"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bizi geri bırakan İslâmiyet değil

Erol OKUTUCU
04 Mart 2015, Çarşamba
Malezya; Müslümanların, tertemiz sokaklara, saygılı ve sevgili insanlara, modern ticaret, üretim, iş ahlâkı ve disiplin anlayışına, sorunsuz alt ve üst yapıya sahip olabileceğini gösterdi. Demek ki, bizi geri bırakan asla İslâmiyet değilmiş.

MALEZYA NOTLARI

İstanbul havaalanından başlayan yolculuğum, 9 saat 20 dakika sonra Malezya’nın başşehri Kuala Lumpur da son buldu. Otobüs, tren ve hatta gemi ile gidiyor olsanız ve yolda; “ben bunaldım, lütfen beni burada indirin, ben başka otobüs ile veya filika ile yoluma devam edeceğim” deme şansınızın olmadığını hatırlayınca, insanı daha bir hafakanlar basıyor; “Çok da uzun sürüyor canım!”

BAŞÖRTÜLÜ KADIN POLİSLER KARŞILADI

Müslüman erkek ve başörtülü kadın polislerin karşıladığı havaalanında hiç yabancılık çekmedim. Çünkü amirinden temizlik hizmetçisine kadar hepsinin yüzü gülüyor ve hepsi selâm veriyordu. 

Gezime hoş bir intiba ile başlamıştım. 

Malezya; 18 binden fazla ada devletçiklerinin oluşturduğu 13 eyaletli bir ülke. Her eyaletin bir sultanı var ve belirli zamanlarda kendi aralarında ülkenin Kral’ını seçiyorlar. Tabiî her ne kadar krallık varsa da, daha ağır basan idare demokrasidir. Her eyaletin de kendi anayasası ve hükümetleri var. 

Dünyanın en önemli boğazlarından birine sahip olan (Malaka) bu ülke, zaman zaman Portekiz, Hollanda, İngiltere ve Japonya tarafından sık sık taciz edilmiş, işgal edilmiş ve nüfuz altına alınmak istenmiştir. 

(Bu yüzden birçok Uzakdoğu ülkesinde olduğu gibi burada da trafik soldan işler.)

Başat dinin İslâmiyet’in olduğu bu cennet gibi ülkede sırasıyla Budizm, Hinduizm ve az da olsa Hıristiyanlık dinleri yaşıyor. 28 milyon nüfusun etnik yapısını % 55‘i Malaylılar, % 25’i Çinliler, % 10’u Hintliler ve geriye kalan % 10’luk kesimini de diğer farklı gruplar oluşturuyor. 

PETROL İHRAÇ EDİYOR

Gerek 18 binden fazla ada devletçiklerinden, gerek farklı dinleri bünyesinde barındırmasından ve gerekse ırk çeşitliliklerinden dolayı öyle bir folklorik zenginlik oluşmuş ki, hepsini anlayıp izlemeye bir ömür yetmeyecektir (Ben de zaten araştırmaktan vazgeçtim!). 

Ülke; tropikal iklime sahip olduğu için her daim yeşil kalıyor. Yine sahip olduğu bu iklimden dolayı her mevsim bolca sebze ve meyve türlerine ev sahipliği yapıyor. 

Resmî dil Malayca, ama halkın büyük bir çoğunluğu İngilizce konuşabiliyor. 

Ülkenin petrol üretimi de var. Üstelik ihraç edecek kadar da fazla çıkartılıyor. 

Malezya ekonomik olarak kendine yeterli ve işsizlik oranı % 7’ler de olan zengin bir ülke.  Kralın yeni sarayını gezdim. Atlı askerler tarafından nöbet tutulan giriş kapısından öte geçemiyoruz (Protokolün gözü çıksın!). Malezya’nın ulusal petrol şirketine ait olan “Petronas” kulelerini görmemezlik olmazdı, ben de hem gece hem gündüz bu kuleleri ziyaret ettim. Aslında dünyanın birçok yerinde daha büyük ve azametli kuleler varsa da, bu kulenin mimarî tarzı modası hiç geçmeyecek bir stilde yapılmıştı. 

ARTIK ‘MALEZYA’ DİYORUM

Baktığınız zaman Malezya’ya özgü bir ovallik, zenginlik ifadesi olan gümüş parlaklığı, insanlarını ifade eden bir yumuşaklık görüyorsunuz. 

Sokaklarında tatlı bir telâşla koşuşturan insanlarla dolu olan başşehirde, çok daha fazla iş merkezleri, idare binaları ve ticaret yapılan gökdelenleri vardı. 

Her birisinin mimarisi en az diğerleri kadar hoş görünüyordu. 

Daha önce gezdiğim ülkelerin içinde “en çok hangisinde yaşamak isterdin?” sorusuna, Balkan devleti olan “Karadağ” derdim, ama artık aynı soruya kesinlikle “Malezya” diyorum! 

Evet, ben uçağın daha kapısından iner inmez gülümseyerek beni selâmlayan, güvenlik sorunu hiç yaşamadığım, sokaklarında bir çöpe dahi rastlamadığım, hem güler yüzlü ve hem disiplinli olan bu insanların arasında çok rahat yaşayabilirim. 

ÖRNEK MÜSLÜMAN ÜLKE

Ayrıca bu ülke bana; bir İslâm ülkesinin diğer Ortadoğu, şarklı, garplı, Türkî Cumhuriyetli (ve hatta Türkiye) ülkelerde olduğu gibi değil; Malezya’daki gibi tertemiz sokaklarına, saygılı ve sevgili insanlarına, çağdaş ve modern ticaret ve üretim anlayışlarına, iş ahlâkı ve disiplin anlayışına, sorunsuz alt ve üst yapılarına sahip olabileceğini gösterdi. 

Demek ki bizi gerilere zorlayan, aydınlanamayan, önünü göremeyen saik, asla İSLÂMİYET değilmiş.

Demek ki neymiş; bizi ve diğer bütün İslâm ülkelerini böylesine saçma bir durumda bırakan kendi başarısızlığımız ve vurdumduymazlığımızmış. Bu da bütün geri kalmış İslâm geçinen ülkelere kapak olsun.

MALEZYA’YA GİTSELERDİ...

Malezya gezisi ideolojik ve sosyolojik olarak o kadar gözümü açtı ki, izninizle tesbitlerime devam edeyim... Hatırlarsınız; birkaç yıl önce Türk basınında kendisine “Amiral Gemisi” etiketini vehmeden bir grupta “Malezya olur muyuz”, “Mahalle baskısı” gibi janjanlı etiketlerle, bilerek, isteyerek, kasten ve olabildiğince art niyetle Türk Kamuoyunu manipüle etmişlerdi. 

Uzunca bir süre tartıştırmışlar ve mütedeyyin insanları hem rencide etmişler ve hem de suçluluk duygusu aşılamaya çalışmışlardı. O röportajı yapanlar, yazanlar, çizenler sıcak kaloriferli ortamlarda veya soğuk klimalı iklimlerde masa başı haber üretenler, asla Malezya’ya gitmemişlerdi ve asla oranın halet-i ruhiyesini görmemişlerdi. 

Maksat kılçık atmaktı, attılarda...

Eğer oralara gitselerdi eminim “Aman ne olur! Biz de Malezyalılar gibi olalım! Böyle bir İslîmî idareye, anlayışa kurban oluruz derlerdi! Çünkü 4 dinin, onlarca etnik grubun ve binlerce örf ve ananenin yaşandığı bu ülkede, hoşgörünün, karşısındakilere saygılı davranma, inanç özgürlüğü, fikir ve hürriyet anlayışına şahit olurlardı. 

Bir taraftan çarşaflı kadın polisler varken diğer taraftan bir karış mini etekli bayanların yanyana çalıştığı insanları görürlerdi. Aynı şekilde geleneklerin ve modernliğin yan yana olabileceğini de fark ederlerdi. Bir tarafta cami, karşısında Budist tapınağını görürlerdi. 

Herkesin dilediği şekilde ibadet ettiğine şahit olurlardı. 

 

Okunma Sayısı: 2771
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı