"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dar bölge iki turlu seçim

Enes Ensari
11 Temmuz 2020, Cumartesi 00:03
Demokraside asıl olan milletin kendi kendisini idare etmesidir.

Ancak her konuda milletin fikrine ve tercihine başvurmak mümkün olmadığı için, Parlamenter sistemde; millet, vekilleri eliyle bu yetkisini kullanır.

Demokrasinin uygulanmasında gaye: Hiçbir vatandaşın oyunun kaybolmaması ve milletin seçtiği vekilinin hür iradesiyle seçmeninden aldığı yetkiyi, başta Meclis olmak üzere her platformda çekinmeden ve korkmadan dile getirmesidir.

Buna göre “Temsilde adalet” önemli olduğu gibi, bilhassa geçmiş dönemlerde kurulmuş çok partili koalisyonlar kurulduktan sonra kısa sürede dağıldığından, “Yönetimde istikrar” da önemli olmaya başladı.

“Yönetimde istikrar” sebebiyle seçim barajları oluşturuldu. Bu barajlar sayesinde meclise az partinin girmesiyle güçlü hükü- metlerin işbaşına gelmesi temin edildi. Seçmenin kullandığı % 20-30, hatta bazen daha fazlası oy boşa gittiği halde, % 30-40 seviyesinde oy alan partiler, % 50-60 milletvekilliği kazanmak suretiyle ülkeyi tek başına idare etmeye başladı.

Bu sebepten ve özellikle çarşaf listeler sayesinde, parti liderleri çok etkili konuma yükseldi. Yıllardır partiler tarafından önümüze konulan milletvekili listelerinden bir kaçını beğendiğimiz halde, çoğunu beğenmememize rağmen listelere oy vermek zorunda kaldık.

İşte bu durum özellikle lider ve parti yönetimi eline büyük bir güç veriyor. Halktan doğrudan alınmayan bu güç, bazen halkın yararına güçlü iktidarların oluşmasına vesile oluyordu.

En son yapılan değişikliklerle, seçim öncesi yapılan ittifaklar sayesinde barajın pek bir anlamı kalmadı. Bu sistemde % 10’luk barajlar yüzünden boşa giden oyların çok büyük oranda azalması olumlu olmakla birlikte, parti liderlerinin etkinliği daha da arttı.

Liderdeki bu güç parti içi demokrasiyi yok ettiği gibi, toplumda diyalog kültürünü de zedeliyor. Demokrasinin ruhuna aykırı uygulamalar yaygınlaşıyor.

Bu durumun en önemli reçetesi, yeniden gündeme gelen “Dar Bölge İki Turlu Seçim Sistemi”dir. Bu sistemde ülke, milletvekilliği sayısı kadar seçim bölgesine bölünerek, her bölgeden sadece bir milletvekili seçiliyor. Bu durumda, seçmen seçeceği adayını yakından tanıyor. Bu sistemde, aday olmak kolay olduğu gibi, her parti o bölgede bilinen sevilen kişileri aday göstermek zorunda kalır. Böylece Meclis, daha güçlü vekillerle gücünü, etkinliğini ve saygınlığını arttırmış olur. Bu sistemde, çoğu defa güçlü adaylar, bir partiye bile ihtiyaç duymadan bağımsız aday olabilir. Bağımsız adaylar ilk turda oyların % 20-25’i kadar oy alıp ikinci tura kaldıkları taktirde, ikinci tura kalmış partinin dışındaki partililerden alacağı oyla seçilmesi ihtimali yükselir. Zira çoğu defa partiler, diğer partileri rakip olarak gördükleri halde, bağımsız adayı rakip olarak görmez. Halbuki bugünkü sistemde bir bağımsız adayın seçilmesi, bir milletvekilliğine düşen oyun en az % 80-90’ını almak zorunda. Bu da bağımsız bir vekilin seçilmesini neredeyse imkânsızlaştırıyor.

Dar Bölge sisteminde, lider fonksiyonunun azaldığı muhakkak. Böylece liderin, partide ve mecliste istediği çalışmaları yapmak için, kendisiyle uyumlu çalışacak nitelikli insanları bulması zorlaşabilir. Bu sorun da “Türkiye Milletvekilliği” kontenjanı ile çözülebilir. Meselâ 50 veya 100 milletvekilliği, partilerin ülkede aldığı toplam oy oranı ile dağıtılabilir.

Aslında hemen hemen her partinin tüzüğünde “Dar Bölge İki Turlu Seçim Sistemi” vardır. Partiler, muktedir olmak için, böyle söylemleri halkla paylaşırlar, muktedir olduktan sonra da unuturlar. Tıpkı seçim barajını, barajın altına düştükten veya iktidar olma hayalini kaybettikten sonra hatırladıkları gibi.

Yetki ve etkileri azalan liderler bu sistemi ister mi? Tabiî ki istemez. Ancak AKP iktidarda kalmak için başka bir çare kalmadığını anladıysa, ki anketler bunu söylüyor, bu yolu bir kurtuluş olarak seçebilir. 

Zira kaybettiği 7 Haziran 2015 milletvekilliği ve 31 Mart İstanbul seçimi için yaptığı atraksiyonlar unutulmadı. Bekleyip göreceğiz. 

Okunma Sayısı: 1469
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı