmediği açıkça ortada olmasına rağmen, Kuzey Irak’ta başlatıldığı 18 Nisan’dan bu yana 52 askerin şehit verdiğimiz sınırötesi Kilit-Pençe askeri harekâta hâlâ devam ediliyor.
TAHRİKLİ SÖYLEMLERLE GERİLİM…
Bu arada AKP iktidarında 2004’ten bu yana on sekiz yıldır Yunanistan’ın Ege Denizi’nde 21 adayı, iki kayalığ işgalle askerî yığınak yapıp silâhlandırmasına, Yunanlı komutanların mangal yakmalarına, Yunan Genelkurmay başkanları ile cumhurbaşkanlarının ziyaret ettikleri adalarda işgalle ilgili brifingler almasına seyirci kalınırken, siyasi iktidarın son dönemde Cumhurbaşkanı’nın “Yunanistan’ın provokatif adımları”ndan, adaları silahlandırmasından ve ABD üslerinin sayısındaki artıştan şikâyeti de dikkat çekici.
Böyle bir ortamda “tek kişilik yönetim” ısrarla Suriye’ye askeri operasyonu, Yunanistan’la savaş senaryolarını gündeme getiriyor. “Savaş hali” ve “askeri operasyon” heyecanıyla çözemediği pahalılığı, yüksek enflasyonu ve içteki diğer problemleri örtüp unutturmak için…
Kısacası, “iktidar cephesi” yeni oyunlar kurmak istiyor, ancak ortam elvermiyor. Topyekûn muhalefetin kriminalize edilmek istenmesi, zehirli nefret dilli tahkirli söylemlerle siyasi kamplaşmanın tahriki hep bu maksatla…
Ancak artık iç ve dış gerilim oyunları, kutuplaştırma kumpasları kâr etmiyor…