Atalarımız “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz” demişler. Ancak insanların bu kadar yüzsüzleşeceğini de hesaba katarak, “Dağdan gelir bağdakini kovar” deyivermişler. 12 Eylül 1980 sonrası liderler yasağa takılınca bizler meydanlarda “Konuşan Türkiye! Yasaksız Türkiye!” diyorduk. Sahi sizler ihtilâlcilerin yasağını savunan hükümetin arkasında hangi makamları, devlet imkânlarını paylaşıyordunuz?
1989’da Manisa’dan üç otobüs dolusu insan gazetesine sahip çıkmak için yola çıkarken, o dönemde Yeni Asya’ya el koyanlar, sahi siz şimdi neredesiniz?
Hiçbir zaman demokrat olamayanlar, bugün de güçlüden yanasınız. Küçümsediğiniz Yeni Asya ve okuyucularını niçin kınıyorsunuz?
Risale-i Nur’un hakikî talebeleri, meşveret ve şûrâ ile hareket eder. Bütün harekâtı müsbet manada Risale-i Nur’la Kur’ân ve iman hizmeti eksenlidir. Tabi ki bir doğru, bir harman yalanı yakar. Neşrine hayatımızı feda etmeye hazır olduğumuz Risale-i Nurlar’ın her gurup içinde aşıkları vardır. O insanlara sadece Allah rızası için bu Nurlar’ın ulaştırılması lâzımdır. Nur Talebeleri bu anlayışla hareket etmelidirler.
Üstadımız Bediüzzaman Risale-i Nur’da şöyle demektedir: “Bu zaman, şahs-ı manevî zamanı olduğu için, böyle büyük ve bâki hakikatler, fâni ve âciz ve sukut edebilir şahsiyetlere bina edilmez! (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 10)
“Mimsiz gaddar medeniyetin zalimane düsturu olan, ‘Cemaat için ferd feda edilir, milletin selâmeti için cüz’î hukuklara bakılmaz’ diye, öyle dehşetli bir zulüm meydanı açmış ki, kurûn-u ûlâ vahşetlerinde de emsali vuku’ bulmamış. Kur’ân-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın adalet-i hakikiyesi, bir ferdin hakkını cemaata feda etmez.” (Kastamonu Lâhikası, s. 150)
Kur’ân’dan ders aldığımız Risale-i Nurlar böyle derken, hangi anlayışla bugünkü hukuksuzluğu haklı görüp kalben alkışlarla taraf olabiliyorsunuz?
Allah, hakkı hak bilip hakka taraf olanlardan eylesin. Bir vücudun azaları gibi bütün meşreplerdeki kardeşlerimiz önce kendi meşreplerinin muhabbetiyle hareket ederken diğerleriyle de birlik ve muhabbet içinde olmaları lâzımdır. Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yok.