Bilindiği gibi her fırsatta ekonomide ülkenin düşürüldüğü yıkımdan şikâyet eden yeni Maliye ve Hazine Bakanı Şimşek atanır atanmaz ekonominin durumundan şikayet etmişti. (gazeteler, 12.6.23)
En son Bakan’ın AKP iktidarında çoktandır düşürüldüğü “gri liste”den çıkarılması çalışmaları için İçişleri ile Adalet bakanlıklarına teşekkürü dikkat çekmişti. Ancak hâlen otuz dokuz ülkenin üye olduğu OECD’ye (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) bağlı Mali Eylem Gücü’nün (FATF) Ekim 2021’de izlemeye alıp kara para ile mücadele tâkipte “gri liste”ye hangi dönemde düşürüldüğüne tek kelime etmezken, Türkiye’nin “hibrit/melez demokrasi”den “otoriter rejimler” arasında düştüğü, “hukukun üstünlüğü endeksi” ile düşünceyi ifade ve basın özgürlüğünde Orta Afrika ülkeleri arasına gerilediği ve yolsuzluklarla mücadelede dibe vurduğu vartayı görmezden gelerek yine bir tecâhül-ü âriflikte bulunmuştu. (gazeteler, 23.7.23)
Bu yüzden Bakan’ın sanki Türkiye başka bir hükûmet tarafından düşürülmüş gibi “gri liste”den çıkmaktan söz etmesi beraberinde birçok istifhamı getiriyor.
Gerçekten, Türkiye’yi hiçbir OECD kurucu üyesinin düşmediği ve Kuzey Kore kulvarındaki “kara liste”den önceki “gri liste”ye kim düşürdü ki şimdi bu listeden çıkış çalışmalarına övgüler diziliyor?
VAZİYET
Garantilerde yüzde 167 artış
Döviz - dolar garantili, Londra’daki İngiliz mahkemeleri tahkimli ihalelere dair Cumhurbaşkanı defalarca “devletin kasasından bir kuruş çıkmıyor” demişti.
Ne var ki “yandaş müteahhitler”e peşkeş çekilen ihalelere daha ilk yıllarında tam tersine bütçeden, yani devletin kasasından, milletin cebinden kuruş değil onlarca milyarın çıktığı ve çeyrek asra uzanan garanti sürecinde 5-7 liradan 27-29 liraya fırlayan dolar-euro endeksli olarak 100 milyarlarca liranın ödeneceği hesapları, bütçelerde, ek bütçelerde yer alıyor.
Bir tek 18 Aralık 2018’de açılan Çanakkale Köprüsü’nden araç geçiş ücreti araç başına 15 euro olarak verilen geçiş garantisiyle başta 80 lira iken 2021’de 155, 2023’te 450 lira alınması, iktidara yakın birilerini dolar-döviz üzerinden kat kat zenginleştirilirken ekonomiyi çökertiliyor.
Zira sözkonusu köprü için günlük taahhüd edilen sayısı 45 bin iken ortalama ancak 7 bin 500 araçtan geri kalan -geçmeyen- 37 bin 500 aracın parası Euro üzerinden ödeniyor.
Buna Osmangazi Köprüsü, İstanbul Üçüncü Köprüsü, Avrasya Tüneli, Ankara-Niğde Otoyolu gibi diğer köprü, otoyol, tünel, havaalanı ve hastaneler eklendiğinde, halktan geçerse doğrudan, geçmezse, gelir garantileri üzerinden dolaylı bir avuç yandaşa milyarlarca para ödendiğini ortaya koyuyor…
Ve Karayolları Genel Müdürlüğü'nün raporuna göre, otoyol ve köprüler için müteahhitlere 2022'nin ilk altı ayında müteahhitlere 8 milyar 901 milyon lira ödenmesine karşı bu yılın ilk altı ayında devletin kasasından garanti ödemeler için 23 milyar 768 milyon lira ödenmesiyle döviz garantili ihalelerde yüzde 167 oranında bir artış olması; yılın başında 53 milyar 650 milyon TL olarak belirlenirken, yılsonu gerçekleşme tahmini de 60 milyar 116 milyon TL olarak güncellenmesi Hazine’yi, milleti soyan savurganlığın ifşası oluyor.
KISACA
“Sıkılaştırma sürecek”miş!
Son ağır vergiler ve ardı ardına dayatılan fahiş zamlar için iktidar partisi sözcüleri“dolaylı ve dolaysız vergilerin bu kompozisyon içindeki oransal ağırlığı siyasi tercihe ve ölçülerin ihtiyaçlarına göre değişkenlik göstermektedir” ifadesini kullanmaktalar.
Muhalefetin, sözcülerinin “Millete ceza kesildi, her şey daha pahalı hâle getirildi. Unutmayalım, bu para, milletin parasıdır. Vergi artırarak, vatandaşın cebini yakmak veya borç alarak yarınlarımızın üzerine ipotek bindirmek en son uygulanmasıyla ekonomideki başarısızlığın tüm külfeti orta direğin sırtına yüklüyor” eleştirilerine, “Ak Parti olarak vergi yükünü ve kompozisyonunu önümüzdeki dönemde ekonomik hedeflerimiz doğrultusunda belirlemeye devam edeceğiz” çıkışı, yüksünmeden vergilerin ve zamların sürdürüleceğinin itirafı oldu.