Ülkemizde bile binlerce vefatla (Dünyada ölü sayısı 2 milyona yaklaştı) birlikte yaşadığımız travma, başta iş hayatı olmak üzere hayatımızın her alanını adeta kâbusa çevirdi. Âyetlerde, başımıza gelenlerin, ellerimizle yapıp ettiklerimizin neticesi olduğu, ifade edilmektedir. 

Bu sebeple bilhassa inanç perspektifinden baktığımızda, bu musîbetin ne kadar çok hikmeti olduğunu anlamış olduk. Gerçi musîbete sevinilmez, ancak hikmetlerini ve bize verdiği dersler düşünülünce, bu musîbetin sebepsiz olmadığı açık bir şekilde görülmektedir.

Pandemi döneminde, yaşadığımız mağduriyet ve mahrumiyetlerle ilgili önemli bilgiler, enteresan tesbitler ihtiva eden çok sayıda yazı okudum. Bilhassa küçücük bir virüsün insanlığı âciz bırakmış olması ve bu sebeple evde yalnız kalmamız, akraba ve dostlarla görüşemememiz, yapmamız gereken iş ve hizmetlerin çoğunu yapamaz hale gelmiş olmamız ve biz insanların alması gereken dersler ve tedbirlerle ilgili tesbitlerin çoğu önemli ve yerinde tesbitler. Bu tesbitler içinde takmak zorunda kaldığımız ‘maske’ çok önemli bir yer tutuyor. Bana göre Rabbimiz bize en büyük ders ve nasihatlarından birini maske ile veriyor.

Çünkü dil, karşılığı Cennet olmak üzere, haramdan korunması hususunda hakkında teminat istenen iki uzuvdan biridir. Ağız gemlenince (maske takılınca) dil de nisbeten işlevsiz kalır. Küfürlü ve hakaret ihtiva eden sözlerden, gıybetten, dedikodudan, iftiradan bizleri alıkoymuş olur. Bir de ağzımız vasıtasıyla vücudumuzu beslememiz olayı var ki, belki bu daha da önemli. Malûmunuz yediğimiz ve içtiğimiz bir şeyin hem maddesi itibariyle haram olmaması, hem de helâl yollardan elde edilmiş olması gerekir.

Bu konuda bilhassa önemli şahsiyetlerin anne-babalarının nasıl hassas davrandıkları, bu insanların hayat hikâyelerinde veya menkıbelerde hep okumuşuz. Başta Üstadın babası Mirza Efendi (Rahmetullahi aleyhim) olmak üzere, çok sayıda önemli şahsiyetin; hayvanların geçtikleri yol kenarındaki arazilerden bir şeyi yemelerini engellemek ağızlarını bağlaması hususunun bu günümüzle birebir örtüştüğünü düşünüyorum.

Evet bizler helâl-haram dikkat etmedik, sözlerimizle çevremizdeki insanları incittik, yapılan zulüm ve haksızlıklara da sesimizi çıkarmadık. 

İhtimal ki Rabbimiz bir sürü önemli hikmet ve ikazla birlikte, ağzımıza bu maskeyi taktırmak suretiyle, ağız ve dilimizi O’nun rızası istikametinde kullanmamızı murad etmiş olabilir.

Biz de kavli duâmızla birlikte, alınması gereken tıbbî tedbirler yanında, ağzımıza takılan maskenin hikmeti üzerinde de düşünerek, fiilî duâmızı da yaparak bu virüsten kurtulmaya çalışmalıyız. Bizi bunaltan maske çok önemli ve elbette başımıza gelen her şey gibi sebepsiz de değildir.