"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nurun ilk medresesi: Barla

20 Mart 2021, Cumartesi
ARAŞTIRMACI YAZAR AHMET ÖZ DEMİR, YENİ ASYA İZMİT TEMSİLCİLİĞİNİN İNTERNET ÜZERİNDEN DÜZENLEDİĞİ PROGRAMDA BARLA’YI ANLATTI VE HERKESİ, RİSALE-İ NUR’UN TELİF EDİLDİĞİ BU MEKÂNLARI ZİYARET ETMEYE ÇAĞIRDI.

ALİ DÖNMEZ - İZMİT

İzmit Yeni Asya Temsilciliği’nin 15 günde bir yaptığı söyleşi programının bu haftaki konuğu Araştırmacı-Yazar Ahmet Özdemir ile gerçekleştirildi. 13.sü düzenlenen programda Özdemir ile ‘Nur Menzili Barla Rehberi’ adlı kitabı üzerine söyleşi yapıldı. Özdemir ile 80 dakika süren program, zoom üzerinden çok sayıda erkek ve hanım takip etti.

Özdemir konuşmasının başında şunları söyledi:

“Bir zamanlar kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdi Barla. Ama şimdi kuşlar da uçuyor, kervanlar da geçiyor. Gerek yurt içinden, gerekse yurt dışından kadın-erkek, genç-ihtiyar, çoluk-çocuk, hatta Müslim-gayr-ı Müslim pek çok insanın uğrak yeri oldu, bu şirin beldemiz. Barla’da insan manzaralarını görünce şu soruları kendinize sormadan geçemezsiniz. Bu insanlar kim? Nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar? Burada ne arıyorlar? Bu insanları Barla’ya çeken sır nedir? Barla, ilk Medrese-i Nuriye şerefini kazandığından, mübarek bir yer olduğunu, mahrumiyetin ve sıkıntıların had safhada olduğu, 1920’li yılların sonunda Sıddık Süleyman bir gün, “Biz yazıyoruz, biz okuyoruz. Üstad bu kadar zahmeti niye çekiyor? diye içinden geçirir. Ona bunları düşündüren ve sorduran, ümitsizlik tufanının o gün azgınlaştırdığı şartlardı. O böyle düşünürken Bediüzzaman birden, “Kardeşim göreceksin, ben bunları bütün dünyaya okutturacağım” diyerek ona ve onun gibi düşünenlere ümit verdi.”

Neden böyle bir kitap yazmak ihtiyacı hissettiniz?

Bugün Nur’un bayramından söz edebiliyorsak, Barla’yı iyi okumak ve iyi tanımak gerektiğini de anlamış olmamız gerekir. Barla ziyaretlerinde bazen istemeden yanlış bilgilere kulak misafiri olmak zorunda kalıyoruz. Barla Rehberi o günlerden bugünlere gelişin bir hikâyesi olarak çıktı. Barla’ya gidenlere, gideceklere veya rehberlik yapacaklara bir kılavuz olmasını arzu ettik. 

Barla’ya gelip nerede kalacağım diye düşünmeye gerek yok. Bu güzel beldeye gelip kalmak isteyenlere uygun mekânlar yapıldı. Barla Denizi (Eğirdir Gölü)’ne arkanızı dönüp Barla yokuşunu tırmanırken az yukarıda yeni yapılmış, kubbeli bir cami ile karşılaşırsınız. Caminin yanından bir yol sağa döner. Yolun köşesinde “Yeni Asya Sosyal Tesislerine Gider” levhasını görebileceğimizi, karşı yolun köşesinde de “Bediüzzaman Said Nursî’nin Evine Gider” levhasının görüleceğini, Barla’da insan ve araba trafiğinin en yoğun olduğu yer burasıdır. “Cennet Bahçesi”ne, Üstadın kaldığı evlerine, kabristana ve Çamdağı’na yönelirler; Risâle-i Nur’un yazıldığı mekânlara koşarlar. Ellerinde Risaleler hayalen yazıldığı zamana giderler. Isparta kahramanlarını, Barla Sıddıklarını vazife başında görürler. Üstadın söyleyip onların yazdıkları manzarayı hayalen seyredileceğini, sonra “Nur Postaları”nın peşine takılırlar, “Santral Sabri”yi ziyaret ederler. Yazılan Risâlelerin kayıklarla karşıya geçişlerini yaşlı gözlerle takip ederler. İslâmköy’lü “Nur Fabrikası” sahibi Hafız Ali’nin Santral Sabri’ye “Muvasalat kesildi” dediğini işitirler. Yüzbaşı İbrahim Hulusi Beyi Eğirdir’de bölüğünün başında eğitim yaptırırken görürler. Sav’a geçip adeta matbaa gibi çalışan “Bin kalemli” Nurcular’a selâm vermek isterler. “Gül Fabrikası”nın etrafa yaydığı güzel kokuları teneffüs ederler. Şimdi bize hayal gibi gelen şeyler yıllar önce hakikatti. Onlara hayal gelen şeyler şimdi hakikat oldu.

Çam Dağında ‘Yıldızname”yi okumak

Aslında Bediüzzaman yıllar öncesinden istikbali okuyor veya istikbale ait müjdeler veriyordu. Bediüzzaman’ın evi “İlk Medrese-i Nuriye” ile “Cennet Bahçesi” arasında günün hemen her saatinde değişik insan grupları ile karşılaşırsınız. Yolunuz Çamdağı’na düşerse kendinizi açık bir sarayda hissedersiniz. Yukarıda yıldızları, aşağıda dağları ve üzerinde yemyeşil çam, katran ağaçlarını, çimenleri ve çeşit çeşit hayvanları görürsünüz. Adeta Üstadın tabiriyle “Yıldız Sarayı”na değişmediği bir yerdir orası. 

İçinizden değil, belki bütün gücünüzle, “Dinle de yıldızları, şu hutbe-i şirinine, / Nâme-i nurunu hikmet bak ne takrir eylemiş” diye başlayan “Yıldızname”yi okumak istersiniz.

Barla’yı her kesimden insan ziyaret ediyor

Geçtiğimiz aylarda Isparta Valisi Memduh Oğuz, bir televizyon programında Isparta’nın İslâm âleminde inanç turizmi bakımından Mekke, Medine ve Kudüs gibi önemli şehir olduğu görüşünü savunmuş ve “Said Nursî’nin Barla’da bulunan evine 1 günde 20 bin kişi geldi. Bu gelenlerin kime ne zararı oldu? Bediüzzaman Said Nursî’den söz edildiği zaman birileri bu meseleyi ideolojik olarak ele alıyor. Sen istesen de istemesen de Bediüzzaman potansiyeli var bu şehirde” dediğini söyledi.

Olayın hikâyesini anlatan Özdemir; Barla’nın Çam Dağları’nda Bediüzzaman’a misafir olan bu temiz kalpli, mübarek insan ısrarla Cuma gecesi Üstadın yanında kalmak istemişti. “Bir parça küflenmiş ekmek iki gün, iki kişiye nasıl yetecek?” diye düşünerek Çam Dağları’nda bir yamaca doğru çıkarken bir katran ağacının dalları arasında koca bir ekmek buldukları zaman, Bediüzzaman: “Süleyman müjde Cenab-ı Hak bize rızık verdi” deyince, safi kalbli Süleyman, cevaben: “Bu ekmek bize helâl olur mu?” diye sormuştu. Bediüzzaman ondan bu safiyet dolu sözleri işitince: “Vay mübarek vay!...” demişti. İşte bu hâdiseden sonra, safi kalb Süleyman’ın ismi “Mübarek Süleyman” olarak hafızalara yerleştiğini belirtti.

Bediüzzaman Hazretleri ile Mübarek Süleyman Çam Dağı’nda, insanlardan uzakta, uzun tefekkür gecelerinden birinde Bediüzzaman’a misafir olmak arzusu düşmüştü Süleyman’ın gönlüne. Bir tepedeki ağacın dalları arasında buldukları bir ekmek için “Bu ekmek bize helâl olur mu?” diye sorması üzerine Üstad, “Vay mübarek vay!” demiş, ondan sonra da adı “Mübarek Süleyman” olarak kalmıştı. 

Okunma Sayısı: 2584
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı