"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medresetü’z-Zehra Risale-i Nur’la kuruldu

16 Haziran 2021, Çarşamba
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin hayatının en büyük gayelerinden biri olan Medresetüzzehra, fen ve din ilimlerinin birlikte okutulmasını arzu ettiği bir projedir. 20. asrın manevî tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı ile bu proje tahakkuk etmiştir.

Yirminci asrın fikir çölünde

Yeşeren tomurcuktur, Nur Medreseleri.

Zamanın korkunç küfür yelinde

Sarsılmaz, kaledir Nur medreseleri.

Taş toprak sanma, Nur’dan yapıdır onlar

Ashab-ı Suffe misalidir, orada kalanlar.

Gıbta ile bakar, onlara dost ve düşmanlar

Mücahid ve mücahideler yeri Nur medreseleri.

Hasan Şen

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin hayatının en büyük gayelerinden biri olan Medresetüzzehra, fen ve din ilimlerinin birlikte okutulmasını arzu ettiği bir projedir. Fakat bu proje değişim manileri sebebiyle gerçekleşemedi. Ancak o, bütün engellere rağmen bu hedefinden vazgeçmedi.

Bu projeyi zahiren gerçekleştiremese de 20. asrın manevî tefsiri olan Risale-i Nur Külliyatı ile bu proje tahakkuk etmiştir. 

Eski zamanda insanlar bir iman hakikatinin inkişafı için senelerce medreselerde kalıyorlardı. Bu zamanda ise bu ihtiyaç Risale-i Nur ve medreseleriyle onbeş haftaya inmiştir. Bu mekânların açılmasına Üstad Bediüzzaman her zaman teşvik etmiştir.

“Elbette bizlere lâzım ve millete elzem, şimdi resmen izin verilen din tedrisatı için hususî dershaneler açılmasına ve izin verilmesine binaen, Nur şakirdleri mümkün olduğu kadar her yerde küçücük bir dershane-i Nuriye açmak lâzımdır.” (Emirdağ Lâhikası)

Biz de Üstadımızın dediğine “Amenna ve saddakna” deriz. Çünkü dershanelerimiz: Dünyevî meşguliyetlerden boğulduğumuzda nefes aldığımız yer. İşte dostlar böyle bir Medrese-i Nuriyenin Talebeleriyiz. Bu nimetin değerini bilip gençlerin birer Isparta Kahramanları olabilmeleri için onları Medrese-i Nuriye şemsiyesi altında toplayalım.

Kayda değer bir hatıra

Mustafa Sungur Ağabey, kızı Saidenur Ablaya “derse gidiyor musun?” diye sormuş. Saidenur Abla da, “Babacığım dört çocuk var. İşleri anca yetiştiriyorum, saate bakınca ders bitmiştir diye gidemiyoruz” der. Sungur Ağabey demiş ki, “Kızım dersin bitimine yetişsen dahi yine de derse git.”

Eğer perde-i gayb açılsa, dinlemediğinizi, anlamadığınızı zannettiğiniz dersten üstünüze inen Rahmeti, gözünüzle görseniz, felçli bile olsanız sürünerek derse gelirsiniz… Cenab-ı Hak bizi bu Nur mekteplerine lâyık talebe eylesin…

MEDRESE-İ NURİYELERİN HANIMLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

NURDAN ŞAHİN:

Lise bittikten sonra Van dershanesinde bir sene kaldım. Medresede orada kaldığım bir senenin lezzetini hiçbir yerde bulamıyorum. Medresede iken işlediğimiz konuları şu anda okuduğum zaman hepsi hafızama kaydedilmiş gibi önüme geliyor. Kızlar medresenin kıymetini çok iyi bilsinler, ne zaman bu yaşıma geldim (43) inan anlayamadım rüya gibi hayal gibi... Medresede sadece Risale-i Nurlar’ı değil hayatın ta kendisini intizamlı olmayı, planlı olmayı, paylaşmayı öğreniyorsunuz. Sizi çok seven ve gıpta ile hizmetlerinizi seyredip alkışlayan ablanız.

RAZİYE ÖRENEL:

Konusu bile beni maziye götürdü... İzmir medreselerimiz Medresetü’z-Zehra mahiyetinde o kıymette ve hatta onun şubesi hükmünde olan çok kıymetli Cennet bahçeleri... Elimde olsa arada maziye gidip o yıllarımın bir gününü yaşamak isterim... Cennette isteyeceğim o yıllarımı, doyumu olmayan, her bir anı elmas kıymetinde; meselâ özel okumalarda o bahsi âdeta çok sevilen bir nimeti tadar gibi lezzetini maddî somut alır gibi lezzet verirdi... Doya doya özel okumaların yapıldığı yer, Nurlar’ın mütalâasının kıymeti, âdeta Üstadımızla aynı meclisteymişiz zevki ve ruhun cuş-u huruş-u olan Risale-i Nur hakaikine muhatabiyet... 

Eğer ruh o derste ise bu mümkün... Akıl o satırlarda geziyorsa mümkün...

Kalp o hakikati sindirmeye çalışıyorsa bu mümkün... O atmosfer alıyor götürüyor seni...

Birlikte olduğun hizmet ettiğin dâvâ kardeşlerin ile nesebi kardeşten öte olman...

Birlikte bu dâvânın coşkusunu yaşaman, şevk alıp şevk vermen…

Hizmet düsturlarını okurken yaşamaya çalışman...

Öğrenip stajını görmen... İlk önce ailemde, sonra medreselerde atılan Nur tohumları şimdi hizmete ciddî devam ve istikametli kalmak ile ancak bu küllî nimetin (medreselerde kalmak) şükrü eda edilmesi diye düşünüyorum... 

NURBANU ŞEN:

Rabbim şiddetli ihtiyacına binaen Medrese-i Nuriyeler’de kalmayı nasip etti. Ankara-İstanbul-İzmir medreselerinde hayatı ve hayatın hakikatini idrak etmek nasip oldu. Medrese-i Nuriyeler uhrevî ve dünyevî hayata dair hakikatleri bizlere ikram etti. Kardeşliğin, uhuvvetin, problem çözme, insanı anlama ve yakıcı çorbadan ağzın yansa da sebat etme gibi nice değerleri öğreten mektep gibi oldu. Ve Rabbim bu nimeti benden hiç uzak etmedi. Evlenirken bile yana döne medreseye yakın ev tutma çabası, bize medreselerin olduğu apartmanda ev sahibi olarak komşu olma nimeti olarak döndü. Kısaca medreseleri tanıdıktan sonra hiç uzağında olmadım. O yüzden medreseler olmadan nasıl hayat yaşanır inanın bilemiyorum. Ama şunu çok emin olarak diyebilirim ki Asr-ı Saadet ahlâkının yaşandığı ve okumak, anlamak, yaşamak ve neşretmek dörtlüsünün hayatı geçtiği yerler. 

SERPİL ÇİNTİMUR:

Risale-i Nurlar’ı liseyi bitirdikten sonra tanıdım. Çölde aç susuz bir insanın hali gibi bir halde iken, hamdolsun Risale-i Nurlar’la tanıştırdı Rabbim. Risale-i Nurlar adeta beni benden almıştı. Gözyaşlarıyla, bir daha, bir daha okuyordum Risale-i Nurlar’ı.

İçimde hep Nur dershanelerinde kalıp Nurlar’ı derinlemesine ihtisas etmek arzusu oldu. Ama kısmet olmadı. Üniversite sınavına tekrar sırf dershanede kalıp her an Nurlar’la hemhâl olayım diye girdim. İkinci kez kazandım, ama yine olmadı ekonomik sebeplerden.

Sonra evlendim. Allah razı olsun eşimle iman hizmetinde bulunmak çok büyük bir avantajdı benim için.

10 yıl sonra bu kez 6 ve 10 yaşındaki kızlarımı bırakıp İstanbul’a (REM) bir aylık hızlandırılmış yaz kursuna gittim. Hamdolsun o kadar güzel bir zaman dilimiydi ki bu bir ay. Gerçekten burası sanki bir üniversiteydi, bölümüm de Risale-i Nur’du. Neredeyse günün her saniyesi Risale-i Nurlar’ı anlamaya çalışmakla geçiyordu. O bir ayda hayatım boyunca arzu ettiğim, sonunda bir aylık da olsa dershanede kalmak isteğimi gerçekleştirmişti Rabbim’e hamdolsun.

Gençlerimize diyeceğim o ki, ellerinde fırsat varsa mutlaka dershanelerimizde kalıp zihinleri duruyken anlamaya ve yaşamaya çalışsınlar Nurlar’ı. Bütün dershane talebesi gençlerimize binlerle tebrikler. Tarsus’tan selâm ve duâlar hepinize.

AYŞEGÜL BAĞBAŞI:

Hiç medresede kalmadım, kalır mıyım onu da bilemiyorum. Ama medresenin dört duvar, taş-betondan ibaret bir şey olmadığına inanıyorum. Medreseleri bizim göremediğimiz, çok farklı manevî bir alan olarak hayal ediyorum. Kalpler bir ise bütün dünya bir medresedir diye düşünüyorum. Ama kalanlara da çok gıpta ediyorum.

BAHRİYE KAVALCI:

Benim dersanede kalmışlığım yok maalesef. İçinde olup da dışardan bakanlardan ve bu elmas Nur hakikatlere biraz geç kalan birisiyim. Bu benim yürek yangınım o yüzden kızım üniversite çağına gelince, herhangi bir bölüm neresi olursa, hiç ehemmiyeti yoktu. Kazansın yeter ki dershanede kalsın tek çabamdı. Elhamdülillah maksadım hasıl oldu ve kızım bir sahil şehrimizin Nur medresesinde kalmaya başladı. Lâkin ikinci senesinde okul arkadaşlarının telkini ile yurda çıkmak istedi ne dedimse ikna edemedim nihayetinde yurda çıktı. Ama oranın o gayrı ahlâkî yaşantısına ancak 15 gün dayanabildi. Ağlayarak pişmanlığını ve dershanemize geri dönmek istediğini söylediği an dünyalar benim olmuştu. Allah razı olsun ablaları zaten biz onun döneceğini biliyorduk deyip daha da candan kucaklarını açtılar. Kızımın bu tecrübe sonrası söylediği “Anne bizim dershanemiz ne kadar temiz, ne kadar içten samimiymiş. Ben bunu şimdi anladım” dediği vakit bir kere daha Rabbime şükür secdesine gittim. Hiçbir kazanımları olmasa bile namaz ve tesbihatını yapıyor, Nurlar’ı okuyor olmaları en büyük kazanımları bence.

—Devam Edecek—

Okunma Sayısı: 2610
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı