Büyük bir depremle sarsıldık ve su sarsıntının ekonomik etkilerinin uzun bir süre daha devam etmesi tahmin ediliyor.
Ortaya çıkan maddi zararı çoğunu görünüşte ‘devlet’ karşılayacak olsa da, netice itibarıyla bunlar hepimizin ödediği ‘vergi’lerden karşılanacak. Böyle olması da tabiidir. İsrafa ve keyfi işlere harcanmadıktan sonra, depremzedelerin yaralarının sarılmasına kimsenin itiraz etmeyeceği bellidir.
Nitekim, 1999’da “Marmara Depremi”nden sonra da yaralar büyük ölçüde devlet eliyle sarıldı. Bu yapılırken ‘geçici’ kaydıyla “özel iletişim vergisi” ihdas edildi ve bu geçici vergi zamanla kalıcı hale geldi. Açıklanan bilgilere göre 2000-2022 yıllarını kapsayan 23 senede toplam 87 milyar 998 milyon lira özel iletişim vergisi toplandı. (euronews.com, 11 Şubat 2023)
Haklı olarak “Bu vergiler nerede ve nereye kullanıldı?” sorusu da soruluyor. İdareciler de, “Yol, su, köprü, elektrik işlerinde kullanıldı” diyerek kendilerini savunuyorlar. Elbette öyle olmuştur, fakat bu paralar Türkiye’yi depreme hazırlamak için yapılacak çalışmalarda kullanılmış olsaydı çok daha doğru olmaz mıydı? Zaten bu iş için toplanmamış mıydı? Deprem için toplayıp da başka işlerde harcamak ne kadar adil, ne kadar isabetli?
Şimdi de benzer bir durum var. Kabul edilen yeni kanuna göre kurumlar vergisi mükelleflerinden belli nispetlerde ‘tek seferlik ek vergi’ alınacak. (haberturk.com, 10 Mart 2023)
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ‘ek vergi’ konusunda şöyle demiş: “Depremin yaralarını sarmak için seferber edilmesi gereken fonların toplamı 100 milyar dolara ulaşabilir. Bu çok ciddi bir rakam. Bütçe dengesinde sene başından beri görülen bozulma ister istemez daha da şiddetlenecek. (...) Ancak bu finansmanı sağlamak için bütçe gelirlerinde hangi kalemlerde bir artış yapılacağına ve/veya hangi harcamaların kısılacağına, kurumlar ve kurallar gözetilerek, etki analizi hesaplanarak dikkatlice karar verilmelidir. Aksi halde ekonominin uzun dönem üretim ve yatırım dinamikleri üzerinde istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir. Bu açıdan bakıldığında, deprem nedeniyle kamunun vergi ihtiyacı ortada iken bir yandan vergi ödeme alışkanlığını erozyona uğratıp rekabet koşullarını bozan vergi affı getiriyor diğer yandan da eski deprem vergisi gibi genel bütçeye dahil edilen bir ek vergi tahsis ediyoruz.”
TÜSİAD Başkanı Turan’ın, devleti tasarrufa çağırması da dikkat çekici: “Deprem nedeniyle ortaya çıkan ek harcama ihtiyacı, eğer vergi geliri artışı ile karşılanacaksa örneğin geçici kurumlar vergisi oranı artışı gibi adaletli bir yöntemle karşılanmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz. Kaldı ki ek vergi ile vatandaşlardan ve şirketlerden zorunlu olarak tasarruf yapmalarının istenmesi yerine verimli bir devlet anlayışı doğrultusunda kamunun da tasarruf yapması, devlet harcamalarının gözden geçirilerek lüzumsuz ve verimsiz harcamaların kaldırılması, acil öncelik taşımayan projelerin ötelenmesi de değerlendirmeye alınmalıdır.” (tusiad.org, 11 Mart 2023)
Hep birlikte soralım: Devlet niçin tasarruf yapma düşünmez? Niçin israfta en önde koşar? Niçin yeni bir israf kapısı olmamak şartıyla ‘Tasarruf Bakanlığı’ kurmaz? Niçin?