"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hangi kabiledensin?

Elmas Nur Yaşar
02 Mart 2019, Cumartesi
Irkçılık, unsuriyetçilik ve milliyetçilik cahilî bir damardır. Zira bir gün Hz. Ebu Zer, Hz. Bilal’e “Siyah kadının oğlu” şeklinde bir ifade kullanır.

Bunu haber alan Resûl-i Ekrem (asm) Ebu Zer’e “Korkarım sende cahiliyeden kalma bir damar var Ya Ebu Zer!” der. Bu sözleri işiten ve hakikatini idrak eden Hz. Ebu Zer tam manasıyla nedamet duyarak yere yanağını koyar ve “Bilal çiğnemeden yanağımı yerden kaldırmayacağım.” diyerek özrünü ve pişmanlığını ifade eder. Allah onlardan ebeden razı olsun.

“Üstünlük ancak takva iledir” buyuran İslâmiyet’in, günümüz mensupları olan bizlere bakıldığında bu konuda ortaya çıkan tablo ne yazık ki içler acısıdır. Bu noktada Asr-ı Saadet’e bir perde daha aralamak isteriz. Şöyle ki:

Mescid-i Nebevî’de bulunan birtakım Sahabeler, sünnet olan tanışma âdetini gerçekleştiriyorlardı.

Her birisi kendi soyunu anlatır.

Birisi der, “Ben Mudar kabilesindenim, falan oğlu falanım!”

Bir başkası “Ben Evs kabilesindenim, benim babam Medinelilerin en şereflilerinden falan oğludur. Dedem şudur, dedemin babası şudur!” diye kendi soyunu anlatmaya başlar.

Bir başka sahabe, “Ben de Temim kabilesindenim, falanın oğlu falanım.” der.

Biridiğeri “Ben, Hazrec kabilesindenim!” der.

Bir başkası da “Ben de Kureyş kabilesindenim, insanların en şereflilerinin soyundanım!” der.

Selman-ı Farisî de bir duvara yaslanmış o sohbeti dinliyordur. Sohbet bitince, sohbeti yöneten zat Hz. Selman’a döner ve; “Ya Selman, sen hangi kabiledensin?” diye sorar.

Der ki, “Ben de İslâm’ın oğlu Selman’ım!”

Ve sonra gözleri dolarak şöyle hitap eder:

“Ben dalâletteydim. Allah (c.c), Hz. Muhammed (asm) ile beni hidayete erdirdi. Ben fakir, yoksul bir insandım. Allah (c.c) beni Hz. Muhammed (asm) ile zenginleştirdi. Ben basit bir köle idim. Allah (c.c) beni Hz. Muhammed (asm) ile özgürlüğüme kavuşturdu. Ben ne kazandımsa Muhammed (asm) ile kazandım. Siz hangi şereften bahsediyorsunuz? Ben İslam’dan başka bir şeref tanımıyorum! İşte benim soyum ve ırkım. Benim nesebimi öğrenmek mi istiyorsunuz? Ben de İslâm oğlu Selman’ım” der.

Mescidin bir yerinde konuşmaları dinleyen Hz. Ömer bu sözleri duyar duymaz ayağa kalkar, topluluğunun yanına yanaşır ve der ki:

“Benim de nesebimi öğrenmek istiyor musunuz? Ben de İslâm’ın oğlu Ömer’im! İslâm’ın oğlu Selman’ın kardeşiyim.” der.

Bunun üzerine diğer sahabeler de ‘’Ben de İslâm’ın oğluyum.’’ diyerek ağlaşıp birbirlerine sarılmaya başlarlar.

Ant içenlere ve andı zorbalık edenlere, bir kavme sair kavimleri “armağan” edenlere biz de sorarız: “Hangi şeref, hangi ırk İslâm’dan daha şerefli ve daha büyüktür?”

Hz. Selman-ı Farisî’yi Hz. Ömer-i Arabî’ye kardeş kılan İslâmiyet, biz günümüz Müslümanlarını ne zaman kardeş kılacak dersiniz?

Okunma Sayısı: 2611
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı