Birleşmiş Milletler bünyesinde Fransa ve Suudi Arabistan öncülüğünde düzenlenen, Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu, Uluslararası Konferans yapıldı.
Gazze de yaşananlar artık soykırım ve insanî sınırları aşmış, katliama dönüşmüş fiilî durumun altında yapıldı. Filistin’i 1967 sınırları şeklinde devlet olarak tanıma yarışına girmeye başladılar. İngiltere, Kanada, Avustralya derken Fransa, Belçika da Filistin’i devlet olarak tanıdı. Bir anda başlayan bu diplomatik gelişmeler, “Hamas’a paydos, laik Filistin devletine evet” manası mı taşıyor. Eğer böyle ise Batı’yı kutlamak gerek.
Birçok ülkenin Filistin’i devlet olarak tanıması furyasında Türkiye’nin tavrı sosyal medyada merak konusu oldu, hemen ifade edelim Türkiye, Filistin Devleti’nin 1988’de Cezayir’de ilân edilmesinin ardından hemen ilk tanıyan ülkelerden.
Herkesin zihnindeki soru neden şimdiye kadar Filistin devletini tanımadılar? Bir “komplo teorisi “ varmış gibi yorum yapalım. İngiltere başbakanı Starmer, oval ofiste Hamas için “Terör örgütüdür” şeklinde açıklama yaptıktan sonra, Filistin’i tanıma nezaketinde bulundu. Diğer devletlerinde Hamas’a olan bakışları çok farklı değil. Asıl önemli olan Mahmut Abbas’ın açıklamaları.
“Hamas’ın 7 Ekimde yaptıklarını kınıyoruz, İsrail’in var olma hakkını 1988’den beri tanıyoruz. İsrail’i kan dökülmesini durdurmak için müzakere masasına oturmaya çağırıyoruz. Hamas silâhlarını Filistin yönetimine teslim etmelidir. Hamasın hükümette hiçbir rolü olmayacak. Arap ve uluslararası destek ile Gazze’yi yönetme sorumluluğu üstlenebilecek tek devlet, Filistin devletidir” şeklinde.
X platformunda Mahmut Abbas’ın BM’deki ifadeleri, Avrupa devletleri ile (İngiltere ve Fransa) aynı dili konuşması çok şaşırtmadı. Filistin devletini tanıyarak istedikleri kıvamda yani Hamas’ın olmadığı, Gazze’nin boşaltıldığı, batı Şeria’nın teslim alındığı tüm yokluk ve olumsuzluklara rağmen Gazzede yaşayanların zorla Somalilan’da sürüldüğü bir Filistin devletini istiyorlar.
Abbas BM toplantısı öncesi Ankara’da bu konuda destek arayışında idi. Kapalı kapılar arkasındaki gelişmeleri bilmiyoruz. Ankara bu oyunu bozmalı.
Burada tek samimi ülke İspanya. Başkan Sanchez’i ayrı bir konumda tutmak istiyorum. Sanchez, iki devletli çözümü desteklemek amacıyla düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) konferansında, “Açık olalım, iki devletten biri soykırım mağduru iken iki devletli bir çözüm mümkün değildir” (aa) demesi beklediğimiz bir beyandı.
"Bugün bu Konferans'ta iki devletli çözümü talep ederek kritik bir adım attığımız doğru. Ancak açık olalım, iki devletten biri soykırım mağduru iken iki devletli bir çözüm mümkün değildir. Bu konferans, barbarlığı durdurmak ve barışın yolunu açmak için kolektif bir taahhüttür" ifadelerini kullanıyordu.
"Tarih bizi yargılayacak ve barbarlığa sessiz kalan veya görmezden gelenlere karşı hükmü amansız olacak. İspanya sessiz kalmaya değil, harekete geçmeye karar veriyor. İspanya, bu canavarlığa ortak eden sessizliğe hayır diyor" (aa)
İngiliz aklı ile hareket eden Mahmut Abbas dışındakilere kulak vermemiz gerekiyor. Tüm isteğimiz tek devletli Filistin devletinin tanınması ve orada barış içinde bir hayatın olması. Ama “yeni dünya düzeni”ni planlayanların isteği bu gibi durmuyor.