Sonbaharın o hüzün hali. Yapraklarının yavaş yavaş yere düşmesi sakin ve sessizce. Geçen gün bunu gördüm, temaşa ettim.
Servisteydik çocukları almak için gidiyorduk. Giderken uzakta bir ağacın dalından bir yaprak koptu. Düşecek, ama düşmüyor yukarıda biraz havalandı yere düşmeden evvel. Hayretle baktım sanki yere düşme vakti gelmemiş de yukarıda biraz işi var gibiydi. Sanki Rabbinden daha yere inme izni almamış gibiydi, toprağa daha karışma vakti gelmemişti. Sonra yukarıda ahenkli bir şekilde dolanıp yavaş yavaş yere indi. “Vazifem bitti” der gibiydi. “Toprağa karışma vaktim geldi.” O an düşündüm, bir yaprağın hayatı da insanın hayatına benziyor. İnsan da böyle değil mi? Bir süre hayat ağacının dalında duruyor, sonra oradan koparak yukarı da biraz dolandıktan sonra yere iniyor, toprağa karışıyor ilk zamanki gibi. Topraktan gelmişti, yine toprağa dönüyor. Ruhlar âleminden yola çıkıyoruz, rahm-ı maderde biraz durup dünyaya geliyoruz, dünyada biraz gezip ahirete gidiyoruz.
Hadi gelin şu yaprağı biraz tefekkür edelim ne dersiniz? Yaprak topraktan geliyor, insan da topraktan yaratılmış. O yaprak bir süre dalında durduktan sonra vazifesini tamamlayıp düşüyor yine toprağa karışıyor. İnsan da öyle. Ruhlar âleminden anne rahmine… Bir süre orada kalıp dünyaya geliyoruz. O yaprağın ağaçtayken vazifesi; esmaları yansıtmak Rabbini tanıtmak. Bizim de dünyadayken bir vazifemiz, Rabbimizi tanımak, O’na kulluk etmek, Cenâb-ı Hakk’ın isim ve sıfatlarına ayna olmak.
Şimdi burada Esma-i Hüsnayı gördüm. Ben insanla yaprağı karşılaştırırken yine Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin dediği:
Mahiyet-i insaniye, şu kâinatın bir misal-i musaggârı olduğundan; âdeta âlemde ne varsa, insanda nümunesi vardır. (Sözler, 281)
Biz burada sadece bir yaprağın hareketinde insanın hayatını görüp temaşa ettik. Eğer bir yaprakta bile bir insanın hayatını görebiliyorsak diğer her şeyde görebiliriz. Kâinattaki her şeyde… Gerçekten çok uzağa bakmanıza gerek yok bazen bulmak istediklerimizi çok uzaklarda ararız, ama aslında onlar çok yakınımızdadırlar. Serviste o hızla giderken o uzaktaki yaprağın düşmesindeki tefekkürü bana yaşatıp bunları yazdırdığı için Rabbime hamd olsun.
Gülizar Nur AYDOĞDU / [email protected]