"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Baro ve meslek odaları düzenlemesi

Enes Ensari
02 Temmuz 2020, Perşembe
Yeniden düzenlenmek istenen Baro ve Meslek Odaları seçim ve temsil sistemi üzerine deyim yerindeyse, ağzı olan konuşuyor.

Bilgisi olsun olmasın, her mevzuda olduğu gibi, bu konuda da toplum ortadan ikiye bölünmüş, herkes kendi cephesinden bakarak olayı yorumlamaya çalışıyor. Bizim gazetede çıkan objektif haber ve yorumlardan başka, neredeyse basın yayın organları ve sosyal medyada konuyu objektif ve tarafsız bir gözle değerlendiren yok gibi. Böyle olunca da sapla saman birbirine karışıyor.

Bir Elektrik Mühendisi ve geçmiş dönemde Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) seçimlerine başkan adayı olarak girmiş biri olarak, olabildiğine tarafsız ve objektif bir şekilde konuyu Yeni Asya okuyucuları için değerlendirmek istiyorum.

Mevcut Durum

Öncelikle mevcut durumu özetlemek gerekirse; Baro ve Meslek Odaları (Tabip, Mühendis; Mimar vb.) seçimleri iki yılda bir yapılıyor, seçimlerde oda yönetimi asil ve yedek üyeler (EMO için bunlar yedişer kişi) ile Genel Merkez yönetimini belirleyecek delege (üye sayısına göre belirleniyor) seçimi yapılıyor. Danışma ve Denetleme üyeleri de seçiliyor, ancak bunlar çok önemli değil. Seçimlerde her üye yönetim sayısı kadar (yedişer) asil ve yedek ismi kendi el yazısıyla yazarak, seçime giren grupların hazırladığı delege listesiyle birlikte zarfa koymak suretiyle oy kullanıyor. Dolayısıyla seçimde aday olan ve diğerlerinden bir oy fazla alan grup, bütün yönetimi ve delegeyi ele geçirmiş oluyor. Bu durumda temsilde adalet diye bir şeyden bahsetmek mümkün değil. Bir de seçimi kaybedenler, neredeyse bir dahaki seçim tarihine kadar odaya uğramaz oluyor.

Baro ve Oda Yönetimleri’nin: Meslektaşlarını mesleğe kabul ve red etme yetkisi bile olduğu düşünüldüğünde, üyeler için yönetimlerin etkisi çok fazla. Bugün bize demokrasi dersi vermeye kalkışan bu yönetimler, geçmiş dönem başörtülü diye bayan meslektaşlarımızı mesleğe kabul etmeyerek mağdur ettiler. Bunun yanında çoğunluğu üye aidatı ve meslekî onay ile denetimlerden gelen önemli bir gelirleri bulunuyor. Bu gelirin bir kısmını genel merkeze aktarıyor, diğer bir kısmı eleman istihdamı dahil keyiflerince harcıyorlar. Çoğu marjinal sol yayın (gazete, dergi, v.s.) bunların abonelikleri sayesinde ayakta duruyor. Kendilerini ilgilendiren/ilgilendirmeyen konularda yaptıkları açıklama ve faaliyetler de işin ekstrası.

Bu yönetimler; iktidarda kim varsa muhalefet etmeyi marifet sayıyorlar. Yani muhalefetleri sadece AKP’ye değil, geçmiş dönemlerde de bütün iktidarlara muhalefet ediyorlardı. Bir de bu yönetimleri belirleyip, yöneten ve yönlendiren oda dışında bir elit tabakaları var bunların. Bunlar CHP’nin bile politikalarından rahatsız olanlardır. Ama yönetimde muhalif eleman olduğu taktirde, bu rahatlıkta işleri yürütmeleri mümkün olmadığı için yolsuzluk veya hukuksuzluğun önü nisbeten kesilmiş olur, daha şeffaf bir yönetim sergilenebilir.

Mevcut durum bu, hatta bu durum on yıllardır devam ediyor. Hükümetler de zaman zaman yönetimlere olan garazlarında, üyeleri aleyhine düzenlemeler yapıyorlar. Meselâ teknisyen ve teknikerlerin yetkilerini arttırmak, odaya üye zorunluluğunu esnetmek gibi.

Yapılmak İstenen

Şimdi AKP’nin, her alanda olduğu gibi buralara da hâkim olacak veya en azından bir kısmını kontrolü altına alacak köklü bir düzenleme yapmak istediği malûmunuz. Zaten iktidara geldiğinden beri bir ajandasının olduğu ve bu ajandaya bağlı olarak zamanı geldikçe bazı köklü değişiklikler yaptığı da biliniyor. Beraber yürüdüğü grup ve kişilere de yaptığı ortada. Hatta mitinglerde taraftarlardan bir talep geldiği taktirde “onun da sırası gelecek” türü ifadeler de malûmumuz. Diyanet hutbesi üzerine Baro tarafından yapılan saygısız ve pervasızca açıklama da işin tuzu biberi oldu. Asıl olan, bir hukuksuzluğa veya kargaşaya meydan verilmemesi.

İşin Sakıncası

Bu noktada hemen ifade edeyim, illerde baro veya odaların bölünmesi çok sakıncalı. Zira bunların, yukarıda bahsettiğimiz resmî onay ve işlemleri var. Bu işlemlerin muhataplarına, tarafsız ve objektif davranılması önemli. Meselâ mühendis odaları için söylüyorum: Bir odanın onaylamadığı bir projeyi başka bir oda onaylarsa bu ciddî sıkıntılara sebep olur. Bir baronun mesleğe uygun bulmadığı bir meslektaşı diğer bir baronun kabul etmesi de öyle. Bir ülkede iki Yargıtay olması gibi veya bir ilde iki belediye başkanlığı bulunması gibi. Bu örnekler çoğaltılabilir. Bölünmede işlemlerde yeknesaklığın sağlanması imkânsızlaşır.

Bir Teklif

Peki, bölünme olmadan, temsilde adaleti sağlayacak, ama yönetimde istikrara da zarar vermeyecek, baro ve odaların daha şeffaf ve objektif olmasını sağlayacak yönetimde muhalifleri de barındıracak, bir düzenleme yapmak mümkün mü? Evet mümkün.

Mevcut seçim sisteminde her bir üye yönetim sayısı kadar asil ve yedek (yedişer) kişi yerine yönetim sayısının yarısından bir fazla asil ve yedeği (dörder) kişi yazabilecek değişiklik yapıldığı taktirde; Bir grup en fazla yönetimin yarısından bir fazlasını kazanacak, diğer gruplar da güçleri nispetinde yönetimde temsil yetkisi alacak. Delege listeleri de alınan oy yüzdesi sayısınca birinci sıradan itibaren her listeden belli oranda üye seçilerek belirlenecek.

Bu durum; yönetimlerin karar almasını zorlaştırmadığı gibi katılımı arttıracak, karar ve işlemlerin mevzuata uygun ve objektif olmasını temin edecektir. Daha çok üyenin katkısı ve odaya bağlılığı da sağlanmış olacaktır. Bunun için çok önemli bir değişikliğe gerek yok. Sadece seçim sisteminde bir iki madde değiştirilmesi yeterli olacaktır. Tahminim buna muhalefetin de itirazı olmaz. 

Okunma Sayısı: 2632
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    2.7.2020 08:14:37

    Allah razı olsun kardeşim.Bir konuda fikir yürütmek ve sağlıklı tespitlerde ve tavsiyelerde bulunmak için öncelikle 'hak,kaniyet ölçüsünden şaşmamak gerekiyor.Siz bu noktadan bakarak önce doğru bir bakışla değerlendirmede bulunmuşsunuz. HAK-HUKUK-ADALET-DEMOKRASİ:Bu kavramların yanına birde 'ahlak,ı ilave etmek lazım. Bugün ülkemizdeki problemlerin temelinde bu ifade ettiğimiz mefhumların eksikliği,istismar edilmesi ülke insanını mağdur etmeye devam ediyor. Parti içinde demokrasi,hak'kaniyetten uzak davrananların toplumun menfaatine diyerek yapmak istedikleri düzenlemeler bu nedenle problemleri çözüp cemiyeti rahatlatan değişiklikler olmaktan uzak kalıyor. Hele hele çift başlılık getiren uygulamalar daha çok kaos ve ülkede fitne-fesadın artmasına neden olacağı nettir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı